Yavaş, yapılan gözaltılarla ilgili olarak, "Siyasete gölge düşüren tutuklamalar doğru değil. Bu tür uygulamalar ülkemizin uluslararası imajına zarar veriyor. Bağımsız basın, demokrasinin en büyük güvencesidir" ifadelerini kullandı.

SORUŞTURMA VE GÖZALTILAR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" ve "kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Halk TV çalışanları Suat Toktaş, Kürşad Oğuz, Barış Pehlivan ve Seda Selek gözaltına alınmıştı. Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker ve Seda Selek, İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından “yurt dışına çıkış yasağı ve haftada bir imza” adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Toktaş, Oğuz ve Pehlivan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.

HALK TV'YE DESTEK YAĞDI

Gözaltıların ardından birçok siyasetçi ve vatandaş Halk TV’nin Ankara Bürosu’na giderek dayanışma mesajları verdi.

YAVAŞ: "TUTUKLAMALAR SON ÇARE OLMALI"

Halk TV’yi ziyaret eden Mansur Yavaş, süreçle ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Serhan Bey ve Halk TV ekibine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Türkiye’de son dönemde bir olay yaşandığında hemen adli makamlar harekete geçerek tutuklama kararı veriyor. Oysa hukuk açısından bakıldığında bir olayın suç teşkil edip etmediği yargılama süreci sonunda ortaya çıkacaktır. Tutuklama, başvurulacak en son tedbir olmalıdır. Çünkü bir insanın özgürlüğünü elinden almak ciddi bir durumdur. Eğer soruşturulması gereken bir konu varsa, elbette hiç kimse bundan muaf değildir. Ancak delillerin yok edilme ihtimali yoksa, kişinin adresi belli ise ve suç ağır ceza kapsamına girmiyorsa tutuklamanın bir anlamı kalmıyor. Yargılama sonunda beraat edilse bile kaybedilen zaman geri getirilemiyor.”

"ÖZGÜR BASIN DEMOKRASİNİN TEMELİDİR"

Hukukun temel prensiplerinden birine dikkat çeken Yavaş, şunları ekledi:

“Bir kişinin suçsuz yere bir saat bile özgürlüğünün elinden alınması çok ağır bir durumdur. Hukukun korunması, yargının bağımsızlığı için dikkatli olmak gerekiyor. Bu tür uygulamalar sadece Türk yargısına değil, demokrasimize de zarar veriyor. Ayrıca kamuoyunda infial yaratan açıklamalar karşısında hiçbir adım atılmaması, buna karşılık basın mensuplarına yönelik bu tür işlemler, yargıya olan güveni sarsıyor.”

"BU UYGULAMALAR ÜLKEYİ ZORA SOKUYOR"

Yavaş, siyasete gölge düşürecek tutuklamaların ülkeye zarar verdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Basın özgürlüğü, demokratik bir ülkenin vazgeçilmezidir. Gazetecilerin bu şekilde baskıya maruz kalması, uluslararası alanda ülkemizin itibarına zarar veriyor. Hukukun normal işleyişine uygun hareket edilmeli. Eğer bir suç unsuru varsa, ilgili kişiler çağrılır, ifadeleri alınır ve süreç hukuk çerçevesinde ilerler. Ancak bu tür yöntemler, toplumda ‘konuşmayın, aksi halde adli makamlar devreye girer’ algısını oluşturuyor. Aynı zamanda bazı kesimlerin yargıdan muaf tutulduğu izlenimi, kamuoyundaki adalet duygusunu zedeliyor. Bu durum hem demokrasimize hem de ülkemize zarar veriyor.”

"BASINI SUSTURMAK İSTİYORLAR"

Mansur Yavaş’ın ardından söz alan CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol da gözaltılara tepki göstererek şu açıklamayı yaptı:

“Cumhuriyet Halk Partisi Ankara İl Örgütü olarak belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz ve parti meclis üyelerimizle birlikte Halk TV’nin yanındayız. Ancak burada sadece Halk TV için değil, tüm halk için bulunuyoruz. Çünkü bağımsız medya, halkın sesi demektir. İktidar, ülkeyi ekonomik ve siyasal anlamda büyük bir çıkmaza sürüklüyor ve bu gerçeğin duyurulmasını engellemek istiyor.

Bugün basına yönelik baskılar, ülkedeki ekonomik sıkıntıları, işsizliği, geçim sıkıntısını dile getiren kanallara yapılıyor. Ancak toplumda kutuplaştırıcı yayınlar yapan bazı medya kuruluşlarına hiçbir müdahalede bulunulmuyor. Bu, ülkedeki adalet mekanizmasına duyulan güveni zedeliyor.

Biz, basının yalnız olmadığını göstermek için buradayız. Halkın haber alma hakkını savunacağız, gerçeklerin gizlenmesine izin vermeyeceğiz. Halk, gerçekleri öğrenme hakkına sahiptir ve bu hakkı elinden alamazsınız. Baskılar daha önce olduğu gibi yine sonuçsuz kalacaktır. Türkiye, demokrasiye kavuşacaktır. Sandık önümüze geldiğinde halkın iradesiyle bu yanlış gidişata dur diyeceğiz.”

Kaynak: Haber Merkezi