Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk'ün katılımıyla başlayan 1. Anadolu Opera ve Bale Festivali'nin ilk etkinliği, Şırnak Güzel Sanatlar Lisesi'nde gerçekleştirildi.
Mumcu, Şırnak Valisi Birol Ekici, Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka ve Tan Sağtürk, yeteneklerin keşfedilmesi adına düzenlenen çalışmayı takip etti.
Lisenin öğrencileri; sanat sunumunda bulunarak yeteneklerini gözler önüne serdi.
YÜZLERCE KİŞİ İZLEDİ
Akşam saatlerinde Şırnak Üniversitesi 15 Temmuz Kongre ve Kültür Merkezi Salonu'nda, Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen "Şehr-i Nuh" konseri, bölgenin kültürel ve sanatsal ilgisini bir kez daha gözler önüne serdi. Konserin yoğun ilgi görmesiyle birlikte, salondaki oturma kapasitesi doldu ve yüzlerce kişi, performansı saatlerce ayakta izledi. Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarına gösterilen yoğun ilgi, "Siz her zaman gelin, biz her zaman buradayız" mesajını verdi.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, yaptığı açıklamada, bu özel buluşmanın ilk adımını Şırnak'ta attıklarını belirtti. Nuh Nebi'nin mirasını taşıyan Cudi Dağı'nın eteklerinden Dicle Nehri'nin verimli topraklarına uzanan bu topraklarda sanatı yaymaya başladıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonu ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un liderliğinde, bakanlık olarak ülkenin ikinci yüzyılına uygun bir kültür ve sanat atılımı gerçekleştirdiklerini belirten Dr. Mumcu, "Bugün başladığımız bu yolculukla sanatı sadece büyük şehirlerde değil, tüm ülkenin dört bir yanında yaşatmayı amaçlıyoruz. Çünkü biliyoruz ki bir milletin ruhunu güçlendiren ve onu geleceğe taşıyan en önemli değerlerden biri sanat ve kültürdür. Şırnak'tan Erzincan'a, Kırklareli'ne, Ardahan'dan Hatay'a kadar bu yolculukla Anadolu'nun tüm renklerini ve seslerini kucaklıyoruz" dedi.
Mumcu, Şırnak’ın geçmişte terör ve kan ile anılan bir şehirken bugün opera, bale ve festival gibi etkinliklerin konuşulabilir hale gelmesinin büyük bir değişimin göstergesi olduğunu belirtti. Dr. Mumcu, doğru politikalar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde uygulanan stratejilerle Şırnak’ın petrolün çıkarıldığı, insanların rahatça sosyalleştiği bir yer haline geldiğini ifade etti.
Bugün Şırnak’ta 1. Anadolu Opera ve Bale Festivali’nin açılışını yaptıklarını hatırlatan Mumcu, bu tür etkinliklerin daha önce burada hayal bile edilemeyeceğini, ancak şimdi bu hayallerin gerçeğe dönüştüğünü vurguladı. En önemli gelişmenin ise Şırnak halkının bu festivale gösterdiği ilgi olduğunu belirten Mumcu, salonda büyük bir kalabalık olduğunu ve festivalin yoğunluğunun trafikle bile ifade edildiğini söyledi. "Opera ve Bale Festivali'nin yoğunluğu" ifadesiyle, Şırnak’ta sanat etkinliklerine olan büyük ilgiyi dile getirdi.
Şırnak'ta yapılan tarihi restorasyon çalışmalarını da gezdiklerini aktaran Mumcu, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak hem tarihi alanları restore ettiklerini hem de sanat kurumlarıyla sahada olduklarını söyledi. Şırnak’ın bir turizm destinasyonu haline geldiğini belirten Mumcu, bölgeyi sanat ve kültürle daha da ileriye taşıyacaklarını, çeşitli bölgeleri ziyaret etmeye devam edeceklerini ifade etti.
CUDİ DAĞINDA BİR KAYAK MERKEZİ KURULABİLİR Mİ?
"Cudi Dağı'na bir kayak merkezi kurulabilir mi?" sorusuna yanıt veren Mumcu, Cudi Dağı'nı tekrar görme fırsatı bulduğunu ve buranın doğa harikası bir yer olduğunu belirtti. Ayrıca bölgedeki kanyonların da doğa güzellikleriyle dikkat çektiğini ifade etti. Gözlem yerleri yapıldığını ve bu alanda büyük potansiyel olduğunu vurgulayan Mumcu, gerekli imkânlar sağlandığında çok güzel alanların oluşabileceğini söyledi.
Bakanlık olarak bu tür projelerde üzerine düşeni yapmaya gayret ettiklerini belirten Mumcu, önümüzdeki aylarda tiyatro ve güzel sanatlarla ilgili etkinlikler düzenleyeceklerini, aynı zamanda kültürel miras alanlarında restorasyon çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Vakıfların restore ettiği camiler, medreseler, hanlar ve hamamlar bulunduğuna dikkat çeken Mumcu, bugün burada opera ve bale gibi sanatların konuşuluyor olmasının büyük bir değişimin göstergesi olduğunu belirterek, bunun önemli bir kırılma noktası olduğunu ifade etti.
Mumcu, yaz aylarında Cudi Dağı’nda bir festival düzenlendiğini belirterek, bu bölgenin spor, doğa, kültür ve sanat açısından zengin bir destinasyon olduğunu vurguladı. Mumcu, burada insanların kendilerini sıcak bir şekilde karşıladığını ve düğünlere katılıp halay çekerek, taziyelere de iştirak ettiklerini söyledi. Bölgede güvenlik önlemi almadan rahatça yürüyebildiklerini belirten Mumcu, bunun çok güzel bir gelişme olduğunu ifade etti.
Bugün karşılaştığı manzaranın kendisini çok etkilediğini belirten Mumcu, rahmetli Prof. Dr. Haluk Dursun’un, "Cudi’nin, Dicle’nin kuzularını çakallara yem etmeyeceğiz" sözünü hatırladığını ve bu sözün bugün anlam kazandığını söyledi. Mumcu, Dicle ve Fırat’ın kuzularını gerçekten koruduklarını, bu süreçte birçok gencin gözlerindeki ışığı gördüklerini dile getirdi. Bu gelişmeleri birlikte gördüklerini ve bu yüzden çok mutlu olduğunu ifade etti. Gelecekte de bu tür güzel faaliyetlerle bölgede yer almayı umduğunu belirtti.
Mumcu, muhalefet partilerinden herhangi bir tebrik alıp almadıklarıyla ilgili soruya da yanıt verdi. Mumcu, Türkiye Cumhuriyeti'nin en uzun süre Kültür ve Turizm Bakanlığı yapan Mehmet Nuri Ersoy ile çalıştıklarını belirterek, Bakan Ersoy'un kültür ve turizmde önemli bir dönüşüm sağladığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonunu hayata geçiren Bakan Ersoy’un liderliğinde, pandemi ve çevredeki savaşlara rağmen Türkiye'nin turizm gelirlerinin ve turist sayısının arttığını, sanat kurumlarındaki seyirci sayılarına da olumlu yansıma olduğunu söyledi.
Mumcu, bugüne kadar muhalefetten, "Turist sayısını, turizm gelirini artırdınız, sanat kurumlarındaki seyirci sayısını yükselttiniz" gibi bir tebrik almadığını ifade etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yurt dışından getirdiği eserlerle ilgili de önemli bir başarıya imza atıldığını belirten Mumcu, Bakan Ersoy’un uluslararası anlaşmalarla kaçakçılıkla mücadeleye büyük katkı sağladığını, özellikle Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün başkanı Arkeolog Zeynep Boz’un çalışmalarının etkili olduğunu vurguladı.
"ÇOCUKLARIN GÖZLERİNDEKİ PARILTI MUHALEFETTEN ALINACAK TEŞEKKÜRDEN DAHA KIYMETLİ"
İyi bir vizyon ve ekip çalışmasının başarıyı getirdiğini belirten Dr. Mumcu, ülke için çalıştıklarını, muhalefetin alkışlaması için değil, doğru işler yaptıklarına inandıkları için bu çabayı gösterdiklerini söyledi. Son olarak, Şırnak’taki çocukların gözlerindeki parıltının, kendisi için tüm muhalefet görüşlerinden alınacak teşekkürlerden çok daha kıymetli olduğunu ifade etti.
Mumcu, "Tebrik ederiz" duymak isteyip istemediklerine dair bir soruya geçtiğimiz günlerde bütçe görüşmeleri sırasında yaşadığı anlamlı bir deneyimi paylaşarak cevap verdi. Malatya deprem bölgesinde, Kültür ve Turizm Bakanı ve tüm genel müdürlerle birlikte sahada olduklarını belirten Mumcu, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinden birinin o bölgede bulunmadığını ancak plan ve bütçe komisyonu başkanından Malatya'ya yapılan hizmetler ve özellikle Bakanlıklarının katkıları için bir teşekkür mektubu okumalarını talep ettiğini söyledi.
Mumcu, bu tür teşekkürlerin kendilerini pozitif etkilediğini ancak yapılan işlerin teşekkür almak amacıyla yapılmadığını vurguladı. Bazen vicdani, bazen de devletin bir bireyi olarak yapılması gereken işler olduğunu ifade eden Mumcu, Bakanlarının kimseye teşekkür almak için hareket etmediğini, yalnızca ülke için çalıştığını belirtti. Eğer takdir edilirse bunun bir bonus olduğunu söyledi. Dr. Mumcu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye yüzyılı vizyonuna uygun şekilde en iyi şekilde hizmet vermek için gayret ettiklerini belirterek, hem bakanlık hem de genel müdürlükler olarak sahada güzel işler çıkardıklarını söyledi. Şırnak’ta geçirdiği zamanın kendisini derinden duygulandırdığını da ekledi.
Şırnak Güzel Sanatlar Lisesi'ndeki öğrencilerle yaptığı görüşmeyi de aktaran Mumcu, o çocukların gözlerindeki parıltıyı unutamayacağını söyledi. Ayrıca, salondaki merdivenlere oturan insanlar ve dışarıda kurulan ekranlardan alt kattaki salonlardaki izleyicilerin görüntülerinin geldiğini ifade ederek, bu tür ilginç ve heyecan verici anların önemli olduğunu vurguladı.
Mumcu, genç yetenek yasası ile ilgili de önemli açıklamalar yaptı. Bakanlarının talimatları doğrultusunda, önceki dönemlerde kadük kalan bu yasanın nihayet son aşamaya geldiğini belirten Mumcu, eksiklerin tamamlanmasının ardından yasanın yeniden yürürlüğe gireceğini açıkladı. Bu yasanın Fazıl Say ve birçok ünlü sanatçının yurtdışında eğitim almasını sağladığını hatırlatan Mumcu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Opera ve Bale Genel Müdürü Tan Sağtürk'ün de yurtlardan yetişerek dünyaca ünlü bir balet haline geldiğini belirtti.
Bu tür destekleyici yasaların sanatı ve sanatçıyı desteklemesinin ülke tanıtımına da katkı sağladığını söyleyen Mumcu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yaptığı her işin aynı zamanda Türkiye'nin tanıtımına hizmet ettiğini belirtti. Mumcu, örnek olarak Kız Kulesi, Galata Kulesi ve Boğaz Köprüsü'nün dizilerde sıklıkla yer bulduğunu, bu dizilerin yurt dışına ihraç edilerek bir nevi reklam filmi gibi işlev gördüğünü ifade etti. Bu yoğun çalışmaların başarıyı da beraberinde getirdiğini söyledi.
FİLM SEKTÖRÜNÜN KARŞILAŞTIĞI ENGELLER YASAL DÜZENLEMELER YAPILARAK AŞILDI
Sinema sektöründeki izleyici sayılarındaki düşüş ve sinema salonlarının kapanma süreci hakkında değerlendirme yapan Mumcu, dijital platformların etkisi ve pandeminin ardından değişen film izleme alışkanlıklarının sinema sektörünü olumsuz etkilediğini belirtti. Bu konuda sektörle işbirliği içinde çalıştıklarını ifade etti. Sinemacılar ve dizi-film sektörü yapımcılarıyla sık sık bir araya geldiklerini belirten Mumcu, promosyonlar ve benzeri alanlarda çalışmalar yaptıklarını ve sektörün karşılaştığı engelleri günümüz koşullarına göre değerlendirerek gerekli yasal düzenlemeler yapıldığını vurguladı.
Mumcu, sinema sektörünün sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı değil, tüm paydaşlarla birlikte hareket ederek çözüm ürettiğini ve her kararın istişareler ile alındığını söyledi. Bakanlık olarak aldıkları her kararın sayın Bakan Mehmet Nuri Ersoy’a sunulduğunu ve onun talimatları doğrultusunda yürütme sürecinin devam ettiğini belirten Mumcu, bu süreçlerin başarıyla sonuçlandığını ifade etti. Ayrıca, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) için de bir açıklama yapan Mumcu, "AKM’yi AVM yapacaklar" şeklindeki eleştirilere karşılık, şu an AKM’nin dünyanın en güzel kültür merkezlerinden biri olarak hizmet verdiğini söyledi.
"MUHALEFET EDENLER ŞU AN ETKİNLİKLERE KATILIYOR"
Atatürk Kültür Merkezi (AKM) hakkında daha önce muhalefet edenlerle ilgili de görüş bildiren Mumcu, şu an etkinliklere katıldıklarını belirterek, bu durumun kendilerini mutlu ettiğini söyledi. AKM'nin daha önce "AVM olacak" diye protesto edenlerin, dünyaca ünlü sanatçılarla yapılan etkinliklerde salonlarda yer aldığını ifade eden Mumcu, bunun bir değişim ve doğruyu görme sürecini gösterdiğini vurguladı.
Mumcu, salonların inşa edilmesinin yanı sıra içinin de etkinliklerle doldurulması gerektiğini belirtti. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, projelere büyük destek verdiğini söyleyen Mumcu, son olarak Haydarpaşa ve Sirkeci projelerinin üzerinde çalışıldığını ve bu projelerin İstanbul'un Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan alanlarında büyük etkinlik alanları ve sergi alanları yaratacağını kaydetti. Ayrıca, tarihi binaların doğal yapısını bozmadan daha işlevsel hale getirildiğini belirtti.
Bakan Yardımcısı, Bakanlık olarak Türkiye’nin her yerinde aktif olduklarını ve birçok bölgede sanatsal faaliyetler düzenlediklerini, restorasyonların ve kazı çalışmalarının hızla devam ettiğini belirtti. Ayrıca, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan kazı çalışmalarında en yüksek rekorların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kaydedildiğine dikkat çekti. Bakan Yardımcısı, Türkiye Cumhuriyeti’nin en uzun süre Kültür ve Turizm Bakanlığı yapan Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un liderliğinde elde edilen başarıların, devletin her kademesinin iş birliği ile mümkün olduğunu belirterek, bu süreçte herkesin katkı sağladığını söyledi.