Boyraz, kazların doğasına hayran. Onları sadece bir gelir kapısı değil, bir hayat arkadaşı olarak görüyor. “İnsan sabretmediği sürece kazdan verim alamaz. Çünkü o hayvan sana hemen güvenmez. Ne zaman ki sabrını ve niyetini anlar, işte o zaman aranızda gerçek bir bağ kurulur,” diyor.

"KAZIN ETİ, YUMURTASI, TÜYÜ ÖNEMLİ AMA SEVGİ ŞART"

Boyraz, kazın her şeyinden faydalanılabileceğini ama önce onu anlamak gerektiğini söylüyor: “Evet, eti lezzetli, yumurtası güçlü, tüyü değerli ama önce onun doğasına saygı duyacaksın. Doğru beslenecek, doğru zamanda suya inecek. En önemlisi de korkmayacak senden.”

“İLK BAŞTA BANA GÜLDÜLER”

Kaz yetiştiriciliğine ilk adımı attığında çevresinden pek destek görmediğini söyleyen Boyraz, “Köyde bile insanlar ‘Sen ne yapıyorsun Mustafa?’ dediler. Ama şimdi kazlar sayesinde ev geçindiriyorum, çocuk okutuyorum. Bu iş sevilmeden yapılmaz. Ben sevdim, onlar da beni sevdiler,” diyerek gururla anlatıyor.

“KAZ DOĞAL YAŞARSA VERİMLİ OLUR”

Boyraz, doğal yemle beslenen, stres yaşamayan kazların hem daha sağlıklı hem de daha üretken olduğunu vurguluyor. “Kaz doğaya ait bir canlı. Kapatırsan küser, zorla beslersen hasta olur. Onun doğasını bozmadan yaşamasına izin verirsen, sana cömertçe karşılık verir,” diyerek genç girişimcilere doğallıktan şaşmamalarını öneriyor.

KAZ YETİŞTİRİCİLİĞİ KADINLARA DA UMUT OLABİLİR

Bu işin özellikle kırsalda yaşayan kadınlar için ekonomik bağımsızlık anlamına gelebileceğini ifade eden Boyraz, “Kaz bakımı düzenli ve sabit bir gelir sağlıyor. Kadınlar için büyük bir fırsat bu. Hem evden çıkmadan üretim yapabilirler hem de doğayla iç içe bir hayat kurabilirler,” diyor.

Muhabir: Elif Aybike Demir