Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu (ADF) birçok ülkeden katılımcıyla birlikte bugün başladı. Beraber fikir alışverişinde bulunacak ve küresel sorunlara çözüm aranacak olan forum, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleşiyor.
Antalya Diplomasi Forumu’nda 'Karmaşık Krizlerde İnsani Yardım Müdahalesi' başlıklı panele, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Sudan Dışişleri Bakanı Ali Youssef Ahmed Al Sharif, Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Federasyonu Genel Sekreteri Jagan Chapagain ve UNRWA Dış İlişkiler ve İletişim Birimi Direktörü Tamara Alrifai konuşmacı olarak katıldı.
PANELDE İNSANİ ACİL DURUMLARIN ÇOK YÖNLÜ ETKENLERİ ELE ALINDI
Panelde konu olarak koordinasyon ve müdahale konularında yenilikçi stratejilere odaklanarak insani acil durumların çok yönlü etkenleri ele alınırken insani yardım yükünün nasıl azaltılacağı ve nasıl sürdürülebilir yardım sağlanacağı konuşuldu.
Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Federasyonu Genel Sekreteri Jagan Chapagain , bazı krizlerin birden fazla çatışmadan oluştuğunu söyleyerek bu tür krizlere müdahalenin zor olduğunu ifade etti. Jeopolitiğin devreye girmesi ile müdahalenin zorlaştığını ifade ederek, “Jeopolitiğin işin içine girmesi müdahaleyi zorlaştırıyor. Benim kendi kuruluşumda krizin jeopolitik önemine bakılarak farklı bir tepki istiyor. Sudan’da olanlar insani olarak zorluklar taşıyor. Ben bunu şöyle görmek istiyorum. Hastalık geliyor, afetlerde artış var iklimle ilgili değişiklikler oluyor, sağlık krizinden dolayı yerinden edilmeler olunca büyük bir uyumsuzluk ortaya çıkıyor. Refahın dağılmasında donörler ortaya geliyor ve ne yazık ki büyük bir çaresizlik yaşanıyor. İnsanlar umutlarını kaybediyor. Çok karmaşık bir ortamda yaşıyoruz. Bunun en üzücü tarafı da dünyada yaşanacak en iyi zaman bu günler olmalıyken artan insani krizleri görüyoruz ve büyük fark görüyoruz dünyanın her yerinde” dedi.
"YAPMAMIZ GEREKEN BİR BASKI OLUŞTURUP İNSANİ YARDIMI ZORUNLU HALE GETİRMEK"
Sudan Dışişleri Bakanı Ali Youssef Ahmed Al Sharif ise, Sudan’ın karmaşık krizlerinin bir örneği olduğunu ifade ederek, ülkede yaşanan sorunlardan bahsetti.
UNRWA Dış İlişkiler ve İletişim Birimi Direktörü Tamara Alrifai ise insani müdahalenin her zaman ihtiyaç duyulduğu bölgelerden biri olarka Gazze’yi göstererek, Gazze’de gerçekleşen ateşkes döneminde yapılan yardımlardan bahsetti. Alrifai, “Göstergeler bize ateşkes öncesinde gıda konusunda ciddi sorun olduğunu söyledi. Hastane ağının yüzde 95 ‘i işlemez hale geldi. Gazzeliler başka yerlere taşınmak zorunda kalmıştı. Peki bundan sonra ne yapmalıyız? Gazze’de gördük ki yardım kullanılabildi, tutuklu kişiler konusunda Hamas ile müzakereye bile oturuldu. Bu tür durumlarda insani yardım kullanılabiliyor. Yapmamız gereken bir baskı oluşturup insani yardımı zorunlu hale getirmek” dedi.
"İNSANIN YAPMIŞ OLDUĞU AFETLER EN KÖTÜSÜ"
Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, İnsani yardımdan bahsederken en kötüsünün insan eliyle yapılan afetler olduğunu söyleyerek, “İnsani yardımdan bahsediyorsak insan eliyle oluşturulmuş afetlerden bahsediyoruz öncelikle. İnsanın yapmış olduğu afetler en kötüsü. Tabi felaketlerden bahsederken maalesef bu afetler herkesi aynı şekilde etkiliyor. Coğrafi açıdan birçok insanı belirli bölgelerde etkiliyor. Bazı alanları diğerlerine göre daha çok etkiliyor. Biz önümüzdeki rakamları yeniden inşa ederek bunlardan kurtulabiliriz belki de. Gazze’de hastaneler Gazze tahrip oldu, insanlar başka yerlere gitmek zorunda kaldı. İnsani açıdan bakıldığında her şey korkunç durumda. Tüm ölümler belli bir yerden sonra yüzdelere dökülüyor. Çocuklardan, eğitimden ve geleceklerinden bahsediyoruz. En kötüsü ne olabilir? En kötüsü ölüm. Ama ölüm dediğimiz şey sadece rakam. Gazze’de yüzlerce insan ölüyor. Bunun binlercesi çocuk ve bunun kök sebebine inmek gerekirse hükümetler ve dünya olarak insani yardım malzemelerini iletebilme yetkinliği var. Bunları üretebilecek gücümüz var. Ama niye yapmak zorunda kalalım, ortam neden bize bunu gerektirsin? İnsanların ürettiği krizler neden olması gerekiyor? Biz neden enerjimizi başka şeylere harcamayalım da yaşanan krizler gerçekleştikten sonra yapalım? İnsani yardım yeterliliğimizin bazı ülkelere kıyasla yüksek olduğunu görüyoruz. Türkiye, bunları yapacak kudrette. Bizim için bu yardımın idaresi önemli. Biz bürokrasinin içinde kayboluyoruz ve bir süre sonra mali yardımı da sunamıyor oluyoruz sahada. Yardım var ama bu yardımın doğru şekilde ulaştırılması lazım. Biz kesinlikle insanların ürettiği krizlerde yardım bulmak için uğraşmalıyız” şeklinde konuştu.
"BEKLENEN ŞEY EYLEME GEÇMEK"
Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Federasyonu Genel Sekreteri Jagan Chapagain, farklı fikirdeki insanları bir araya getiren forumun önemli olduğunu söyleyerek, “Birkaç ay önce Gazze’de çocuk felci aşısı uyguladık. Finansman dikey nitelikli ki gönüllüler aşıyı yapmak zorunda. Orada bir anne, ‘Çocuğumun aşısızlıktan öleceğini düşünüyorsunuz ama açlıktan ölecek’ diyor. Sahadaki aktörler gerçeği biliyor. Müdahale de entegre olmalı. Bir doğal afet gördüğünüzde deprem varsa doğru inşaat yapılmadıysa insanın katkısı bu oluyor ve deprem daha büyük etki gösteriyor. Artık doğal afetler bile saf doğal afet değil. O da insan eliyle üretilen bir afet haline gelebilir. Beklenen şey eyleme geçmek. Önceden harekete geçebiliriz, önlem alabiliriz. İnsani yardımın büyük kısmı yerelden, sahadan olmalıdır. Çünkü bilgi oradan gelir” ifadelerini kullandı.