Osmanlı dönemi klasik ev mimarisine ait en güzel örneklere sahip ve sıradan köy evlerinden farklı olan yapıları ile dikkat çeken ve tarihi çok öncelere dayanan Yörük Köyü nüfusu günümüzde sadece 60 kişidir. Kullanılabilir evlerin dışında harabe olmuş evlerin de olduğu köyde, gezilebilir bir Çamaşırhane bir de Sipahioğlu Konağı yer alır.
Döneminde çamaşır yıkamak için inşa edilen Çamaşırhane, günümüzde ziyaretçilere açık şekilde müze halinde varlığını sürdürüyor. İçerisinde, çamaşır yıkamak için insanların boyu düşünülerek inşa edilen 12 kenarlı yüksek zemin var. Yüksek taş zeminde ortaya doğru eğimin verilmiş olması kirli suların başkasının çamaşırına karışmaması için düşünülmüş. Taş yükselti 12 kenarlı olduğu için en fazla 12 kişi alıyor.
Çamaşırhanede havalandırma tek taraflıdır. Bunun sebebi çamaşır yıkamaya gelenlerin cereyana maruz kalıp hasta olmalarını engellemek olduğu söyleniyor. Çamaşırhanenin bir diğer özelliği de aynı özelliklere sahip başka bir çamaşırhane olmamasıdır.
Köyde, genellikle Ağustos ayının sonunda eski gelenekleri unutturmamak için etkinlikler yapıldığı belirtiliyor. Etkinliklerin amacı köy dışında yaşayan köy sakinleri ile bağı koparmamak olduğu söyleniyor.
Köyde babası Safranbolulu müslüman bir ailenin oğlu Hasanzade İbrahim Bey olan Leyla Gencer’in büstü var. Büstün arkasındaki ev Gencer’in ailesine ait olduğu ancak kamulaştırıldığı, sponsor bulunduğunda da müzeye çevrileceği bilgisi verildi. Köydeki evlerin tamamı koruma altında ve evin içerisine yapıya aykırı işlem yaptırmak yasak.
Yörük Köyü, Cumhuriyet ile birlikte yatılı okula sahip olan bir köy olma özelliği taşıyor. Köyün genel yapısı Safranbolu Eski Çarşı'yı andırmakla birlikte köyü adımlamak eski zamanların ruhunu hissettiriyor.