CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla yapılan protestolar sonrası tutuklanan gençler için, İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Furkan Tuna, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan adliye önünde lokma dağıtarak, basın açıklaması yaptı.
İYİ Parti İzmir İl Başkanı Ülkü Doğan, İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yapılan protestolarda çok sayıda gencin tutuklandığını, İstanbul’da 25 tutuklu gencin, tutukluluk süreleri göz önünde bulundurularak ve delillerin toplandığı gözetilerek tahliyelerine karar verildiğini ifade etti.
Doğan, şöyle konuştu:
"Bu sevindirici bir gelişme. Darısı İzmir’de tutuklu bulunan gençlerin başına. Bir hukukçu olarak şunu söyleyebilirim, tahliyeler son derece yerinde. Ama aynı gerekçeler tutukluluk talebinin reddi için de gerekçeydi. Yargılama sonucunda alacakları ceza miktarı, delillerin toplanma durumu gözetilerek tahliye kararı verilmesi gerekirken tutuklama verilmesi kararların siyasi olduğunu gösteriyor. Bu hukuksuz ve adaletsiz kararın karşısında olduğumuzu belirtmiştik. Çarşamba günü gençlerimizle görüştük. Cezaevindeki şartlarını sorduk. Üzülerek söylüyorum gençlerin anlattıkları kan donduruyor. Kötü muamelede bulunduğu iddia edilen görevlilerle ilgili yargı sürecini de takip edeceğiz.
Tutuklu gençlerle ilgili disiplin soruşturması başlatılmış. Biz İYİ Parti olarak bu sürecin de yakın takipçisi olacağız. Menemen Cezaevi’nde 10-15 kişinin yatabileceği koğuşlarda 35 kişi kalıyor. Hatta bir koğuşta 36 kişi kalıyor. Gençler nöbet usulü uyuduklarını söylediler. Sabah uyananlar gece uyumayanlara yataklarını devrediyor. Bunlar son derece çağ dışı insanlık dışı muameleler. Yarın hukuk ve seçim işleri başkanımız hakan Şerefoğlu ile menemen cezaevini bir kez daha ziyaret edeceğiz. Ülkemizdeki bu hukuksuz ve adaletsiz uygulamaların karşısında olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz ve tüm sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz."
"BİR ÜLKENİN ÇÖKÜŞÜ, ADALETİN ÖLDÜĞÜ GÜN BAŞLAR"
İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Furkan Tuna ise şu ifadeleri kullandı:
"Bugün burada toplanmamızın sebebi bir hayır değil. Biz burada bir cenazedeyiz. Ancak bir insanı değil, bir kavramı uğurluyoruz, adalet. Mülkün yani devletin temeli olan adaletin dağıtıldığı yer olması gereken adalet sarayları ne yazık ki son dönem yaşanan siyasi operasyon ve tutuklamalar nedeniyle, bugün toplum nezdinde tartışılan mekanlar haline gelmiştir. Bu mekanlarda verilen bazı siyasi karar ve tutuklamalar toplum vicdanında karşılık bulmamış, adaletin üzerine gölge düşmüştür. Bu kararların mağduru olanlar nezdinde adliye binalarının duvarları artık birer mezar taşını çağrıştırmaktadır. Bir ülkenin çöküşü silahla, bombayla, işgalle başlamaz. Bir ülkenin çöküşü, adaletin öldüğü gün başlar. İşte biz bugünlerde o günleri yaşıyoruz. Bu ülkenin en köklü, en saygın üniversitelerinde okuyan gençlerin 17’si bugün Menemen Cezaevi’nde, kalanı ise Türkiye’nin muhtelif yerlerindeki cezaevlerinde tutuklu. Yarınlarımızın bilim insanları, hukukçuları, mühendisleri. Bugün karanlık zindanlarda, soğuk duvarlar arasında. Hiçbir suça karışmamış olmalarına rağmen; sadece düşünceleri, umutları ve inançları yüzünden yargılanıyorlar. Onlar fikirlerini dile getirdikleri, yanlışlara 'yanlış' dedikleri, güçlülerin değil, haklıların yanında durdukları için hedef alındılar. Çünkü bu düzende haklı olmak yetmiyor. Sessiz olmalısın, boyun eğmelisin, biat etmelisin. Gençler yarınlara yapılan saldırılara baş kaldırıyor. Terörist muamelesini asla hak etmiyorlar. Bebek katiline methiyeler düzenlere, özgürlük isteyenlere sessiz kalanlara karşı; vatansever gençlerimizin terörist ilan edilmesi vicdana sığmaz.
Geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda bebek katili açık görüş hakkıyla ailesiyle bayramlaşırken, asil Türk gençleri bayramı ailelerinden uzak, tutsak şekilde geçirdi. Oysa biz Türk gençliği, 40 bin insanımızın katili bir caniden çok daha kıymetliyiz. Anayasal haklarını kullanarak demokratik taleplerini dile getiren gençler, siyasi hesapların gölgesinde özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor. Ayrıca gençlerin bu tavırları sadece anayasal haklarını kullanma talebiyle sınırlandırılamaz. Gençler Cumhuriyetimizin banisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesindeki onlara verdiği vazifeleri yerine getiriyor. Biz burada bugün lokma dağıtıyoruz. Evet, bu bir gelenektir. İzmir’in dört bir yanında bu hayra tanıklık etmişsinizdir. Ama bu kez bir ölüye değil, öldürülen değerlere dökülen lokmadır bu. Özgürlüğe, hukuk devletine, gençliğe, umuda dökülen bir ağıttır. Lokma şekerlidir ama bu acı çok derindir. Adalet güven vermezse, toplum çürür ve biz bugün çürümüş bir sistemin içindeyiz. Buna sessiz kalan, bu çürümeye ortaktır. Bu yüzden bu lokmalar sadece bir yas değil, bir başkaldırının lokmasıdır. Biz bugün sadece lokma dağıtmıyoruz. Umut dağıtıyoruz. İnanç dağıtıyoruz. Cesaret dağıtıyoruz. İçerideki genç arkadaşlarıma sözümüz var: Sizi unutturmayacağız. Sizi yalnız bırakmayacağız. Sizin uğruna bedel ödediğiniz doğrular, bir gün bu ülkeyi kurtaracak."