4 Ekim 2024 tarihinde Eyüpsultan ve Fatih’te gerçekleşen olayda, Semih Çelik, önce 19 yaşındaki Ayşenur Halil’i evinde boğazını keserek öldürdü. Ardından surlara giderek, 19 yaşındaki İkbal Uzuner’i de vahşice katletti ve ardından intihar etti.
Kararda, Semih Çelik’in Ayşenur Halil ile gönül ilişkisi yaşadığı, ancak aynı dönemde daha önce ilişkisi olduğu İkbal Uzuner ile de bağlarını koparmadığı belirtildi.
Soruşturmada, şu detaylar öne çıktı:
Kararda, her iki mağdurun da parmaklarında DNA'ya rastlanılmadığı, saldırgan Semih Çelik’e direnç gösterdiğine dair bir delil bulunmadığı ifade edildi.
Çelik’e yardım eden bir kişi ya da olaylara yönlendirdiği düşünülen bir unsura rastlanmadı. Öte yandan kararda, elde edilen dijital materyallere göre Uzuner'in daha önceden kendisini ip ile boğmaya çalıştığı, bu görüntüleri Semih Çelik’e gönderdiği, göğsünde ve vücudunun diğer bölgelerinde kesikler olan fotoğraflar ile müstehcen görüntülerini gönderdiğinin tespiti yapıldı.
Olayın satanizm ya da benzeri düşünce yapılarıyla bağlantılı olduğuna dair herhangi bir kanıt elde edilemedi.
Savcılık kararında, Semih Çelik ile İkbal Uzuner’in bir dönem ilişki yaşadığı, ailelerin müdahalesiyle ilişkinin sonlandırıldığı, ancak daha sonra Semih’in Ayşenur Halil ile yeni bir ilişkiye başladığı belirtildi. Ayşenur’u evinde öldürdükten sonra surlara giden Çelik, burada İkbal Uzuner’i öldürüp intihar etti.
Semih Çelik’in babası, oğlunun bir dönem dini inançlara bağlı olduğunu ancak pandemi sonrası deist olduğunu, psikolojik sorunlar yaşadığını ve tedavi görmediğini ifade etti. Olay günü ise babasına, ''Reis seni nasıl kesmemi istersin?" dediği, olay günü Ayşenur'u katletmeden hemen önce ise annesine "Akşama kadar yaşayacak mıyız?" dediği aktarıldı.
Çelik’in ayrıca kasaplık yaptığı dönemde uyuşturucu madde kullandığı ve odasında kara kalemle çizilmiş korkutucu resimler bulunduğu belirtildi.
İkbal Uzuner’in babası ifadesinde, Semih’in kızına yönelik tehditkar tavırlarını ve satanist içerikli mesajlarını dile getirdi. Kızlarının bir dönem evden kaçarak Semih Çelik’in yanına gittiğini de ifade etti.
Olay günü Uzuner’in ailesi kızlarına ulaşmaya çalışırken, telefonlarına tanımadıkları kişilerin cevap verdiğini belirtti. Aile, surlara gittiklerinde korkunç manzarayla karşılaştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına hükmederek dosya ile ilgili takipsizlik kararı verildi.