Üsküdar’da bulunan devlet arazisi olan erkek yurdunun bir menzil tarikatı vakfına verilmesi olaylarına ilişkin dosyanın avukatlığını yapan Avukat Onur Cingil, konuya ilişkin olarak TV Nota’ya özel açıklamalarda bulundu.

Söz konusu yurttan binlerce orta gelirli fakir ailenin çocuklarının çıktığını belirten Avukat Onur Cingil,

Erciş’ten sınır ötesine kahraman uğurlaması Erciş’ten sınır ötesine kahraman uğurlaması

“Burada, yan tarafta bir kolej var bu kolejin sahibi olan Mahmut Esat Coşan Vakfı, bu menzil tarikatının vakfı. Bu vakıf, 2016 yılında valiliğe başvuruyor o tarihlerde deprem dayanıklılık testi sebebiyle duran yani çalışmayan bu yurt arazisini talep ediyor. Tarihlere bakarsanız 3 gün sonra valilik hemen harekete geçiyor ve bakanlığa bağlı Kredi Yurtlar Kurumu’na (KYK) soruyor. KYK da cevaben ‘ben burayı kullanmayacağım protokollerle, kiralamalarla yurt ihtiyacını karşılayacağım’ diyor ve burası tahsis ediliyor. Tahsisin hemen akabinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin eski yönetimi zamanında 90 ve 94 parsel yani sanki yandaki kolejin olduğu yer ortak bir alanmış gibi çekme mesafeleri göz ardı edilerek yekpare bir planlama yapılıyor. Yani iki ayrı parsel değil de tek parsel gibi dikdörtgen şekilde ayrılıyor. Aslında burada 90 parselin ayrı bir imar planı, 94 parselin ayrı bir planlaması olması lazım. Yani burada tabiri caizse inşaata uygun kaymak bir alan yaratılıyor.”

ifadelerini kullandı.

“HUKUKİ MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR”

Sürecin 2018-2019 yıllarında yurtla ilgili çıkan söylentiler üzerine konuyu derhal davaya konu ettiklerini aktaran Cingil,

“Planın ve tahsisin iptali üzerinden o tarihten bu yana aslında bizim hukuki mücadelemiz sürüyor. Son dönemeçte buradaki binalar yıkıldı. O süreç içerisinde bir önceki Üsküdar Belediyesi yönetimine inşaat için ruhsat başvurusunda bulundular. Ve oradan bugüne farklı farklı tarihlerde toplamda 8 tane ruhsat almışlar. Bu ruhsatlardan şu an 3 tanesi bizim gördüğümüz kadarıyla geçerli. Alan 12 bin metrekare ve bu 12 bin metrekarede emsal oranı 2 iken bunu kaldırıyorlar, 2021 yılında ve burada şu anda 3 kat bodrum, otopark ve imar muafiyetleri ile beraber toplamda 52 bin metrekareye varacak bir inşaat yapılıyor. Burada ne yapıyorlar? Bizim ruhsatlardan gördüğümüz kadarıyla özel yurt ve özel eğitim kurumunun yapılacağını görüyoruz. Tabi son dönemlerde bu noktada olmasının sebebi, geçtiğimiz aylarda orayla ilgili olarak bir başvuru yaptılar ve ağaçların kesilmesiyle ilgili Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı’na başvurmuşlar. Bakanlık bu konuyla ilgili olarak Orman Genel Müdürlüğü Kanlıca Şubesi’ne yazı yazıyor ve orası da 130 ağacın tespitini yapıyor. 130 ağaç içerisinde ceviz, ıhlamur ağaçları ve korunması gereken ağaçlar da var ve bu ağaçların kesimi kararı alınıyor. Sonra bunun ihalesi 3 Haziran 2024’te yapıldı ve biz bu ikisini mahkemeye taşıdık. Daha sonradan 2016 planları ve 2021 plan değişikliğiyle ruhsatı da yargıya taşıdık. Toplam 4 dosyamız var ama yargı bu konularla ilgili olarak yürütmenin durdurulması kararını vermekten imtina ediyor.”

dedi.

Açıklamalarına devam eden Cingil, ağaç kesimi kararının bir görüş yazısı olduğunu bir idari karar olmadığından bahis, 2 dosyalarını da reddettiklerini ve bunun da ağaç kesimi konusunda yollarını açtığını belirtti. Süreçle ilgili İstanbul Valiliği’nin söz konusu inşaata, kamu menfaati güdülen ve aciliyeti olan konularda verilen 7/24 çalışma izni verdiğini ifade etti.

 “MEVZU TARİKAT MEVZUSU”

İstanbul Valiliği’nin bunu bir özel yurt, özel okul inşaatına verdiğine ve bu mevzunun tarikat mevzusu olduğuna değinen Cingil, “O arazi çok değerli bir arazi ve en önemlisi de bu ülkenin çocuklarının okuyacağı yurt olan bir yerdi.” diye konuştu.

“130 AĞACA KARŞI BİR MÜDAHALE VAR”

Geçtiğimiz günlerde çalışma izinleri olduğu için gece yarısı ağaçlara alelacele saldırı yapıldığını söyleyen Cingil, şunları kaydetti:

“Bundan önce bu inşaatı yapan şirket benim de ismini bilmediğim, çevreyle ilgili bir dernekle anlaşmış güya ve pankartlar asmışlardı etrafına kamuoyu oluştuğu için biz ağaçların yerlerini değiştireceğiz ve kesmeyeceğiz diye yani bu aslında ‘biz hayvanları öldürmeyeceğiz uyutacağız’ gibi bir şey. Nitekim onu bile yapmadıkları gece yarısı çekilen bir video ile ortaya çıktı. Ben de bunu söz konusu ettim. Şu an orada bulunan 130 ağaca karşı bir müdahale var. Devletin arazisi birine peşkeş çekildi ve devletin zamanında altında benim de finallere bütünlemelere girdiğim ağaçlara müdahale edildi. Şu an alan kapalı olduğu için kaç tane ağaç kaldığını bilmiyoruz. Yukarıdan baktığımız zaman kalan bir grup ağaç var ama çok ciddi anlamda bir azalma var, belki 100 ağaç orada katliama uğradı.”

“BİR HATA BİR DEFA YAPILMIYOR”

Cingil,

“2019 sürecinde açtığımız ilk davalarda sebebini bilmiyorum ama Gençlik ve Spor Bakanlığı, KYK tekrardan yine geri dilekçe yazıyor ve Çevre Şehircilik Bakanlığı’ndan, hazineden şunu istiyor. Bu tahsisin tekrardan bize yapılmasını istiyoruz diyor. Bir nevi hatasından dönüyor. Ama bu devletin bakanlığı resmi bir yazıyla kendi bakanlığına tahsis etmeyeceğini bildiriyor. Biz burayı Mahmut Esat Coşan Vakfı’na tahsis ettik diyor. Yani bir hata bir defa yapılmıyor, gözden kaçan bir şey değil bile isteye burası menzil tarikatının bir vakfına peşkeş çekiliyor. Orası onlara ticarethane olsun orası özel yurt, okul olsun diye ağacalar da bu anlamda ortadan kaldırılıyor. Dediğim gibi hem devletin ağaçları hem de devletin hazinesi başkalarına peşkeş çekiliyor.”

dedi.

Konuya ilişkin hukuki süreciniz devam ederken aynı zamanda X hesabınızdan etkileşim sağlıyorsunuz. Bunun dışında konuyla ilgili neler yapılabilir? sorusuna ise;

“Bizim hukuki sürecimiz devam ediyor. Burada davalarımız noktasında herhangi bir şüphemiz yok sadece 7/24 izin almalarının sebebi de bu. Burada bir fiili durum yaratmaya çalışıyorlar. Hızlı bir şekilde inşaatı bitirecekler amaç bu. Bu noktada, davalar daha bitmeden bunu yapıp davaları konusuz bırakmaya çalışıyorlar. Geçtiğimiz günlerde biz basın açıklaması yaptık tekraren bu konuyu gündeme getireceğiz. Bu konunun birçok noktada gündemde kalması lazım çünkü çok yönlü. Bugün İstanbul’da bir yurt sorunu ve barınma sorunu var üniversite öğrencilerinin. Burada devletin ben bu araziyi veriyorum demesinin tek bir nedeni olabilir bu ülkedeki gençlerin neden olduğu bilinmeyen bu yurtlara gitmesinin sağlanması ve bu tarikatların da para kazanmasının sağlanması, bu ülkede 15Temmuz’dan ders alınmadığını gösteren noktalardan biri. Benim bu noktada yetkililere çağrım burayı devlet yurdu yapılması için tekrardan hazineye verilmesi ve buranın devlet yurdu yapılması bu davlardan bağımsız olarak bunun sağlanması çünkü bizim tek amacımız bu.”

şeklinde yanıt verdi.

Muhabir: Gizem Çoban