(ANKARA) - Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Karaman İl Kongresi için kiraladıkları salonun kendilerine açılmamasına ilişkin, “Bütün millete BTP üzerinden 'Bu ülkenin sahibi bellidir, bu ülkenin sahiplerinin resimleri her yere asılır, bu ülkenin sahiplerinin resimlerinin önünü Türk bayrağıyla dahi kapatamazsınız. Çünkü bunlar bu ülkenin sahibidir ve size biçtiğimiz özgürlük alanında özgürlük oyununuzu oynayabilirsiniz. Eğer bunu aşmaya kalkarsanız biz size devletin kadife eldiveni içerisindeki demir yumruğunu gösteririz' mesajı veriliyor. Bu demir yumruk bize değil, aslında Türk milletine” değerlendirmesini yaptı.

BTP'nin Karaman Piri Reis Kongre ve Kültür Merkezi'nde 27 Nisan Pazar yapacağı Karaman 9. Olağan İl Kongresi, kültür merkezinin "Yukarıdan talimat var" denilerek açılmaması nedeniyle gerçekleştirilemedi.

Konuk olduğu Meltem TV canlı yayınında, Karaman'da yaşanan engellemeyi anlatan Hüseyin Baş, şunları kaydetti:

“AKP Genel Başkanının resminin BTP kongresinde ne işi var”

"Atatürk posterleri ve Bağımsız Türkiye Partisi bayraklarıyla salon bayraklanıyor. Bu noktada Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın resminin önüne Türk bayrağı ve Atatürk posterleri de geliyor ve Tayyip Erdoğan'ın resmi kapanmış oluyor. Bu zaten normal de bir şey. Yani Bağımsız Türkiye Partisi'nin kongresinde neden Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi olsun? Kendisi AK Parti'nin genel başkanı, kendi siyasi partisinin kongrelerini yapan, oralarda konuşan bir siyasi parti genel başkanı.

“Bize, 'Yukarıdan talimat var' dediler, ben de 'Kat kaç yukarıdan' dedim”

Bunun için salonu açamayacaklarını söylüyorlar. Biz de 'Tamam bunu indirelim' diyoruz ama 'Hayır, salonu size veremeyiz' diyorlar. Biz, 'Hangi gerekçe ile veremezsiniz' diyoruz, onlar 'Veremeyiz, bizi anlayın, yukarıdan talimat var' diyorlar. Ben de 'Bu ne kadar yukarı, kaçıncı kat, kaç kat yukarı' diye sordum.

Türkiye öyle bir hale geldi ki, 'Yukarıdan talimat var' cümlesinin kurulduğu hiçbir yerde demokrasi olamaz, zaten bunun adı cumhuriyet de olmaz. Demokrasinin olduğu yerde talimat aşağıdan gelir hiçbir zaman yukarıdan aşağı bir talimat gelemez. Talimat halktan, milletten yöneticilere gelir. Biz onu yukarı diyoruz ama aslında o yukarı da değildir. Yani yöneticiler toplum sınıfının hizmetkarlarıdır.

“Emniyet şikayetimizi almak istemedi”

Salonun kapatılması üzerine arkadaşlarımız Karaman Emniyet Müdürlüğüne gidiyor ve 'Biz şikayetçi olmak istiyoruz' diyorlar. Niye? Çünkü siyasi parti faaliyeti engelleniyor. Emniyet önce şikayeti kabul etmiyor. Arkadaşlarımız da ‘Bak ben buraya kendimi zincirle bağlarım, buradan gitmem. Ben bu şikayeti yapacağım’ diyor. Bunun üzerine şikayeti gerçekleştirebiliyorlar.

Enteresan olan şu; oradaki görevliler dahi bize hak veriyorlar, partimize, topluma, millete hak veriyorlar. Burada beni rahatsız eden şu; biz parti kongremizi bugün yapmayız, yarın yaparız, bunlar çok büyük kayıplar değil, bizim adımıza kayıp değil bu, demokrasi ve millet adına bir kayıp. Bugün bunu yapan, bu tavrı gösteren yarın genel seçim yapmamızı engelleyecek.

“Verilen mesaj tüm Türk milletine”

Orada verilen mesaj ne biliyor musunuz? Bütün millete BTP üzerinden 'Bu ülkenin sahibi bellidir, bu ülkenin sahiplerinin resimleri her yere asılır, bu ülkenin sahiplerinin resimlerinin önünü Türk bayrağı bayrağıyla dahi kapatamazsınız. Çünkü bunlar bu ülkenin sahibidir ve size biçtiğimiz özgürlük alanında özgürlük oyununuzu oynayabilirsiniz. Eğer bunu aşmaya kalkarsanız biz size devletin kadife eldiveni içerisindeki demir yumruğunu gösteririz' mesajı veriliyor. Bu demir yumruk bize değil, aslında Türk milletine.

“Özgürlükçü Anayasa yapacaklarmış…”

Şimdi ‘Anayasa'yı değişelim’ diyorlar. Siz Anayasa'ya uyuyor musunuz? Bizim kongremizi engellemek anayasal bir suç. Siz bu suçu işliyorsunuz ama diyorsunuz ki; Anayasa'yı değiştirmemiz lazım. Niye? Özgürlükçü bir Anayasa yapacağız. Benim Anayasam benim özgürlüğümü muhafaza ediyor ama siz bu Anayasa'yı uygulamıyorsunuz ve bunun sorumlusu bu Anayasa'ymış gibi ‘Anayasa'yı değişelim’ diyorsunuz.

“Belediye başkanını içeri atmam gerekiyor, atarım çünkü beni rahatsız ediyor”

Bakın bir siyasi partinin kongre faaliyeti engelleniyor. Bu basit bir şey değil ve bunu normal şartlarda herhangi bir siyasetçi izleyip baktığı zaman, 'Ne pahasına olursa olsun biz bu antidemokratik şeyi yapmayalım. Çünkü bu bize ters döner, bu bize oy kaybettirir, bize güven kaybettirir, toplumda bir homurdanmaya sebep olur, rahatsızlık oluşturur' der. Normalde aklı başında insan bunu söyler ama şu an yöneticiler bunu önemsemiyor, diyorlar ki; 'Belediye başkanını içeri atmam gerekiyor, atarım. Çünkü beni rahatsız ediyor, duymak istemediğim şeyleri söylüyor, bana potansiyel bir rakip oluşturuyor. BTP duymak istemediğim şeyleri söylüyor, genel başkanına adli kontrol uygularım, mahkemelere yollarım, kongresini engellerim...'"

 

Kaynak: ANKA