DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "DEM Parti çözüm, demokrasi ve barış nerdeyse ordadır. Eğer bu el barış ve demokrasi için uzatılmışsa bizim için kıymetlidir ama bu el uzatıldı diye DEM Parti'ye Kürt halkına bu topluma rol biçmeye çalışanlar, bu eli koparmaya çalışanlar, bu süreci baltalamaya çalışanlar şunu iyi bilsin ki; DEM Parti oldukça barış ve demokrasi mücadelesi büyümeye devam edecektir" dedi.
Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atanması Van'da protesto edildi. Protestoya, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti Van milletvekilleri Gülderen Varlı ve Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, DEM Parti Ağrı Milletvekili Necla Demir, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal ve çok sayıda vatandaş katıldı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Bugün Türkiye'nin her yerinde Türkiye’nin her sokağında Kayyum değil demokrasi diyenler alanlarda sesini yükseltmeye devam ediyor. Biz Kayyum değil demokrasi diyoruz. Buradan Van’dan da bu sesi yükseltmeye mücadeleye katkı vermeye devam edeceğiz ama şunu da belirtmek istiyorum. Burada en temel haklardan biri olan basın açıklamasını yapabilmek için burada toplandık ama dönüp etrafınıza baktığınızda Van Valisi'nin nasıl bir zihniyete sahip olduğunu çok açık görebilirsiniz. Kendisi bir Anayasa suçu işlemekte. Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz demokratik hakkımızı her yerde her koşulda kullanmaya devam edeceğiz. Van Valisi darbeciliğe çok destekse o üzerindeki kravatlı elbiseyi çıkarsın gitsin üniforma giysin ve mesleğini gidip bir kışlada sürdürsün.
"BİZ KAYYUM DEĞİL DEMOKRASİ İSTİYORUZ"
Biz kayyum değil demokrasi istiyoruz. Biz darbelere karşı çıkıyoruz. Her türlü darbeye de darbeciye de tıpkı Van valisinde olduğu gibi şimdi Batman’da belediyemizde o koltuğa kurulup ahkam kesen Batman Valisi olduğu gibi Valileri istemiyoruz. Mardin’de koltuğa oturur oturmaz 420 emekçinin ekmeğine kan doğrayan valileri istemiyoruz. Halkın seçtiği belediye başkanlarımızı istiyoruz. Bu suçu işleyenler kim olursa olsun buradaki Memurundan Valisine bu kararı alan İçişleri bakanından bu kararın altında imzası olan kim varsa bir gün adaletin önünde mutlaka hesap verecek.
"FİGEN YÜKSEKDAĞ, SELAHATTİN DEMİRTAŞ VE 11 VEKİLİMİZİ GÖZALTINA ALIP SİYASETE DARBE VURANLAR, 2024'TE AYNI SENARYOYU HAYATA GEÇİRMEYE ÇALIŞIYORLAR"
4 Kasım adeta Kürt halkından intikam alırcasına Kürt halkına olan nefretlerini kusarcasına ayrımcılıkla 4 Kasım 2016’da yaptıklarını geldiler 4 Kasım 2024’te yine hayata geçirmeye çalışıyorlar. 4 Kasım 2016 darbesini unutmadık. Figen Yüksekdağ’ı, Selahattin Demirtaş ve 11 vekilimizi gözaltına alıp siyasete darbe vuranlar, 2024’te aynı senaryoyu hayata geçirmeye çalışıyorlar. Ama şunu bilsinler ki nasıl ki o gün o darbeyi yapanlara karşı bu halk diz çökmedi boyun eğmediyse bugün ki darbecilere de ne diz çökecek ne boyun eğecektir. 4 kasım darbecileri geri bıraktığımız 8 yıl boyunca bu ülkeye krizden başka bir şey getirmediler. Siyasi, iktisadı, toplumsal kriziyle bu ülke krizlerle boğuşan krizlerin altında ezilen bir ülke oldu. Bugün bu ülkede hukuk yok, bu ülkeye hukuk devleti demek mümkün değil, bu hukuk tanımazlık işte yanı başımızda, bu yasa tanımazlık işte Türkiye’nin her yerinde, hukuk ve adaletten kaçtıkça ülke çöktü. Ülkede barışa dair sözünü kurabileceğiniz hiç bir şey kalmadı. Hukuksuzluk adaletsizlik her yeri kapladı. Bugün bu ülkede eğer gazeteciler, siyasetçiler cezaevindeyse bugün bu ülkede insanlar fikrini söylediği için düşüncesini açıkladığı için cezaevindeyse basın açıklaması bile yapılamaz hale gelmişse bu ülke adaletsiz bir ülkedir.