Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen SAHA EXPO’da yaptığı konuşmada, "Bugüne kadar terörle mücadelemizi daima çok katmanlı, elimizin altındaki tüm araçları, bütün imkanları kullanarak yürüttük. İnşallah bundan sonra aynı stratejik akılla mücadelemizi sürdüreceğiz. Tuzağa düşmeyeceğiz, hedeflerimizden kopmayacağız, kardeşliğimizden, birlik ve beraberliğimizden taviz vermeyeceğiz. Ortada hiçbir sebep yokken aylar öncesinden Türkiye için iç karışıklık senaryoları yazan müstevlilerin heveslerini yine kursaklarına koyacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı SAHA EXPO’da konuştu. Önceki gün Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Şirketi TUSAŞ’ın Kahramankazan’daki yerleşkesine düzenlenen terör saldırısına ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öncelikle bu kalleş ve alçak terör saldırısında şehit olan kahramanlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin acılı ailelerine, sevenlerine ve TUSAŞ’ımızın mensuplarına başsağlığı diliyorum. Şehitlerimizin fedakarlıklarını daima şükranla hatırlayacağız. Burada öncelikle bir hususun bilinmesini isterim. Her ne kadar şehitlerimiz sebebiyle acımız büyük olsa da Türkiye Yüzyılı ülkümüze kast eden alçaklarla mücadele azmimiz çok daha büyüktür. Bu tarz kalleşliklerle bize geri adım attıracaklarını zannedenlerin tepesine binmeye, inlerini başlarına geçirmeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bekasına yönelik tüm tehditleri kaynağında bertaraf etme gücüne, kapasitesine ve kararlılığına sahiptir. Türkiye 85 milyon vatandaşının topyekün kenetlenmesiyle her türlü tuzağı bozacak basirete de hamdolsun ziyadesiyle haizdir. Şu gerçeği herkes yakında görecektir. Milletimizin huzur ve güvenliğini hedef alan her türlü saldırı akim kalacak, başarısız olacak, en sonunda dönüp kandan beslenen terör baronlarını vuracaktır. TUSAŞ’taki terör eylemini düzenleyen bölücü terör örgütü üyesi hainlerin ikisi de ölü olarak ele geçirilmiştir. Hava kuvvetlerimiz ve MİT Başkanlığımız bu alçak saldırıya cevabımızı Suriye ve Irak’taki terör hedeflerini yok ederek kat be kat fazlasıyla vermiş, şehitlerimizin mübarek kanlarını yerde bırakmamıştır. Savunma sanayii çalışanlarımız da saldırıdan hemen sonra ‘Hainlere inat daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz’ diyerek bu milletin nasıl yenilmez bir irade, nasıl sarsılmaz bir imana sahip olduğunu göstermişlerdir. İstiklal Marşımızdaki o asil ruha bir kez daha şahit olduk. ‘Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun korkma, nasıl böyle bir imanı boğar? Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.’ Evet, teröre meydan okuyan TUSAŞ personelimizin şahsında bu millet, yenilmeyeceğini, yıkılmayacağını, alçakları yurduna asla uğratmayacağını dost, düşman herkese bir kez daha ilan etmiştir” dedi.
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİNE, ARAMIZA KİMSENİN GİRMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ"
Konuşmasında ’terörsüz Türkiye’ vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, bu kalleşliklerin arkasındaki niyetin ne olduğunu çok net görebiliyoruz. Biz kiralık katil sürülerinin emellerinin ne olduğunun da gayet farkındayız. Aynı şekilde basiret ve feraset sahibi milletimiz de bölücü canilerin kanlı eylemlerinin hangi amaca hizmet ettiğinin bilincindedir. Dünkü güvenlik toplantımızda hain terör saldırısını ve atacağımız adımları detaylıca ele aldık. 85 milyonun kardeşçe barış ve huzur içinde yaşadığı terörsüz Türkiye hedefimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Herkes şunu çok iyi anlasın; hiçbir hasmane terör saldırısı bu milletin ezeli ve ebedi kardeşliğini bozamaz, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına engel olamaz, büyük ve güçlü Türkiye idealimizin önüne set çekemez. Türkiye düşmanlarının ülkemizi karanlığa sürüklemesine izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Allah’ın izniyle Türkiye Cumhuriyeti sadece tüm terör örgütlerinden değil, bu cinayet şebekelerini üzerimize salan emperyalist çetelerden de daha büyüktür, daha güçlüdür, daha dirayetlidir. Oyun kuranların oyunlarını tek tek başlarına geçirecek köklü devlet tecrübesiyle mücehhezdir. Bugüne kadar terörle mücadelemizi daima çok katmanlı, elimizin altındaki tüm araçları, bütün imkanları kullanarak yürüttük. İnşallah bundan sonra aynı stratejik akılla mücadelemizi sürdüreceğiz. Tuzağa düşmeyeceğiz, hedeflerimizden kopmayacağız, kardeşliğimizden birlik ve beraberliğimizden taviz vermeyeceğiz. Ortada hiçbir sebep yokken aylar öncesinden Türkiye için iç karışıklık senaryoları yazan müstevlilerin heveslerini yine kursaklarına koyacağız" diye konuştu.
"TERÖR EYLEMİ AKABİNDE MİLLETİMİZİN YANI SIRA MUHALEFET DAHİL SİYASİ PARTİLERİMİZİN BENİMSEDİĞİ MÜŞTEREK DURUŞU TAKDİRLE KARŞILIYORUZ"
Terör eyleminin ardından milletin yanı sıra muhalefet dahil siyasi partilerin benimsediği müşterek duruşu takdirle karşıladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çağrımıza uygun şekilde kardeşlik ekseninde birbirine kenetlenen tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Ancak burada bir üzüntümü de ifade etmek durumundayım. Terörün gayesi sadece kan dökmek, masumları katletmek değildir. Terörün asıl amacı toplumda korku ortamı oluşturmaktır. Ülkemizde kimi çevreler maalesef bilerek veya bilmeyerek terörün bu hedefine ulaşmasına bir nevi aracılık yapmaktadır. Bakınız hiçbir oto kontrolün hiçbir ahlaki değerin ve denetimin olmadığı sosyal medya mecralarını bir tarafa bırakıyorum. Çünkü orası zaten söz konusu Türkiye olduğunda terör eyleminin eksik kalan yanlarını tamamlayan bir operasyon aygıtına dönüşmüş durumda. Batıda bir terör eylemi gerçekleştirildiğinde gösterdikleri hassasiyetin ülkemize gelince esirgendiğini şimdiye kadar defalarca tecrübe ettik. Artık onlardan tutarlı, ahlaklı, ilkeli, vicdanlı bir duruş beklemiyoruz. Bizi asıl üzen; böyle meselelerde çok daha sorumlu, çok daha titiz yayın yapmasını beklediğimiz kendi yazılı ve görsel medyamızdır. Son dönemde medyamız bu tür hadiselerde çok kötü bir sınav veriyor. Hepimizi yaralayan menfur cinayetlerde sergilenen sorumsuzluğun bir benzerinin TUSAŞ’taki terör eyleminde de tekrarlandığını görüyoruz. Bunun kabul edilebilir, mazur ve makul görülebilir hiçbir yanı yoktur. Milletin, memleketin, devletimizin güzide kurumlarının hak ve çıkarlarının reyting yarışlarına feda edilmemesi gerekiyor. Tabii görüntüleri filtresiz bir şekilde milletin huzuruna boca edenler ne kadar büyük yanlışın içindeyse, bu görüntüleri servis edenler de devletimizin ve kurumlarımızın güvenliğine telafisi zor zararlar vermektedir. Bundan sonra bu tür sorumsuzlukların üzerine daha kararlı gideceğiz. Medyamızdan ve siyasetçilerimizden teröre karşı yürütülen mücadelenin topyekün ve çok boyutlu bir mücadele olduğunu her zaman göz önünde bulundurarak hareket etmelerini bekliyoruz. Rabbim tüm şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum" diye konuştu.
"SAHA EXPO SAVUNMA SEKTÖRÜNDE ÖNEMLİ BİR PLATFORM HALİNE GELMİŞTİR"
SAHA İstanbul’un bundan 9 sene önce savunma ve havacılık sektörünün lokomotifi olma hedefiyle kurulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yerlilik oranlarını artırmayı, kritik teknolojileri ülkemize kazandırmayı, uluslararası rekabet gücümüzü yükseltmeyi amaçlayan SAHA İstanbul, kuruluşundan bu yana geçen sürede çok büyük mesafe kat etti. SAHA İstanbul bugün 52 farklı sektörden üyeye, bin 200’ü aşkın şirkete, 29 üniversiteye ve 45 şehre yayılmış geniş bir ağa ulaşmıştır. Kısa sürede ulaşılan bu geniş ağı, savunma ekosistemimiz adına çok kıymetli buluyorum. SAHA EXPO’nun ise Türk şirketlerini küresel pazarla buluşturan bir köprü vazifesi üstlendiğine tanık oluyoruz. 2018’de ilki düzenlenen SAHA EXPO Fuarı ile ülkemiz firmalarının iş geliştirme ve ihracat çabalarını samimiyetle destekliyoruz. Rakamlar SAHA EXPO’nun sektörde geldiği seviyeyi ortaya koymaktadır. 150 binden fazla ziyaretçi, 300’ün üzerinde delegasyon, 150’den fazla alıcı delegasyonu, 120’yi aşkın ülkeden üst düzey katılım, bin 400’den fazla şirket iştiraki ile SAHA EXPO memnuniyetle belirtmek isterim ki savunma sektöründe önemli bir platform haline gelmiştir. Yine fuar boyunca 4,6 milyar doları ihracat sözleşmesi olmak üzere toplam 6,2 milyar dolarlık anlaşmaların imzalanacak olması da dikkate değerdir. Geçen yıl biliyorsunuz savunma ve havacılık sektörümüz toplam 5,6 milyar dolarlık ihracat rakamları yakalamıştır. SAHA EXPO’da neredeyse bu tutara yakın ihracat sözleşmelerine imza atılmış olacak. Ülkemize bu önemli başarıları yaşatan SAHA EXPO’yu ve tüm katılımcı firmalarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu.
"SON 22 YILDA SAVUNMA SANAYİİ ALANINDA TAM ANLAMIYLA DESTAN YAZDIK"
Türkiye’nin global savunma sanayii sektöründe güçlü bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu başarı, teknolojiyi tasarlama, geliştirme ve üretme yanında stratejik işbirlikleri ve uluslararası projelerle de perçinleniyor. Bununla ne kadar iftihar etsek inanın azdır. Bakınız burada bazı güncel ve çarpıcı verileri sizlerle paylaşmak isterim. 2002’de savunma ihracatımız 248 milyon doları ancak buluyordu. Biz bunu aldık, biraz evvel de ifade ettiğim gibi 5,6 milyar dolara çıkardık. Sadece geçen yıl 185 ülkeye, 230’dan fazla savunma ürünü ihraç ettik. Savunma ve havacılık ihracatımız bu yıl eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32 oranında yükseldi. İlk 9 aydaki ihracatımızda da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,2’lik bir artış oldu. Son 12 ayda gerçekleşen ihracatımız ise yüzde 10,4’lük artışla 6 milyar 15 milyon dolara ulaştı. Sadece 2024 yılı içerisinde savunma sanayii şirketlerimiz 178 farklı ülkeye ürün ihraç ederek ciddi bir rekora imza attı. Özellikle Bayraktar TB2, AKINCI, ANKA, AKSUNGUR gibi insansız hava araçlarımız dünyada büyük yankı uyandırmış ve oyun değiştirici olarak nitelendirilmiştir. Önümüzdeki dönemde buna insansız savaş uçaklarımız, KIZILELMA ve ANKA-3’ü de eklemeyi planlıyoruz. Bu asimetrik savunma ürünlerimizin de envantere girmesiyle Türkiye bu alandaki hakimiyetini daha da tahkim edecektir. Savunma sanayiinde yerlilik oranımızı hamdolsun yüzde 80’in üzerine çıkarmış durumdayız. Artık sadece kendi ihtiyaçlarımızın ezici çoğunluğunu teminle kalmıyor, dost ve müttefik ülkelerin güvenliğine de güçlü destek sağlıyoruz. Önümüze çıkartılan tüm engellere, maruz kaldığımız gizli-açık ambargolara, içimizdeki ihanet şebekelerinin sabotajlarına, müttefiklik hukukunu ayaklar altına alan kısıtlamalara rağmen son 22 yılda savunma sanayii alanında tam anlamıyla bir destan yazdık. Bu gerçeği muhalif, dost, düşman herkes görüyor, kabul ediyor. Türkiye’nin başarılarını kendilerine örnek alıyor. Bilhassa 2002 öncesi yıllarda teröre karşı mücadele eden paşalarımız, askerlerimiz, güvenlik kuvvetlerimiz Türk savunma sanayinin nasıl bir başarı hikayesine imza attığını çok iyi biliyor" ifadelerini kullandı.
"ÜLKEMİZİN KUTLU YÜRÜYÜŞÜNÜ ENGELLEYEMEYECEKLERDİR"
Askerin, polisin ihtiyaç duyduğu en basit malzemelerin bile tedarik edildiği Türkiye’ye asla yakışmayan o eski Türkiye tablosuna son verdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütlerine karşı yürüttüğü meşru operasyonlarında dahi başka ülkelerin silahına, aracına gerecine muhtaç olan bir ülkeyi savunma hamlelerimiz neticesinde dışa bağımlılıktan büyük oranda kurtardık. Sistemler sistemi Çelik Kubbe ile Çelik Kubbe’nin uzun menzil hava savunmadaki gücü siper ve diğer pek çok projemizde kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede uzun menzilli füze yeteneklerimizi güçlendirmeye bunlara yönelik adımlarımızı da kararlılıkla atıyoruz. Sizlerin desteği ve gayretiyle çok daha iyi yerlere geleceğinden şüphe duymuyorum. Tüm bunlarla birlikte uydu teknolojilerinde de devamlı bir atılım halindeyiz. Ülkemizi kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen test edebilen bir konuma çıkarıyoruz. Geçtiğimiz yıl uzaya fırlattığımız Türkiye’nin ilk yerli ve milli gözetleme uydusu İMC ile artık dünyanın her yerinden herhangi bir kısıtlamaya tabi olmadan görüntü alma imkanına sahibiz. TÜRKSAT 6A projesiyle de haberleşme uydularının üretimi alanında kendi uydusunu yapabilen sayılı ülkeler arasına girdik. TÜRKSAT 6A ve İMECE projelerinde edindiğimiz kabiliyetleri, Ay misyonumuzun hazırlık ve gerçekleştirme süreçlerinde de kullanacağız. Bölgemizde yaşanan kritik gelişmeler, bize savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinde hiçbir alanı ihmal etmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır. Gerek Gazze’de 50 bin masumun acımasızca katledildiği soykırımda, gerekse Lübnan’a yönelik saldırılarda gördük ki Türk savunma sanayii her açıdan güçlü olmak zorundadır. Sadece kendi vatandaşlarımızın güvenliği için değil, bölgemizde huzur ve istikrarın temini için de caydırıcılığımızın zirvede olması zarurettir. Şayet bugün kimseden izin almadan, kimseden çekinmeden zalimlere en güçlü tepkiyi gösterebiliyorsak, bunun arkasında savunma sanayiimizin 22 yılda elde ettiği göz kamaştıran başarılar bulunuyor. İnşallah bu başarı grafiğimiz yükselmeye devam edecek. Şundan tüm milletimiz emin olsun Türkiye’nin savunma sanayindeki bağımsızlık yürüyüşü sadece ülkemiz için değil mazlumlarla birlikte tüm dünya için yeni bir dönemin habercisidir. Türkiye Yüzyılı hem içerde hem de dışarıda barışın huzurun adaletin, refahın ve ekonomik kalkınmanın hakim olduğu bir asır olacak. Ne eli kanlı caniler ne de bu canileri üzerimize salanlar ülkemizin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyeceklerdir. tüm saldırılara tüm provokasyonlara rağmen yürüyüş hızlanarak devam edecektir" dedi.