Savcılık, küçük çocuğun adli muayenesinde herhangi bir istismar bulgusuna ulaşılmadığını ve çocuğun da istismar yaşadığına dair bir beyanda bulunmadığını gerekçe gösterdi. Anne, takipsizlik kararına, “delillerin göz ardı edildiği” ve “muayenenin yüzeysel yapıldığı” iddiasıyla itirazda bulundu.

VELAYET ANNEDE, ŞÜPHELER BABADA YOĞUNLAŞTI

2022 yılında boşanan A.A. ve B.G.’nin 4 yaşındaki kız çocuğunun velayeti anneye verildi. Anne A.A, 28 Haziran ve 18 Temmuz 2024 tarihlerinde babasında kalan kızının kıyafetlerinde kan lekeleri bulunduğunu ve özel bölgesinde kızarıklık fark ettiğini ileri sürdü.

17 Ocak 2025’te babası tarafından kreşten alınarak hafta sonunu babasında geçiren çocuğun tekrar annesine teslim edilmesi sonrası, anne A.A. çocuğun özel bölgesinde kızarıklık tespit ettiğini bildirdi. Bu gelişme üzerine baba B.G’yi aradığını belirten anne, “şekerle uyuya kaldı” yanıtını aldığını öne sürdü.

ÇOCUK MUAYENEYE GÖNDERİLDİ, HYMENİN DURUMU AÇIKLANMADI

Şikâyet üzerine başlatılan adli süreçte, çocuk Adli Tıp Kurumu’na yönlendirildi. Yapılan bedensel incelemede cinsel istismar belirtisine rastlanmazken, pişik bulgusu tespit edildi. Raporda, kızlık zarının sağlam olmadığı bilgisi yer aldı ancak bunun nedeni raporda açıklanmadı.

Baba B.G. savcılıktaki ifadesinde çocuğa cinsel içerikli herhangi bir temasının olmadığını dile getirdi. Savcılık, küçük çocuğun ifadesinde istismar iddiası olmaması ve muayene sonucunda bulguya ulaşılamaması gerekçesiyle 30 Ocak’ta takipsizlik kararı verdi.

ANNE KARARA İTİRAZ ETTİ: DELİLLER DOSYADA YOK

Anne A.A., avukatları aracılığıyla 17 Mart’ta Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’na itiraz başvurusunda bulundu. Dilekçede, çocuğun psikolog görüşmesine götürüldüğü ve burada "temas etti", "dokundu", "yapma dedim dokundu" gibi ifadeler kullandığının ses kaydıyla belgelendiği belirtildi.

Avukat, soruşturma aşamasında anneye ait video ve fotoğraf kayıtlarının dosyada yer almadığını vurgulayarak “Bu durum, soruşturmanın eksik yapıldığını ortaya koymaktadır” dedi. Ayrıca çocuk için yeniden Çocuk İzleme Merkezi’ne sevk kararı alınarak pedagog eşliğinde detaylı görüşme yapılması gerektiği ifade edildi.

BAŞKA KİŞİLERİN DE OLAYLA BAĞI OLABİLİR İDDİASI

Dilekçede, küçük kızın babasının yanında bulunduğu zamanlarda üçüncü kişilerin de ortamda olduğuna dikkat çekilerek, sadece babanın sorumlu tutulmasının adil olmayabileceği belirtildi. Çocuğun sık sık bir “B.” isimli kişiden bahsettiği ve temas ettiğini söylediği de ileri sürüldü.

Ayrıca annenin beyanlarına göre, yapılan adli muayene “son derece yüzeysel” olarak tanımlandı ve "pişik" teşhisiyle olayın üzerinin örtülmeye çalışıldığı iddia edildi. Çocuk İzleme Merkezi’ne başvurulurken annenin avukatının yanında bulunmadığı, bu nedenle delillerin eksik sunulduğu da dile getirildi. Sunulan fotoğrafların detaylı incelenmesi halinde durumun pişikle sınırlı olmadığının anlaşılacağı öne sürüldü ve dosyanın yeniden değerlendirilerek kamu davası açılması talep edildi.

Kaynak: ANKA