Eyüpsultan Rami Kütüphanesi’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen Gelibolulu Mustafa Âlî ve Künhü’l-Ahbâr’ın Tanıtım Toplantısı yapıldı. Toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Coşkun Yılmaz, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Suat Donuk, çok sayıda katılımcı katıldı. Toplam 10 yazma nüsha 5 cilt halinde tenkitli metni hazırlanan Künhü’l-Ahbâr’ın ilk 2. cildi 2020 yılında, 3. cildi ise 2021 yılında yayımlanmıştı. Osmanlı tarihinin ele alındığı son iki cildi ise bu toplantıda kültür, ilim ve düşünce dünyasının kullanımına sunuldu.
Protokol konuşmaları ile başlayan program, Bakan Ersoy ve beraberindeki heyet Gelibolulu Mustafa Âlî’nin eserlerinden yapılan yazma eser seçkisinin gezdi. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Coşkun Yılmaz ise Bakan Ersoy’a Şifahane koridoru boyunca yer alan vitrinlerdeki eserlere dair bilgi verdi. Program, Gelibolu’lu Mustafa ve Künhü’l-Ahbâr üzerine yapılan panel ile devam etti. Panelde Gelibolulu Mustafa Âlî’nin Künhü’l-Ahbâr isimli eserinin 5 cilt halinde yayınlanması ile ilgili konuşmalar yapıldı.
“ÜYE OLAN HERKESİN EVİNDEN BİLE ULAŞABİLECEĞİ ŞEKİLDE HİZMETE SUNULMAKTADIR”
Yazma Eserlerin Korunması Projesi neticesinde sayısallaştırma ve görüntü kalitesinin iyileştirilmesi çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Bakan Ersoy, “Sayısallaştırılan eserler ’Yazma Eserler Veritabanı’ adıyla geliştirilmiş bir platformda okuyucuya sunulmaktadır. Bu platformda hâlihazırda 616 bin eserin künye bilgisi, 450 bin eserin dijital görüntüsü yer almaktadır. Bu görüntüler, üye olan herkesin evinden bile ulaşabileceği şekilde hizmete sunulmaktadır. Belki de bu yoğun mesainin en değerli ödülü, en önemli noktası da burada yatmaktadır ki o nokta, söz konusu bütün bu eserleri ulaşılır kılarak toplumsal ilgiyi artırmaktır. Gelibolulu Mustafa Âlî Efendi’nin Künhü’l-Ahbâr eseri bu yolda attığımız en kapsamlı çalışmalardan biri olmuştur” dedi.
“KÜNHÜ’L-AHBÂR, OSMANLI TARİHİNİN BİRİNCİL KAYNAKLARI ARASINDADIR”
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı’nın bugüne kadar 307 cilt eser yayınladığını söyleyen Bakan Ersoy, “Toplam 10 yazma nüsha üzerinden beş cilt halinde tenkitli metni hazırlanan Künhü’l-Ahbâr’ın da ilk iki cildi 2020 yılında, 3. cildi 2021 yılında neşredilmiştir. Külliyatı tamama erdiren ve Osmanlı tarihinin ele alındığı son iki cildin neşri ise bu kıymetli toplantı vesilesiyle kültür, ilim ve düşünce dünyamızın kullanımına sunulmuş oluyor. Künhü’l-Ahbâr, Gelibolulu Mustafa Âlî Efendi külliyatı içindeki en kapsamlı ve muhtemelen en değerli eserdir. Kendisinin “rükün” olarak ifade ettiği dört bölümden oluşan eser Hazreti Âdem ile başlayan Peygamberler tarihinden 1596 yılında gerçekleşen Eğri Seferi’ne kadar ki Osmanlı tarihine uzanan muazzam bir dönemi içine alır. Peygamberlerin hayatları, birçok devlet adamı, âlim ve şairin biyografileri, hanedanların tarihleri, şiirler derken çok zengin bir kaynak vücuda getirilmiştir. Osmanlı Tarihi açısından Mustafa Âlî Efendi kendi asrındaki çok sayıda devlet adamı, âlim ve şair ile bizzat görüşüp onlardan aktarımlarda bulunduğu için Künhü’l-Ahbâr, özelde 16. Yüzyıl, genelde ise Osmanlı tarihinin birincil kaynakları arasındadır. Bu külliyatı okumadan ve incelemeden Osmanlı’nın en ihtişamlı asrını tam olarak anlamak ve yorumlamak zor olacaktır” şeklinde konuştu.
“MUSTAFA ÂLÎ EFENDİ HADİSELERİ ARAŞTIRIP İNCELEYEREK NAKLETMEYE ÖNEM VERMİŞTİR”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır” sözüyle konuşmalarını sürdüren Bakan Mehmet Nuri Ersoy, yazardan şöyle bahsetti: “Mustafa Âlî Efendi’de yüzyıllar öncesinde aynı hassasiyeti kendisine rehber edinmiştir. Mustafa Âlî Efendi sahih olmayan bilgiye itibar etmemeye, hadiseleri araştırıp inceleyerek nakletmeye, sahte bilgi ve hikâyelerden sakınmaya, olayları saptırmadan ve abartmadan nakletmeye önem vermiştir. Tarih ilmiyle uğraşan herkese de bu yolu öğütlemiş, kendisi de daha önceki tarihçilerin aktardığı bilgileri tetkik ederek eserlerinde nakletmiştir. Öyle ki en hacimli eseri olan Künhü’l-Ahbâr’ı kaleme alırken hadis külliyatlarına, biyografi ve ansiklopedilere; tarih, ahlak, siyaset, coğrafya, hukuk ve edebiyat alanlarından iki yüz civarında tarihî kaynağa başvurmuştur.”