(TBMM) - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, BM Genel Sekreteri Çocuklara Karşı Şiddet Özel Temsilcisi Najat Maalla M'jid ile görüştü. M’jid, küresel çapta savaşlar, çatışmalar, iklim değişikliği, doğal afetler ve zorla yerinden etme gibi sorunlar yaşandığını vurgulayarak, “Dünya çapında yerinden edilmiş 43 milyon çocuktan bahsediyoruz ve bu devasa bir rakam” dedi.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Derya Yanık, BM Genel Sekreteri Çocuklara Karşı Şiddet Özel Temsilcisi Najat Maalla M'jid ve beraberindeki heyet ile komisyon toplantı salonunda bir araya geldi.
Yanık, burada yaptığı konuşmada, komisyonun 1990 yılında özel bir yasayla kurulduğunu belirterek, bireysel başvuruları değerlendirerek insan hakları ihlalleri veya ihlal iddiası olan konularla ilgili çalışmalar yaptığını anlattı.
Komisyonun çalışmalarını sürdürürken uluslararası mevzuatı da dikkate aldığını ifade eden Yanık, “BM’nin uluslararası insan haklarını ilgilendiren yasaları ve AB yasaları bizim komisyonumuzun insan hakları çalışmalarının çerçevesini belirlerken özellikle yararlandığımız metinler” dedi.
Türkiye’nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne en erken imza atan bir ülke olarak UNICEF ile çok yakın çalışmalar yaptığını anlatan Yanık, “Çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi noktasında komisyonumuzda ciddi çalışmalar yapıyoruz ve takip sürdürüyoruz” ifadesini kullandı.
Dünyada fiziksel, sosyal, siyasal anlamda oluşan her türlü olumsuzluktan ilk önce çocuklar, kadınlar, engelliler gibi kırılgan grupların etkilendiğini ifade eden Yanık, “Dolayısıyla buna ilişkin çalışmalarımızı çok daha odaklanmış ve yoğun biçimde sürdürmemiz gerekiyor” dedi.
Yanık, şöyle konuştu:
“Globalleşen dünyada iletişimin bu kadar arttığı ve kolaylaştığı dünyada sorunlar da dünyanın çeşitli coğrafyalarında çok aynılaşmaya, benzerleşmeye başladı. Buradan yola çıkarak artık insanlığa, özellikle çocuklara ve diğer kırılgan gruplara yönelik çözüm yollarını araştırmakta da ortak birikimimizi, çalışmalarımızı, ortak kaygılarımızı birbirimizle paylaşmamız ve birlikte çözüm yolları aramaya yoğunlaştırmamız gerekiyor çünkü sorunlar birbirine çok benziyor, çok aynılaşmaya başladı.
BM kuruluş amacı itibarıyla da dünyanın kriz, çatışma dönemlerinde ülkeler arası barışı sağlamak, ortak bir insanlık duruşu sağlamak üzere kurulmuş bir teşkilat. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra böyle bir ortak duruşun ne kadar gerekli ve önemli olduğu aslında dünyanın ortak hafızasında duruyor. BM’nin işleyiş ve Güvenlik Kurulunun veto yetkisi olan ülkeler ayrımına ilişkin itirazımızı saklı tutarak bu anlamda ortak duruşun çok kıymetli olduğunu ifade etmek isterim. Bizim Türkiye’deki sığınmacılara yönelik kurduğumuz Göç ve Uyum Alt Komisyonumuz da ayrıca çalışmalarını sürdürüyorlar, sığınmacı çocuklarla ilgili alakalı çok ciddi çalışmalar yürüttü arkadaşlarımız.”
Dijital ortamda yaşanan sorunlara da işaret eden Yanık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dijital ortamın çocuklara ilişkin getirdiği yeni ve başa çıkılması gereken sorunlar olduğunu biliyoruz. Siz iklim değişikliği süreçleri, ruh sağlığı, çocuk ticareti gibi çok önemli başlıklarda çalışmalar yapıyorsunuz. Bunlarla ilgili de globalleşen dünyada ortak birikimlerimizi karşılıklı müzakere ederek, değerlendirerek yeni çözüm yolları bulmanın önemine inanıyoruz. Biz İnsan Hakları Komisyonu olarak bu anlamda parlamentolar arası muhataplarımızla ve uluslararası kuruluşlarla her türlü iş birliğine, bilgi paylaşımına açık olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
“Filistin’deki çocukların temel sorunu hayatta kalmak”
Derya Yanık, Filistin’deki çocukların yaşadıkları sorunları vurgulayarak, “Filistin’deki sokak çocuklarını konuşamıyoruz, Filistin’deki çocuklarının dijital tehlikelerden nasıl etkileneceklerini konuşamıyoruz çünkü onların çok daha temel bir, tek bir problemleri var, hayatta kalmak. Hayatta kalmakla karşı karşıya kalan çocuklar söz konusu olduğunda artık dijital platformları konuşmanın bir anlamı kalmıyor. Biz komisyon olarak en başından itibaren parlamentolar arası muhataplarımıza, dünyadaki ana akım medyaya Filistin’de kıyımın durdurulması, İsrail’in soykırıma dönüşmüş uygulamalarının durdurulması için düzenli aralıklarla çağrılar yapıyoruz” şeklinde konuştu.
BM Genel Sekreteri Çocuklara Karşı Şiddet Özel Temsilcisi M’jid de parlamentolarda yürütülen çalışmaların ve parlamentolar arası iş birliğinin BM’nin yürüttüğü mücadelede önem taşıdığını söyledi. Sosyal, ekonomik, kültürel alanlarda yaşanan ihlallere özel önem verdiklerini söyleyen M’jid, insan haklarıyla ilgili çalışmalar konusunda, küreselleşen ve sorunları benzeyen dünyada parlamentolar arası ilişkilerin özel bir yerinin olduğunu ifade etti.
M’jid: Hassasiyetle ilerlememiz gerekiyor
M’jid, “Sosyal ekonomik alandaki gelişmeler, barışa ilgili çalışmalar hepsi önem taşıyor ama bütün bu çalışmaları yaparken çocukları merkeze koyarak yapmalıyız. Küreselleşen, değişen dünya içinde iklim değişikliği, dijital dönüşüm gibi birçok yeni başlıklar var, bunları da ele alarak hassasiyetle ilerlememiz gerekiyor” diye konuştu.
Küresel çapta savaşlar, çatışmalar, iklim değişikliği, doğal afetler ve zorla yerinden etme gibi sorunlar yaşandığına işaret eden M’jid, ‘Bu zorla yerinden etme önemli bir soruna dönüşmüş durumda. Dünya çapında yerinden edilmiş 43 milyon çocuktan bahsediyoruz ve bu devasa bir rakam” dedi.
“Sistemin revize edilmesine gereklilik olduğunun altını çizebiliriz”
M’jid, şunları söyledi:
“Bununla birlikte çevrim içi ortamlardaki şiddetin yükselmesi, aynı zamanda dijital suçlardaki gözlemlediğimiz artışlar insan hakları alanındaki savunucuların, devletlerin ve parlamentoların birlikte hareket etmesini zorunlu hale getiriyor. Ülke çapındaki mücadeleler önem taşıyor ama aynı zamanda bütün bu aktörlerin bir araya gelerek vereceği mücadele önemli. Tam bu noktada Filistin konusunda, BM en nihayetinde devletlerin oluşturduğu bir kuruluştur, devletlerin oluşturduğu bir kuruluş olduğu için bu süreç için de devletlerin de katkısının sorunun çözülmesi için önem taşımaktadır. BM’nin başından beri orada, sahada çalışmalarını yürüten BM çalışanları var. Hayatını kaybeden BM çalışanları oldu. Bu noktada Güvenlik Konseyinin attığı adımlar yeterli olmadı. Sistemin revize edilmesine gereklilik olduğunu, biz de bu noktanın altını çizebiliriz. Devletlerin daha caydırıcı olması açısından önemli bir revize süreci gerekliliğini belirtebiliriz. Çünkü dünya çapında insan hakları ihlalleri gerçekleşiyor. Bu ihlaller karşısında hesap verebilirlik mekanizmalarını standartlaşması ve caydırıcılığının sağlanması da önem taşıyor.”