Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında, “MHP Genel Başkanı’nın son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar önümüze açılan tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır. Buna karşılık ülkenin ve milletin ortak çıkarları yerine kendi şahsi gündemlerinin peşinde olanlar her zamanki gibi tutarsızlık ve boş laf bataklığında çırpınmayı sürdürmektedir. Şunun bilinmesini isterim ki bizim muhatabımız milletimizdir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Cumhuriyet bayramını 85 milyon olarak hep beraber coşkuyla kutladık. Yurt dışındaki temsilciliklerimiz ve KKTC’de de 29 Ekim sevinci çeşitli tören ve etkinliklerle büyük bir gururla yaşandı.

TUSAŞ tarafından geliştirilen yerli ve milli helikopterimiz T635 GÖKBEY’in ilkini törenle Jandarma Genel Komutanlığı’na teslim ettik. Yıl sonu gelmeden 2 adet GÖKBEY daha inşallah Jandarmamıza teslim etmiş olacağız. Ayrıca 2026 yılı içinde toplam 20 adet GÖKBEY Helikopterimizin farklı kurumlarımıza teslimatını gerçekleştireceğiz. TUSAŞ çalışanlarımızı yaşadıkları kalleş terör saldırısına rağmen her zamankinden daha inançlı, daha azimli, daha dinamik gördük. Özgüvenleri fevkalade yüksekti. Gözlerinde tam anlamıyla bir adanmışlık duygusu var.

“CUMHURİYET TÜRKÜN DE CUMHURİYETİDİR KÜRTÜN DE CUMHURİYETİDİR”

Cumhuriyet belli bir şahsın belli bir zümrenin, belli bir kitlenin, belli bir meşrebin, mezhebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu Cumhuriyet zenginin olduğu kadar yoksulun da Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet ne kadar batılının ne kadar güneylinin Cumhuriyetiyse o kadar da kuzeylinin o kadar da doğulunun Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet Alevi’nin de Sünni’nin de Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet sağın da solun da Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet çoğun da Cumhuriyeti'dir azın da Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet inancı, düşüncesi, yaşam biçimi, hayat tarzı her ne olursa olsun kendisini bu vatana, bu millete ait hisseden herkesin, her bir ferdin Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet Türk’ün de Cumhuriyeti'dir Kürt’ün de Cumhuriyeti'dir.

Coğrafyamızdaki kaosa bakanlar korkmuşlar, ürkmüşler, tedirgin olmuşlar ve Cumhuriyetimize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Geçmişin korkuları son derece yanlış biçimde kapanmaya, kısıtlamaya, özgürlükleri daraltmaya ve maalesef iç düşmanlar üretmeye yol açmıştır. Bu milletin her bir ferdi özellikle gençlerimiz, özellikle yavrularımız şunu çok iyi bilmeli, her zerrelerine kadar idrak etmeli. Türkiye Cumhuriyeti devleti sıradan bir devlet değildir. Biz 29 Ekim 1923’te ilk defa tarih sahnesine çıkmış değil, bakınız, altını çizerek söylüyorum, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz.

“KORKU CUMHURİYETİMİZİN BİR VASFI OLAMAZ”

Yıkılırsak yeniden dimdik ayağa kalkarız, Kolumuzu kanadımızı kesseler daha gür, daha köklü, daha güçlü bir fidana dönüşürüz. Kimse bize yanlış bellemesin. Hele hele bu milletin hiçbir ferdi korku, ümitsizlik, yeis, karamsarlık içinde olmasın. İşte, onun için söylüyorum. Bu cumhuriyet korkmaz. Korku Cumhuriyetimizin bir vasfı asla ve asla olamaz.

Göreve geldiğimizde ülkemizin tamamıyla birlikte özellikle doğu, güneydoğu illerimizde ciddi bir ihmalkârlık söz konusuydu. Hiç kimse inkar edemez ki, Türkiye’nin tamamıyla birlikte doğu, güneydoğu illerimizde altyapısıyla, üst yapısıyla, üretimiyle tarihin en büyük yatırımlarını biz yaptık. Hak ve özgürlükleri genişletme konusunda en büyük, en cesur ve tarihi adımları biz attık. Bunu yaparken dedik ki, terörü ve terörün ürediği bataklığı kurutacağız, eş zamanlı olarak kardeşliği büyüteceğiz. Aradan geçen 22 yıl boyunca aynı minvalde, aynı istikamette sarsılmadan yürüdük ve yürüyoruz.

“TERÖRDEN BESLENENLER TERÖRÜN BİTMESİNİ İSTEMEDİLER”

Kardeşlerim, Türk ile Kürt’ün kardeşliğini büyütmek için ne yapılması gerekiyorsa, nasıl yapılması gerekiyorsa hemen hepsini yaptık, denedik, tecrübe ettik. Fakat her seferinde karşımıza bir duvar, bir ihanet, bir alçaklık çıktı. Sorundan beslenenler, sorunun çözülmesine engel oldular. Terörden beslenenler terörün bitmesini istemediler. Şiddetten nemalananlar şiddetin sona ermesine rıza göstermediler. Kardeşliğin pekişmesiyle Türkiye’nin her alanıyla büyüyeceğini görenler kardeşliğin önüne set çektiler, tuzaklar kurdular, gizli aparatlarını harekete geçirdiler. Emin olun çok bedel ödedik, çok hayal kırıklığı yaşadık, çok ihanet gördük. Hatta kelimenin tam anlamıyla sırtımızdan birilerinin dediği gibi maalesef hançerlendik. Ancak umudumuzu kaybetmedik. Samimiyetimizi yitirmedik, hüsniyetten vazgeçmedik. Kardeşlik hukukundan asla ve asla ayrılmadık.

Türkiye’nin ve milletimizin aydınlık geleceği için ne yapılması gerekiyorsa asla geri durmadık, durmayacağız. Çünkü bu bir dönemin, bir kesimin değil topyekün nesillerin hayatını etkileyecek önemde bir meseledir.

“MİLLET İRADESİ ÜZERİNDEKİ TÜM VESAYETLERİ KALDIRDIK”

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle devlet içindeki, devletin kurumları arasındaki uyumu ve koordinasyonu güçlendirdik. Özellikle ordumuza, emniyetimize, istihbaratımıza sızmış olan hain FETÖ terör örgütünü temizledik, temizliyoruz. Millet iradesi üzerindeki tüm vesayetleri kaldırdık. Savunma sanayindeki atılımlarla hamdolsun terörle mücadelede çok büyük ilerleme kaydettik. En önemlisi de şudur: 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonrası Cumhur İttifakı’nı kurarak hem devletimizin gücüne güç kattık, hem de milletimize özgüven kazandırdık. Cumhur İttifakı ülkemizin ve demokrasimizin son 7-8 yılda mağdur kaldığı pek çok saldırının, pek çok antidemokratik girişimin püskürtülmesinde en sağlam direniş hattımız olmuştur.

“BAHÇELİ'YE SELAM VE ŞÜKRANLARIMI TEKRAR İFADE EDİYORUM”

Terör belası başta olmak üzere kronik sorunlarımızı çözmek, kardeşliği pekiştirmek Türkiye'yi kardeşlik ekseninde büyütmek için bugün önümüze bir kez daha bulunmaz bir imkan çıkmıştır. Buradan Cumhur İttifakı'ndaki yol arkadaşımız MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli'ye tüm MHP camiasına grubum adına aziz milletim adına selam ve şükranlarımı tekrar ifade ediyorum. Devlet Bey tavır, konuşma ve söylem ve siyasetiyle feraset ve tecrübesiyle, cesur çıkışlarıyla, akıl dolu cümleleriyle daima tarihe not düşen, tarihe istikamet çizen bir liderdir. Kendisi her fırsatta anlayabilenler için mazrufa odaklanma iradesi gösterebilenler için, vatan sevgisinin, millet sevgisinin, cumhuriyet aşkının en önemlisinin de milliyetçiliğin ne olduğunu ne manaya geldiğini en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah etmiştir. MHP Genel Başkanı’nın son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar önümüze açılan tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır. Buna karşılık ülkenin ve milletin ortak çıkarları yerine kendi şahsi gündemlerinin peşinde olanlar her zamanki gibi tutarsızlık ve boş laf bataklığında çırpınmayı sürdürmektedir. Şunun bilinmesini isterim ki, bizim muhatabımız milletimizdir.

“KARDEŞLİĞE KATKI SAĞLADIĞI İÇİN SAYIN ÖZEL'İ BURADAN TEBRİK EDİYORUM”

Şu hususun da altını özellikle çiziyorum, bizim Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil’deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz da. Israrla bizimle muhatap olmaya çalışma gayretleri iplerini ellerinde tutan patronlarına kendilerini ispat uğraşından başka bir şey değildir. TUSAŞ'a yapılan kalleş ve alçakça saldırı bir kez daha göstermiştir ki teröristin anlayacağı yegane dil terörle tavizsiz mücadeledir. Türkiye içinde de Irak ve Suriye’de de Avrupa başta olmak üzere var olduğu her yerde terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, ülkemize tehdit nereden geliyorsa mutlaka kökünü kazıyacağız. İnşallah önümüzdeki dönemde milletimize hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini hem insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacak. Diğer yandan terörün boyunduruğundan halen çıkamayan bazı Türkiyelileşmeye dair istek ve iradesi henüz olmayan siyasi parti de yaptığı son açıklamayla nerede durduğunun işaretini vermiştir. Şurası çok net anlaşılmalıdır ki, Türkiye'nin terörü destekleyen, teröre arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan, kardeşliğe değil husumete, demokrasiye değil anarşiye, hukuka değil hukuksuzluğa hizmet eden  oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terör ile siyaset, şiddet ile demokrasi yan yana gelmez, aynı kapta bir arada bulunmaz. Bir koltukta terör diğerinde sivil siyaset taşınmaz. Hukukun ve demokrasi içine girmeyen karşılığını alır. CHP Genel Başkanı sayın Özgür Özel'e de takdirlerimi iletiyorum. AK Parti olarak, kurulduğumuz andan itibaren söylediğimiz ‘Devlet herkesin devleti olmalı, herkesi eşit kucaklamalı’. Siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeyle de olsa açık yüreklilikle dile getirdiği ve kardeşliğe katkı sağladığı için sayın Özel'i buradan tebrik ediyorum. CHP'nin Sayın Özel'in Genel Başkanlığı'nda tarihin bu önemli kırılma noktasında doğru yerde duracağına, kardeşliğin safında yer alacağına ben yürekten inanmak istiyorum.

Sayın Bahçeli'nin Ziya Gökalp’ten yaptığı alıntıyı tekrar hatırlatmak istiyorum: ‘Türklerin ve Kürtlerin birbirini sevmesi hem dini hem de siyasi farzdır. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir, Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa, Türk değildir.’ Tıpkı sayın Devlet Bahçeli gibi biz de hayatımız boyunca hep benzer şeyi dile getirdik. Coğrafyamızda Türk Kürtsüz, Kürt de Türksüz yaşayamaz, var olmaz, varlığını idame ettiremez dedik.

“BU TUZAĞA DÜŞMEYECEĞİZ”

Uzunca bir süredir bizi birbirimizden ayırmak istiyorlar. Çünkü Malazgirt'in intikamını almak istiyorlar. Çünkü Kudüs'ün fethinin öcünü almanın peşindeler. Hani diyor ya şair, ‘Bunlar engerekler ve çıyanlardır. Bunlar, aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır. Tanı bunları, sakın tanımamazlıktan gelme.’ Bu millet hiçbir ayrım yapmaksızın fertlerinin tamamıyla dünyanın en imanlı, en sarsılmaz, en yenilmez gücüdür. İşte bunu bozmaya, bunu dağıtmaya, bunu zayıflatmaya, bunu içeriden çökertmeye çalışıyorlar. Kardeşlerim, biz bu tuzağa düşmeyeceğiz. Ortak düşmanı sevindirmeyeceğiz. Kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz. Hasımların açtığı husumet parantezini kapatacağız. Geçmişin yaralarını birlikte saracağız. Tarihi yine birlikte yazmaya devam edeceğiz.

“SEVGİLİ KÜRT KARDEŞLERİM, SENDEN BU ELİ SAMİMİYETLE TUTMANI BEKLİYORUZ”

Sevgili Kürt kardeşlerim, senden bu eli samimiyetle tutmanı, sımsıkı tutmanı bekliyoruz. Siyonist İsrail'in aparatlığını, emperyalizmin uşaklığını, Türkiye düşmanlarının maşalığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Sevgili Kürt kardeşim, imanına, İslamı'na, ezanına, vatanına, toprağına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. Gel, Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim diyoruz. Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, al bayrağımızın gölgesinde, aydınlık, müreffeh, kardeşçe bir istikbali birlikte kuralım diyoruz. Bundan 101 sene önce  Cumhuriyet'i birlikte kurduk, bu Cumhuriyet benim olduğu kadar senin de Cumhuriyet'in. Gel, Cumhuriyet'i hepimiz için bir esenlik yurdu yapalım diyoruz. Gel, yumruklarını sıkanları aradan çıkaralım diyoruz. Gel, terörü meşrulaştıranların, sırtını dağa verenlerin altındaki zemini boşaltalım diyoruz. Gel, milletin verdiği yetkiyi terör baronlarına peşkeş çekenlere o yetkinin asıl sahibinin kim olduğunu gösterelim diyoruz.”

Erdoğan, grup toplantısı sonrası bir gazetecinin MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin "umut hakkı" açıklamasıyla ilgili sorusunu yanıtlamadı. 

SON

Kaynak: anka