Tam adı, Jean Nicholas Arthur Rimbaud'tur. Fransız şair ve sembolizmin en önemli temsilcilerinden biridir. 20 Ekim 1854’te Charleville, Fransa’da doğdu ve 10 Kasım 1891’de henüz 37 yaşındayken Marsilya’da hayatını kaybetti.
Rimbaud kısa yaşamı boyunca yaratılan efsane ve modern şiir üzerinde büyük etki bıraktı. 'Simgeci' ve 'Gerçeküstücü' akımların öncülerinden biri olarak kabul edildi.
Rimbaud, Ardenler bölgesinde Charleville kasabasında doğdu.
Babası subay olan Frédéric, annesi Vitalie’yi genç yaşta terk etti. Rimbaud, okul yıllarında şiire ilgi duydu ve çağın ünlü şairlerinin eserlerini okumaya başladı.
Rimbaud, genç yaşta Paris’e kaçarak bohem yaşam tarzını benimsedi. Şiirlerinde sıradışı bir dil kullanarak sembolizmin temellerini attı.
İçsel deneyimleri, aşkı, acıyı ve mistik düşüncelerin işlendiği şiirler yazdı.
1873’te ilk şiir kitabı “Cehennemde Bir Mevsim” (Une Saison En Enfer) yayımlandı. Şair Paul Verlaine ile olan ilişkisi ve ardından yaşadığı aşk serüveni, Rimbaud’un hayatının önemli bir dönemini oluşturdu. 1875’te son kez görüşen Rimbaud, bu tarihten sonra şiir yazmayı bıraktı.
Arthur Rimbaud, 1891 yılında kanser nedeniyle hayatını kaybetti. O dönemde sağ bacağındaki bir tümör nedeniyle Fransa’ya döndü ve bacağı ampute edildi lakin hastalık yayıldı ve Rimbaud, 37 yaşında hayatını kaybetti.
Şairin en bilinen eserlerinden 'Cehennemde Bir Mevsim' şöyle:
Aldanmıyorsam bir zamanlar hayatım,
Önüne bütün gönüllerin açıldığı,
Yoluna bütün şarapların döküldüğü bir şölendi.
Bir akşamdı dizimi oturttum Güzelliği-Terslik edecek oldu-İler tutar yerini bırakmadım ben de.
Bayrak açtım adalete karşı. Aldım başımı kaçtım.
Ey büyücüler, size ey bahtsızlık, ey nefret, hazinem size emanet.
Azmettim, söndürdüm içerimde insan ümidi adına ne varsa.
Bir yırtıcı hayvan amansızlığıyla atıldım üzerlerine boğayım diye cümle sevinci.
Cellatlara seslendim, ısırayım diye ölürken mavzerlerin kabzalarını.
Seslendim salgınlara, boğsunlar istedim, kan içinde, kum içinde beni.
Tanrı bildim musibeti. Gırtlağıma kadar battım çamurlara.
Cürümün ayazında kurundum. Hop oturup hop kaldırdım çılgınlığı.
Bana baharın getirdiği iğrenç bir budala kahkahasıydı.
Derken az önce işte, bir de baktım ki kıkırdamak üzereyim;
Aklıma eski şölenin anahtarlarını aramak geldi,
Dedim belki de yeniden heveslenirim. Hayırmış meğer o anahtarın adı-Anlaşıldı ben bir düşteymişim.
'Sen canavar kalacaksın...' falan filan... atıp tutmaya başladı başıma bu şirin hasırları ören şeytan.
'Ölümüne sürsün cümle iştahın, bencilliğin, cümle bağışlanmaz günahın.'
Ah, canıma yetti arttı-Kuzum şeytan, ne olur daha bir öfkesiz bakıver de benden yana ufak tefek,
Yolda kalmış alçaklıklar vara dursun, sen ki yazarda tasvir, öğreticilik vergilerinin yokluğuna vurgunsun,
Senin için kopardım lanetli gün defterimden bu uğursuz yaprakları.
Jean Nicholas Arthur Rimbaud