Bilim insanları, daha önce buzla kaplı olan bir deniz alanında gerçekleştirdikleri keşif sırasında, dev deniz örümcekleri, buz balıkları ve ahtapotların da yer aldığı dikkat çekici sayıda canlı türüyle karşılaştı. Araştırmacılar, bu benzersiz ekosistemin yüzyıllardır var olabileceğini değerlendiriyor.
BİRÇOK FARKLI YAŞAM FORMUNA RASTLANDI
Antarktika’ya yakın bir bölgede büyük bir buzdağının kopmasıyla ortaya çıkan yeni deniz tabanını inceleyen Schmidt Okyanus Enstitüsü’nden bilim insanları, daha önce insan eli değmemiş bu alanın zengin ve farklı canlı topluluklarını barındırdığını ortaya koydu. Derin sularda yer alan bu habitatta, dev mercanlar ve süngerlerin yanı sıra, birçok farklı yaşam formuna rastlandı.
BİLİM DÜNYASI İÇİN YENİ İPUÇLARI
Yüzeyden yaklaşık 1300 metre derinlikteki bu bölge, Antarktika buz sahanlıklarının altında bulunan ekosistemlerin işleyişine dair bilim dünyasına yeni ipuçları sunuyor. Daha önce 2021 yılında yürütülen bir Britanya çalışmasında, Filchner-Ronne buz sahanlığının alt kısmında yaşam izlerine ilk kez ulaşılmıştı.
Söz konusu bölgede, bilimsel olarak henüz tanımlanmamış yeni türlerin varlığına işaret eden zengin bir biyolojik çeşitlilik gözlemlendi. Derin deniz yaşamı, genellikle deniz yüzeyinden aşağıya süzülen organik maddelere bağımlı şekilde gelişiyor. Ancak, Antarktika’nın kalın buz tabakalarıyla yüzyıllar boyunca kapalı kalan bölgelerinde bu ekosistemlerin nasıl ayakta kaldığı hâlâ açıklığa kavuşmuş değil.
Son araştırmada keşfedilen deniz tabanının, yaklaşık 510 kilometrekarelik bir alanı kapsadığı ve kopan buz parçası sayesinde gün yüzüne çıktığı bildirildi.
GÖRÜNTÜLER SCHMİDT OKYANUS ENSTİTÜSÜ TARAFINDAN YAYIMLANDI
Bilim insanları, bu alanın uzun yıllardır deniz canlılarıyla dolu bir yaşam alanı olduğunu değerlendiriyor. Schmidt Okyanus Enstitüsü tarafından yayımlanan görüntülerde, "dokunaçlarını açmış" şekilde süzülen bir miğferli denizanası (Periphylla periphylla) yer alıyor.
Araştırmanın baş bilim insanlarından Patricia Esquete, “O anı yakaladık, keşif planımızı değiştirdik ve aşağıdaki derinliklerde neler olup bittiğine bakabilmek için harekete geçtik” diyor. Esquete, keşfe dair şunları söylüyor: “Bu kadar güzel, gelişmiş bir ekosistem bulmayı beklemiyorduk. Hayvanların büyüklüğüne bakılırsa, gözlemlediğimiz topluluklar onlarca, hatta belki yüzlerce yıldır oradaydı.”
"TAHMİNLER, EYLEME GEÇİRİLEBİLİR POLİTİKALARA KATKI SAĞLAYABİLİR"
Araştırma ekibi, deniz altı akıntılarının, bu derin bölgelerdeki yaşamı sürdürmek için besin taşıyor olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Ancak, bu yaşam sisteminin hangi mekanizmalarla beslendiği hâlâ bilinmezliğini koruyor.
University College London’dan (UCL) araştırma liderlerinden Sasha Montelli, keşfin önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullanıyor: “Çalışmamız, bu son değişikliklerin daha uzun vadedeki bağlamını sunmak ve gelecekteki değişime ilişkin tahminler yürütme yeteneğimizi geliştirmek açısından kritik önem taşıyor; bu tahminler, eyleme geçirilebilir politikalara katkı sağlayabilir.”
UCL’li bilim insanı ayrıca şunları ekliyor: “Bu hayati verileri analiz etmeyi sürdürürken şüphesiz bir şeyler keşfedeceğiz.”