Spinal stenozun omuriliğe ve sinir köklerine baskı uygulayan yaygın bir omurga rahatsızlığı olduğunu belirten Op. Dr. İdris Avcı, özellikle yaşlı bireylerde sık görüldüğünü ve yaşam kalitesini ciddi ölçüde etkilediğini söyledi.
En yaygın türün lomber spinal stenoz olduğunu ifade eden Avcı, bir diğer yaygın tipin ise boyun bölgesini etkileyen servikal spinal stenoz olduğunu belirtti. Daralmanın yerine ve şiddetine bağlı olarak hastaların yaşadığı semptomların değişebileceğini aktardı.
SPİNAL STENOZ BEELİRTİLERİ NELERDİR?
Spinal stenozun en belirgin belirtileri şöyle sıralanıyor:
Lomber spinal stenozda, yürürken veya ayakta dururken belden bacaklara yayılan ağrı oluşabilir. Bu ağrı oturunca azalır. Uyuşma, karıncalanma ve güç kaybı gibi semptomlar ortaya çıkabilir.
İleri vakalarda, hastalar yürüme güçlüğü yaşayabilir.
Servikal spinal stenozda, boyun ağrısı, kollarda güçsüzlük ve uyuşma gözlenebilir. Omurilik hasarı ilerlerse denge kaybı ve ince motor becerilerde zorluk oluşabilir.
CERRAHİ MÜDAHALE GEREKLİ Mİ?
Spinal stenoz hastalarının yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen semptomları hafifletmek için erken tedavi önemli bir rol oynar. Op. Dr. Avcı, fizik tedavi, ilaç tedavisi ve epidural enjeksiyon gibi konservatif yöntemlerin etkili olmadığı durumlarda cerrahi müdahalenin gündeme geldiğini belirtti.
Spinal stenoz cerrahisinin amacı, omuriliğe ve sinir köklerine olan baskıyı ortadan kaldırarak hastaların hareket kabiliyetini ve yaşam kalitesini artırmaktır.
Spinal stenoz tedavisinde hastanın durumuna göre farklı cerrahi teknikler uygulanabiliyor:
Laminektomi (Dekompresyon Cerrahisi): En yaygın spinal stenoz ameliyatıdır. Omurga kanalını genişletmek için kemik yapılar çıkarılarak sinir kökleri üzerindeki baskı azaltılır.
Spinal Füzyon: Omurga stabilitesini sağlamak için omurların sabitlenmesi işlemidir. Hareket kaybına yol açabilse de ağrıyı azaltarak uzun vadeli stabilite sağlar.
Minimal İnvaziv Teknikler: Daha küçük kesilerle yapılan bu yöntem, hastalara daha kısa sürede iyileşme ve günlük yaşama dönüş fırsatı sunar.
AMELİYATTAN SONRA İYİLEŞME SÜRECİ NASIL İLERLER?
Ameliyat sonrası iyileşme süreci, hastanın yaşına, sağlık durumuna ve cerrahi müdahalenin kapsamına göre değişiklik gösterir. Op. Dr. Avcı, minimal invaziv tekniklerle ameliyat edilen hastaların daha hızlı toparlandığını belirterek şu bilgileri paylaştı:
İlk iki hafta: Ağrı kontrol altına alınır, yara iyileşmesi ve enfeksiyon riski takip edilir.
Bir ay içinde: Çoğu hasta günlük aktivitelerine dönebilir ancak ağır kaldırma, uzun süre oturma veya eğilme gibi hareketlerden kaçınmaları önerilir.
Tam iyileşme süresi: 3 ila 6 ay arasında değişebilir. Düzenli fizik tedavi ve egzersiz, iyileşme sürecini hızlandırabilir.
HASTALIĞIN TEKRARLAMA RİSKİ AZALATILABİLİR Mİ?
Bazı hastalarda omurga kanalında daralma tekrar meydana gelebilir. Op. Dr. Avcı, bu durumun yaş, omurga yapısı ve dejeneratif süreçlere bağlı olduğunu ancak uygun cerrahi teknikler, düzenli takip ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları ile riskin en aza indirilebileceğini vurguladı.
Sonuç olarak, spinal stenozun erken teşhis edilmesi ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması, hastaların ağrısız ve daha aktif bir yaşama kavuşmasını sağlayabilir.