Günün ilk ışıkları daha ufukta belirmezken, Konya’nın tarihi mahallelerinden birinde bir fırın kapılarını aralıyor. Dumanı tüten taze ekmek kokusunun arkasında ise saatler süren bir emek ve usta bir isim var: Fırıncı Mehmet Kara. Yıllarını bu mesleğe adamış olan Kara, fırıncılığın hem fiziksel hem de psikolojik açıdan ne denli meşakkatli bir meslek olduğunu anlattı.

"GÜNE BİZ GECE BAŞLARIZ"

30 yıldır fırıncılık yapan Mehmet Kara, sabahın değil, gecenin ustası olduklarını vurguluyor:
“İnsanlar uyanmadan biz çoktan işe başlamış oluruz. Hamurun yoğrulması, dinlenmesi, şekil verilmesi ve pişirilmesi derken mesai gece 2'de başlar. Gündüzü gece, geceyi gündüz yaşarız.”

"SICAK, YORGUNLUK VE AYAKTA GEÇEN UZUN SAATLER..."

Fırıncılığın en zor yönlerinden birinin sıcakla mücadele olduğunu ifade eden Kara, özellikle yaz aylarında fırın içinde 50 dereceyi bulan sıcaklıklarda çalışmanın beden sağlığını olumsuz etkilediğini söyledi:
“Fırının karşısında saatlerce ayakta kalıyoruz. Sıcağın karşısında ter içinde kalmak bir yana, bel ağrısı, ayak problemleri ve aşırı yorgunluk fırıncıların kaderi.”

"EMEK ÇOK, DEĞER AZ"

Yıllarını verdiği mesleğin toplumda hak ettiği değeri görmediğini dile getiren Kara, “Bir ekmek çıkana kadar kaç aşamadan geçtiğini çoğu insan bilmez. Ama o emeğin karşılığı bazen ne maddi ne manevi olarak alınamıyor. Herkes sofrasında sıcak ekmek istiyor ama arkasındaki emeği gören çok az” dedi.

"YENİ NESİL BU İŞİ YAPMAK İSTEMİYOR"

Fırıncılık mesleğine ilginin giderek azaldığını ve usta-çırak kültürünün kaybolma noktasına geldiğini söyleyen Mehmet Kara, gençlerin ağır iş koşullarından dolayı bu mesleğe yönelmek istemediğini belirtti:
“Eskiden fırınlara çırak bulmak kolaydı. Şimdi gençler masa başı işleri tercih ediyor. Bu işin bir devamı olacak mı, açıkçası endişeliyim.”

"MESLEĞİ SEVMESEM BU KADAR YIL YAPAMAZDIM"

Tüm zorluklara rağmen işini severek yaptığını dile getiren Kara, “Ekmek kutsaldır. İnsanların sofralarına bir nebze katkım oluyorsa, ne mutlu bana. Zor bir meslek ama severek yaparsan tüm yorgunluklar bir nebze unutuluyor” diyerek sözlerini noktaladı.

Muhabir: Doğu Han