HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından Kayseri’de düzenlenen mitingde konuşan HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Türkiye zor günlerden geçiyor fakat hep birlikte aşacağız” dedi.

Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı okunması ve Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından başlayan mitinge HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, sendika temsilcileri, yöneticiler, Kayseri, Nevşehir, Yozgat, Niğde, Kahramanmaraş ve Malatya’dan çok sayıda sendika üyesi katıldı. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, yaptığı konuşmada, “Ülkemiz zor bir dönemden geçiyor. Pandemi ile başlayan, büyük felaket dediğimiz depremle devam eden, Rusya-Ukrayna savaşıyla zirveye çıkan ve bölgemizdeki krizlerle devam eden önemli bir süreç yaşadık. Ülkemiz bütün bu olumsuzluklara rağmen birlik ve beraberliğini korumayı başardı ancak ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıyayız. Yaşadığımız ekonomik kriz, yüksek enflasyonla daha da büyüdü. Alım gücümüz zayıfladı, fiyatlar aldı başını gitti. Bizler, ücreti ile yaşamak zorunda kalan emekçiler yaptığımız toplu sözleşmelerin bir süre sonra anlamını kaybettiğini gördük. Onun için kamuda başta KPÇ çalışan arkadaşlarımızın zamlarının ek protokol ile ücretlerinin artırılmasını talep ettik. Özel sektörde yapılan toplu iş sözleşmelerinin bir süre sonra anlamını kaybettiğini gördük ve orada da ek zam taleplerimizi devam ettirdik. Yerel yönetimler başta olma üzere pek çok kamu kurumunda benzer taleplerimizi dile getirdik. Ancak ek protokol yapsak da yeni zamlar alsak da ne yazık ki yüksek enflasyon, aldıklarımızı bir süre sonra tüketti. Onun için buradan bir kez daha hükûmete sesleniyoruz; gelin çalışanların sorunlarını, sıkıntılarını, yokluklarını, zorluklarını görün ve yeni zamlar ve artışlar sağlayalım. Bu süreci, ülkemizin kaynaklarını, imkânlarını gündeme getirerek yaparsak bizim için yeni ekmek, yeni aş demektir. O nedenle biz HAK-İŞ olarak çalışanlarımızın taleplerini gündeme getirmeye devam ettik” dedi.

"ADALETLİ BİR VERGİ SİSTEMİ YOK"

“Vergi sisteminde bu ülkenin adaletli bir vergi sistemi olmadığının altını çizmemiz gerekiyor" diyen Arslan, "Kongremizden sonra ilk iş HAK-İŞ Akademi’yi kurduk ve ilk çalışması vergi oldu. Adil paylaşım konusunda ciddi bir çalışma yaptık ve bu çalışmayı kamuoyu ile paylaştık. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz beye en son şekli ile çalışmamızı takdim ettik. Çalışmamızın da özeti şu; Türkiye’nin kaynakları, imkânları, potansiyeli bizim daha fazla ücret almamıza imkân veriyor ama sorun adaletli bir vergi olmadığı için. Kamuda çalışan arkadaşlarımız Ocak ayında 100 lira alıyorsak temmuz ayına gelince 88 liraya düşüyor. Yüzde 15, 20, 27 vergi dilimi. Yılın sonuna geldiğimizde bir o kadar daha kaybediyoruz. Biz aslında Ocak ayında zam alıyoruz, aralık ayına geldiğimizde zammın yarısını vergi götürüyor. Diğer yarısını da enflasyon götürüyor. Dolayısıyla biz maaşla geçinmeye çalışan insanlar olarak vergi adaletsizliğinin kurbanıyız. Buna artık son verelim. Daha çok kazanan daha çok vergi versin, az kazanan az vergi versin. Geçtiğimiz günlerde bir vergi düzenlemesi yapıldı. Neden? Hiç vergi vermeyenlerin vergi vermesini sağlamak için. Lüks arabaya biniyor vergisi yok, lüks konutlarda oturuyor vergisi yok. Sonra da ağlıyorlar. Onun için hükûmetin çok kazananlardan çok vergi alma mücadelesini sonuna kadar destekliyoruz. Bunun devamını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

"SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜ İSTİYORUZ"

İşçilerin güvencesinin işverenlerin 2 dudağının arasında olduğunu söyleyen Mahmut Arslan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Özellikle yerel yönetimlerde Kamu Çerçeve Protokolü’nün uygulanmasını istiyoruz. Belediye şirketlerinde ilavelerin uygulanmasını istiyoruz. 696 ile kadro alan arkadaşlarımızın tayin şartlarının verilmesini istiyoruz. Geçici ve mevsimlik işçilerin sorunları artık çözülsün istiyoruz. 696 kapsamına girmeyen, kadro alamayan arkadaşlarımızın kadrolarının verilmesini istiyoruz. Yangın işçilerinin haklarının daha fazla ödenip daha fazla iyi haklara kavuşmasını istiyoruz. Kayıt dışı istihdamın, kayıt dışı ekonominin bizim ekmeğimizi çaldığını biliyoruz. Kayıt dışı istihdamın sona erdirilmesi için hükûmetin atacağı bütün adımları destekliyoruz. Özgür bir sendikacılık için mutlaka bir iş güvencesine ihtiyacımız var. Ne yazık ki işverenlerin 2 dudağının arasına sıkıştırılmış güvenceyi güvence olarak kabul etmiyoruz. Gerçek iş güvencesi, gerçek sendikacılık istiyoruz. Türkiye’de 16 milyon sigortalı işçimiz var. Sadece 2 milyon 500 bini sendikalı ve 1 buçuk milyonu toplu sözleşme yapabiliyor. Bu Türkiye’ye yakışmıyor. Böyle bir Türkiye’de adaletten, özgürlükten bahsedemezsiniz. Sendika özgürlüğünden bahsedemezsiniz. Sendika özgürlüğü patronların 2 dudağının arasına sıkıştırılmış. Buna itiraz ediyoruz. Acilen gerçek iş güvencesini içine alan yeni bir düzenleme istiyoruz. Sendikal yaşamın bütün işçilere uzanmasını istiyoruz.”

Konuşmaların ardından miting sona erdi.