“Yonca mı? Malatya’da?” diye soran çok olmuş… Ama Suzan Selman bu önyargıları sabahın ilk ışıklarıyla, toprağın kokusunu içine çeke çeke yıkmış. Üstelik bunu sadece kendisi için değil, köydeki diğer kadınlara da örnek olmak için yapmış.

"İLK TOHUMU KORKARAK ATTIM"

Yeşilyurt’un kırsalında, ailesinden kalan birkaç dönümlük araziye ilk yonca tohumlarını 2021’de ektiğini anlatan Suzan Hanım, o günleri şöyle anlatıyor:

“Herkes ‘tutmaz bu burada’ dedi. Ama ben bir denemek istedim. Çünkü yonca hem hayvancılık için değerli, hem de 3-4 kez biçilebiliyor. Riskliydi ama araştırdım, okudum, sordum. İlk tohumu korkarak attım ama sonra o toprakta tuttuğunu görünce içim kıpır kıpır oldu.”

KADIN ELİYLE TARLA DA DEĞİŞİYOR, HAYAT DA

Yonca yetiştiriciliği zahmetli bir iş. Sulaması, biçimi, gübrelemesi… Ama Suzan Selman, tüm bu süreci hem doğaya hem emeğe duyduğu saygıyla yürütüyor. Şimdilerde 10 dönümlük bir arazide yılda dört kez biçim yapabiliyor ve hem hayvan üreticilerine hem de çevre illere satış gerçekleştiriyor. En güzeli de şu: Tarlada yalnız değil.

“Komşu kadınlar önce izlediler beni. Sonra yardım ettiler. Sonra kendi tarlalarına da ektik birlikte. Artık bir nevi yonca kooperatifi gibiyiz köyde” diyor gülerek.

“KADIN İSTERSE TOPRAĞI DA DİRİLTİR”

Suzan Hanım’ın gözlerinin içi gülüyor. Çünkü hem ekonomik özgürlüğünü kazanmış, hem de başka kadınlara ilham olmuş. TV Nota okurları için yonca tarlasının kenarında otururken soruyoruz:

– Bu işi yapacak kadınlara ne söylemek istersiniz?

“Kadın isterse toprağı da diriltir, evini de. Korkmayın. Bilin ki doğa kadını seviyor. Toprak, kadın eliyle başka türlü nefes alıyor.”

Muhabir: Elif Aybike Demir