Samsun Akademik Odalar Birlikteliği (SAOB), TMMOB Bileşenleri, Samsun Eczacı Odası, Diş Hekimleri Odası, Tabip Odası, Muhasebeciler Odası, Samsun-Sinop Veteriner Hekimleri Odası’nda sokak hayvanlarına ilişkin yeni kanunla ilgili ortak basın toplantısı düzenledi. SAOB Dönem Sözcüsü Akın Ömür şunları söyledi:

"Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın iş birliğiyle 'Hayvanları Koruma Kanunu', TBMM’den oy çoğunluğu ile geçerek değişmiş ve Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanun hazırlanırken Türk Veteriner Hekimleri Birliği veya herhangi bir meslek odasının görüşü alınmamıştır. Bu kanun, daha önceki kanun değişiklikleri gibi bilimsellikten uzak, sahada uygulanması mümkün olmayan, toplum vicdanını rahatsız eden değişiklikleri içermektedir ve ülkemize bu alanda bir yirmi yıl daha kaybettirecektir. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH), sahipsiz hayvan popülasyonun kontrolünde, 'yakala, kısırlaştır, aşılat ve yaşadığı bölgeye geri bırak' yaklaşımının sahipsiz hayvanların üremesinin kontrol edilmesine yönelik bir yaklaşım sağladığını ama bununla birlikte daha önce birçok kez meslek örgütü olarak vurguladığımız önlemlerin de birlikte alınması gerektiğini ifade etmektedir.

"SOKAKTAKİ KEDİ VE KÖPEKLERİN SAHİPLENİLMESİ ÖZENDİRİLMELİ"

Geçici bakımevlerinde çalışan yardımcı personeller; hijyen, hayvan davranışları, hayvan refahı ve bakımı, hayvanların tutulması ve yakalanması konusunda ve iş sağlığı ve güvenliği eğitimi aldırılmadan işe başlatılmamalı ve bu çalışanlar için gerekli kişisel koruyucu donanım ve iş ekipmanları ilgili standartlarına uygun olarak ivedilikle tedarik edilerek kendilerine eğitimleri de verilerek işe başlatılmalıdır. Samsun özelinde Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin bakımevi ve rehabilite merkezi kapasitesi yeterli değildir. Samsun Büyükşehir Belediyesi kapasite artırımı için gerekli çalışmalara başlamıştır. İvedilikle bu çalışma tamamlanmalıdır. İlçe belediyeleri de bakımevi ve rehabilite merkezlerini ivedilikle hazır hale getirmelidir. Rehabilite merkezlerinin hazır hale getirilmesi şarttır ancak bu süreçte kısırlaştırmaların hızlandırılması için destek ihtiyacı kaçınılmazdır. Bu nedenle ihtiyaç duyulan bölgelerde veteriner fakülteleri ve serbest veteriner hekimlerden kısırlaştırma çalışmalarında destek alınmalıdır. Sahipli hayvanlar da dahil olmak üzere kontrolsüz üreme ve denetimsiz ticari satışların önüne geçilmeli, bu konuda belediyeler denetimlerini sıklaştırmalıdır. Üretim yapılacaksa ilgili bakanlığın denetimi de mutlaka veteriner hekimler ile birlikte yapılmalı ve onaylanmalıdır. Sahipsiz kedi ve köpeklerin sokakta sahiplenilmesi özendirilmeli, sahiplenilmesi halinde kimliklendirilmesi ile ilgili işlemler devlet desteği ile acilen yapılmalıdır.

"DOĞADA BÜTÜNLEŞİK OLARAK UYUMLU BİR YAŞAM SÜRMEK MÜMKÜN"

Çevreye uyum gösteremeyen, yaşlı, zayıf, engelli vb. köpekler ve kediler sahiplendirilinceye kadar veya hayatları boyunca bakımevlerinde kalmalıdır. Hayvan sahiplenme şartları yeniden düzenlenmelidir. Sokağa terk edilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine kanunda öngörülen yaptırımlar kesinlikle uygulanmalıdır. Tüm sivil toplum örgütleri ve hayvanseverler ile birlikte iş birliği yapılmalı ve bu iş birliğinde görevler kesin ve net belirlenmelidir. Önemli bir sokak hayvanı kaynağı olan kırsal yerleşim alanları ile tarım işletmelerindeki hayvanlar denetim altına alınmalıdır. Bunun için Tarım İl Müdürlüğü ve ilgili diğer müdürlükleri ile belediyeler iş birliği içinde çalışılmalıdır. Ayrıca, sahiplendirmenin özendirilmesi, devletin bu konuda destek vermesi, bireysel sahiplenmenin yanı sıra, ülkemizde bulunan çok sayıda şirketin ve kamu kurumlarının hayvanları sahiplenmesi sağlanmalıdır. Çözüm için başta meslek odaları olmak üzere sivil toplum örgütleri ve diğer gönüllülerden yardım alınmalı, destekleri istismar eden kişi ve kurumlar denetlenmeli, olumsuz durumlarda yaptırım uygulanmalıdır. Son sözümüz şudur ki, uygarlığın ilk zamanlarından beri birlikte yaşadığımız kedi ve köpekler ile doğada bütünleşik olarak uyumlu bir yaşam sürmek mümkündür."

Kaynak: anka