Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan yeni eğitim müfredatı, geleceğin gereksinimlerine uygun bir yapı oluşturulması amacı güderken, birçok eğitimci ve uzman, bu değişikliklere çeşitli eleştirilerde bulundu.
DİJİTAL OKURYAZARLIK VE TEKNOLOJİYE AĞIRLIK VERİLMESİNE TEPKİLER
Yeni müfredatta dijital okuryazarlık, yapay zeka ve yazılım derslerine daha fazla yer verilmesi, teknolojiye verilen önemin arttığı anlamına geliyor. Ancak bazı eğitimciler, bu derslerin öğrencilerin sosyal becerilerinin gelişmesini gölgeleyebileceğinden endişeli. "Teknolojik beceriler önemli, ancak duygusal zeka, empati gibi insana dair beceriler de bir o kadar önemli" diyen bazı öğretmenler, müfredatın sadece teknolojiye odaklanmasının öğrenciler arasında sosyal izolasyona yol açabileceğini belirtiyor.
YABANCI DİL EĞİTİMİNİN ARTIRILMASI YERİNE KALİTEYE VURGU YAPILMALI
Yeni müfredatta yabancı dil eğitiminin teşvik edilmesi ve İngilizce dışında ikinci bir yabancı dilin zorunlu hale gelmesi de eleştiri konusu oldu. Eğitimciler, çok sayıda yabancı dilin öğretilmesinin öğrencilere fayda sağlamaktan çok, onları daha fazla zorlayabileceği görüşünde. Birçok uzman, müfredatın daha kaliteli dil öğretimi yöntemlerine odaklanması gerektiğini ve öğrencilere gerçek anlamda iletişim becerisi kazandıracak uygulamalara öncelik verilmesi gerektiğini savunuyor. "Yabancı dilde temel iletişim becerileri kazandırmak için öğrencilere dil pratiği imkanı verilmeli, sayılar değil kaliteler ön planda olmalı" şeklinde görüş bildiren öğretmenler, değişikliklerin uygulamada daha verimli olması gerektiğini vurguluyor.
KAPSAYICILIĞIN YETERSİZ OLDUĞU İDDİASI
Eğitimde eşitlik ve kapsayıcılığın ön plana çıkarılacağı yönünde açıklamalar yapılmış olsa da, bazı eğitimciler bu değişikliklerin tüm öğrencilere eşit fırsatlar sunmakta yetersiz kaldığını ifade ediyor. Engelli öğrencilere yönelik özel eğitim materyallerinin arttırılması gerektiği, ancak müfredatın hala tüm engel gruplarına hitap edebilecek düzeyde olmadığı belirtiliyor. Ayrıca, köy okullarındaki öğrencilerin büyük şehirlerdeki öğrencilere göre daha az fırsata sahip oldukları ifade ediliyor. "Köy okullarında eğitim gören çocuklar, eğitim materyallerine ve eğiticiye daha az erişim sağlıyor. Kapsayıcı müfredat yalnızca kağıt üzerinde kalıyor" diyen eğitimciler, eşitlikten bahsedebilmek için altyapı ve erişim sorunlarının çözülmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
ÖĞRETMEN EĞİTİMİNE YETERSİZ YATIRIM ELEŞTİRİSİ
Yeni müfredatın uygulanabilmesi için öğretmenlerin sürekli olarak eğitilmesi gerektiği belirtilmiş olsa da, bu konuda yapılacak yatırımların yetersiz olduğu yönünde eleştiriler gündemde. Eğitimciler, öğretmenlerin müfredatın içeriğine dair gerekli bilgi ve donanıma sahip olmadan bu yenilikleri öğrencilere nasıl aktarabileceklerini sorguluyor. "Müfredat ne kadar yenilikçi olursa olsun, öğretmenler bu değişiklikleri sınıflarına nasıl entegre edeceklerini bilmiyorsa, sonuç vermez" diyen uzmanlar, öğretmenlerin eğitimi ve desteği konusunda daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerektiğini belirtiyor.
DEĞİŞİMİN HIZI VE UYGULAMA ZORLUKLARI
Yeni müfredatın hızla devreye girmesi, eğitimciler arasında çeşitli endişelere yol açtı. Değişikliklerin öğretmenlere yeterince zaman tanınmadan uygulamaya alınmasının zorluklar yaratabileceği düşünülüyor. "Bu kadar geniş bir değişiklik tek bir yıl içinde nasıl uygulanacak? Öğretmenler ve öğrenciler için adaptasyon süreci gereklidir" diyen eğitimciler, müfredat değişikliklerinin aceleye getirilmesinin eğitimin kalitesine olumsuz etkilerde bulunabileceğini ifade ediyor.