Jeoloji Mühendisleri Odası Yalova İl Temsilcisi Ozan Burak Cangir, depremde Yalova’da en tehlikeli bölgelerin alüvyon zemine sahip olan sahil kesimlerinde olduğunu belirterek “Yalova’nın zemini deprem dalgalarını hızlandırabilecek bir potansiyele sahip kötü bir zemin” dedi.
Jeoloji Mühendisi Cangir, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nden en çok etkilenen iller arasında yer alan Yalova’nın dünyanın aktif faylar arasında gösterilen Kuzey Anadolu Fayı ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Jeolojik sürecin insanoğlunun ömrüne göre yavaş olmasına rağmen bu bölgede bir insanın hayatında 2 ya da 3 büyük depremi görebildiğini belirten Cangir, beklenen depremde kenttin en çok etkilenecek bölgelerini de değerlendirdi. Cangir, kentin kıyı şeridinin zemin yapısının kötü olduğundan bahsederek, “Yalova’nın kıyı şeridi yani Kaytazdere’den başlayarak Çınarcık’a doğru Çınarcık da dahil olmak üzere sahil şeridimizi en tehlikeli zemin olarak düşünebiliriz. Çünkü çok ciddi alüvyon tabaka dediğimiz, daha çok tarıma elverişli zayıf zemin, kıyı şeridimizde mevcut. Yaklaşık 25-30 hatta 40-50 metrelere kadar taşıyıcı bir zeminin olmadığı 20-25-30 metrelerden sonra da balçığın başladığı, yine sağlam bir zeminin olmadığı, çok ciddi kalınlıkları olan bir alüvyon yelpazeden bahsediyoruz” dedi.
Yalova’daki yapıların çok ciddi mühendislik hizmeti almak zorunda olduğuna dikkati çeken Cangir, kentin sadece sahil kesiminde değil yamaç bölgelerinde de problemler olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Yalova’nın şanssızlığı yamaçlarında da heyelan problemleri var. Yukarılara doğru çıkınca zemin bir tık daha iyileşiyor ama bu sefer de kayma problemleri başlıyor. Bunun için de tüm yapılarda çok ciddi mühendislik hizmetleri alınması lazım. Özellikle Çınarcık bölgesinde çok ciddi heyecanlarla karşı karşıya kalıyoruz. Çünkü, Çınarcık bölgesinin daha çok üst kesimlerinde kireç taşı dediğimiz kaya birimlerinin suyla teması olduktan sonra ciddi karstik boşlukların olduğu bir bölge. Bu kireç taşı suyla birleştiği zaman, ciddi boşluklar oluşturduğu zaman heyelanlara neden oluyor. Çınarcık bölgemizde de bu yönlü eğer bir mühendislik hizmeti alınmadan, ciddi bir zemin çalışması olmadan yapılacak yapılar, yukarıda, tepede olmasına rağmen depremden çok ciddi şekilde etkilenecek.”
Yalova’nın beklenen Marmara Bölgesi’ndeki depremden ciddi bir şekilde etkileneceğine vurgu yapan Cangir, kentte düzensiz yapılaşmanın oldukça fazla olduğunu belirtti. Özellikle kent merkezinde yapı stokunun eski olduğunu dile getiren Cangir, “Mutlaka ve mutlaka el birliği ile tüm paydaşlarla birlikte kentsel dönüşümün önü nasıl açılacaksa bilmiyorum, bir şekilde açılmak zorunda. Biz eski yapılarımızı kesinlikle dönüştürmek zorundayız. Bu bizim aslında Yalova olarak birinci önceliğimiz olmalı. Kentsel dönüşüm artık olmazsa olmaz” diye konuştu.
Depremler ilgili sadece yaklaşık tahminlerde bulunabildiklerini söyleyen Cangir, “Bu ülkenin çok ciddi, çok değerli bilim insanlarının yaptığı açıklamalardan da görüyoruz ki depremin net bir süresi belirlenemiyor. Şu an Marmara depremi için yaptığımız tüm çalışmalarda ve okuduğumuz tüm makalelerde artık zamanın dolduğunu ve her an olacağı yönünde çok büyük bir fikir birliğimiz var. Tüm herkes aynı fikirde değil tabii ki ama çok büyük bir kesim Marmara depreminin zamanının geçtiğini ve her an her saniye olabileceği yönünde hem fikir. Marmara Bölgesi’nde etkilenmeyecek il olmayacak” dedi.
Cangir, Kahramanmaraş depremleri sonrasında Hatay’da görev aldığını ve bölgede 1 ay kadar incelemelerde bulunduklarını söyledi. O bölgedeki deprem ile Yalova’daki durumu kıyaslamanın çok doğru olamayacağını kaydeden Cangir, şunları kaydetti: “Takdir edersiniz ki Maraş’ta olan bir deprem Hatay’ı daha çok etkiledi. Çünkü deprem dalgaları kötü zeminlerde alüvyon zeminlerde hız kazanır. Amik ovasının etkilemesinin sebebi buydu. Bir tarım arazisinde dalga çok rahat ilerledi, hız kazandı ve Antakya’yı daha kötü vurdu. Amik ovasının zemin yapısı biraz bizim Yalova’daki alüvyon yapıya benziyor. Yani olacak bir depremde Yalova’nın zemini deprem dalgalarını hızlandırabilecek bir potansiyele sahip kötü bir zemin. Benzerliği buradan kurabiliriz sadece.”
Hatay’da eski yapıların yanında yeni binaların da yıkıma uğradığını dile getiren Cangir, o bölgeye nazaran Yalova’daki yeni binalarda çok ciddi kontrol olduğunu belirterek, “Eksiklerimiz yok mu? Kesinlikle var. Eksiklerimiz var ama Yalova’da yeni binaların kontrolünün diğer illere nazaran daha sıkı olduğunu düşünüyorum. Bu yönden içimiz bir tık rahat ama eski yapılarımız da bir o kadar tam aksine sıkıntılı. Dolayısıyla alüvyon yelpaze üzerinde yer alan eski yapıların hiç vakit kaybetmeden kesinlikle ve kesinlikle dönüşüme uğraması şart” diye konuştu.
Yalova’da eski yapıların olduğu caddelerin ulaşımda ana arterler olduğunu anlatan Cangir, şunları kaydetti: “Şehit Ömer Faydalı Caddesi, Yalı Caddesi, İstanbul Caddesi. Bunlar bizi merkezde birbirine bağlayan ana arterlerimiz. Bu yapılar bu caddeler üzerinde çok ciddi eski yapılarımız mevcut ve zemin olarak da inanılmaz şekilde kötü bir zemin. Yani o alüvyon zemin kıyı şeridinden bahsettik ya, işte o kötü zemin üzerinde artık ekonomik ömrünü tamamlamış yapılarımız çok fazla. O yüzden bir depremde en çok korktuğumuz şey bu ana arterlerde yaşanacak problemler. Böyle bir kaosu düşünmek bile istemiyorum. O yüzden işte bas bas bağırmamızın sebebi bu. Tüm yetkililere bir kez daha seslenmiş olalım. O eski yapılardan muhakkak muhakkak bir şekilde yeni yapılara dönüşümün olması şart.”