Radyo Viva’da hafta içi her sabah 07.00-09.00 aralığında yaptığı programla dinleyicilerin radyo dinleyicilerinin ilgi odağı olan Vural Özkan'ın radyoculuk serüvenini konuştuk.

“RADYOCULUK BENİM KADERİM”

Radyocu olmayı seçmediğini, radyoculuğun aslında kaderi olduğunu söyleyen Radyo Programcısı Vural Özkan, “1999 yılında teyzemin eşi olan eniştem Mahmut Babadağlı’nın bir radyo istasyonu alması sayesinde ben de radyoculuğa adım atmıştım. İlk alındığında radyonun ismi radyo Kartepe’ydi, sonrasında Radyo Express olarak değişmişti ve benim için her şey orada başladı… O zamanlar bu mesleği bu kadar sevebileceğimi ve bu kadar bağlanabileceğini hiç düşünmemiştim. Zaman içerisinde, -genelde bunu tiyatrocular söyler- sahne tozunu yutanın bir daha tiyatroyu bırakamadığı gibi ben de o mikrofon tozunu yuttum. Bugüne kadar ara vermeden devam ettim” sözlerini kullandı.

“RADYO HER ZAMAN YÜKSELİR”

Vural Özkan radyoculuğun günümüzde geldiği nokta ile ilgili ise şu sözleri kaydetti:

"Gerçek Hayvanların Anatomi Sergisi" bilim meraklılarını ağırlıyacak "Gerçek Hayvanların Anatomi Sergisi" bilim meraklılarını ağırlıyacak

Radyoculuk her zaman çok değerli ve yükselen bir meslek aslında. Bu sorunun her radyocuya neden sorulduğunu biliyorum. Genelde sosyal medyanın ya da internet aleminin bu kadar canlanmasıyla bazı trendlerin kayıp yaşadığı düşünülse de radyo her zaman yükselen ve değer gören bir yerdir. Bir şeyler konuşuyor olabilmek, bir şeyler anlatıyor olabilmek ve anlattığımızın da karşı taraftan anlaşılıyor olması harika bir duygu. Eğer bunu yaşarsanız radyonun her zaman çok değerli olduğunu fark edersiniz.

“BİLGİ BİRİKİMİN YOKSA NE KONUŞABİLİRSİN?”

Konuşarak para kazanmanın kolay göründüğünü söyleyen Özkan, “Mikrofon başına geçtiğinde bu işlerin bu kadar da kolay olmadığını, söylemen ve söylememen gereken şeyleri iyi seçmen gerektiğini, geçmiş yıllarda bize birçok facia göstermişti” sözlerini aktarırken şunları ekledi:

Televizyon programlarında söylenen yanlış bir sözün ya da radyoda söylenen bir sözün ne kadar kötü durumlara yol açabileceğine birçok insanla şahit olduk. Konuşmak sadece konuşmak olarak nitelendirilmemeli. Bu bir birikim bilgi birikimin anlatacak bir şeyin yoksa sana verilen süre içerisinde ne konuşabilirsin ki?

“RADYOCULUK TUTKU İŞİ”

Vural Özkan radyoculuğun tutku işi olduğunun altını çizdi. Özkan, “Bu iş tutku işi sevmeden yapılacak bir iş değil. Birçok zorlukla karşılaşabileceğimiz, büyüklerimizin bize anlattığı bazı zorluklar vardı. Bunların hepsini tabii ki ben de yaşadım ve bu yaşadıklarına dayanabilecekse, meslekte iyi şeyler yapabileceğini düşünüyorsa neden yapmasın ki? Bu konuda yönlendirecek olan kişi de ben değilim ama tamamen kendi duygularıyla karar vermesi gerekiyor. Yapmak isteyen yapsın tabi” ifadesini kullandı.

RADYOCULUK PARA KAZANDIRIR MI?

Radyo programcılığının para konusunda tatmin edip etmediği ile ilgili ise Özkan açıklama yaptı:

Bu çok arada bir soru. Mesleği nerede yaptığınızla alakalı, hangi konumda yaptığınızla alakalı. Eğer konumunuz iyiyse para kazanabilirsiniz. Burada konum olarak bahsettiğim, çalıştığınız radyo istasyonunun adı. Benim şahsi olarak dikkat ettiğim bir şey. Neredeyse çoğu radyocu ekstra para kazanmak için bir şeyler yapıyor. Aynı zamanda yetenekli oldukları için seslendirme yapan radyo programcıları da var. Ben de bu isimlerden bir tanesiyim. Dublaj ile ilgilenen, DJ’lik yapan var. Aranjörlük yapan var, kulüp işletmeciliği yapan gördüm. Organizasyon sunuculuğu yapanlar var, oyunculuk yapanlar ve şu anda aklıma gelmeyen birçok yan dal.

Muhabir: Ayşe İpek Tokdemir