Rapora göre, Türkiye’deki istihdamda cinsiyet açığı yüzde 34,6 olarak hesaplanırken, 10 milyona yakın kadın ailevi ve kişisel nedenler ile ev işleri nedeniyle iş gücüne katılamıyor.

Raporda, kadınların iş gücüne katılmamasındaki sebeplerin başında toplumsal cinsiyet rolleri ve ev içi yüklerin geldiği vurgulandı. Kadınların büyük kısmının çalışma hayatına katılmalarını engelleyen ev işleri, çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımı gibi yükler nedeniyle, 2024 yılının 4. çeyrek verilerine göre, 6 milyon 657 bin kadın ev işleri nedeniyle çalışma hayatına giremediğini belirtti. Erkeklerde ise bu oran yalnızca 6 kişiye düştü. Ailevi ve kişisel nedenlerle iş gücüne katılamayan kadın sayısı ise 3 milyon 442 bin kişiye ulaştı, erkeklerde ise bu sayı sadece 466 bin kişi.

KAYIT DIŞI ÇALIŞMA ARTIŞ GÖSTERİYOR

Raporda, Türkiye’de kadın istihdamının hala yeterli düzeyde olmadığı ve son 3 yılda yalnızca 4,5 puanlık bir artış yaşandığı ifade ediliyor. 2024 yılı verilerine göre, kadınların istihdama katılım oranı yüzde 32,5 iken erkeklerde bu oran yüzde 66,7’dir. Ayrıca, kadınların istihdamdaki güvencesizliği, kayıt dışı çalışma oranlarını da artırmış durumda. 2024 yılında kayıtlı olarak çalışan 7 milyon 334 bin kadının, yüzde 24,4’ü tam zamanlı ancak güvencesiz şekilde çalışıyor.

Kadın işsizliği oranı Türkiye’de Avrupa Birliği ortalamasının oldukça üzerinde bulunuyor. Eurostat’ın 2024 Kasım verilerine göre, AB ülkelerinde kadın işsizliği oranı yüzde 6,1 iken, Türkiye'de bu oran yüzde 11,7 oldu ve Avrupa'da kadın işsizliği oranında Türkiye, Bosna-Hersek, Yunanistan ve İspanya'nın ardından 4. sırada yer aldı.

"EŞİT TEMSİLİYET SAĞLANMALI"

EMAR raporunda, kadınların çalışma hayatında karşılaştığı ayrımcılığa son verilmesi, cinsiyetçi iş bölümünün ortadan kaldırılması, eşit ücretin sağlanması ve güvenceli işlerin yaratılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, kadınların karar mekanizmalarına eşit temsiliyetinin sağlanması gerektiği belirtildi.

Kadınların haklarının daha etkin bir şekilde savunulabilmesi için İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası'nın etkin bir biçimde uygulanması gerektiği ifade edildi.

Raporda, ayrıca şu talepler sıralandı:

Kadın istihdamının önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulmalı, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalıdır.

8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalıdır.

Kadınların örgütlenmeleri önündeki engeller kaldırılmalıdır.

25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi, Türkiye tarafından onaylanmalı ve etkin bir biçimde uygulanmalıdır.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.

Toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmelidir.

Kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalı, çalışma süreleri kısaltılmalıdır." 

Kaynak: Haber Merkezi