Türk-İş Zonguldak’ta "Zordayız, Geçinemiyoruz" mitingi düzenledi. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Bir ay bu ülkedeki herkes zenginler başta olmak üzere bir aylık kazançlarını devlete versinler. Biz de zaten yarı aç yarı tok yaşıyoruz. Bize de bir ay maaş vermesinler. Madem ülke düzelecekse, hadi bakalım" dedi.
Madenci Anıtı önünde gerçekleştirilen miting Madenci Korosu’nun konseri ile başladı. Ardından sahneye Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay çıktı. İşçinin zam aldığında "işçi; müdürü, daire başkanını geçti" şeklinde spekülasyonlar olduğunu söyleyen Atalay, "İşçi üç kuruş aldığı zaman diyorlar ki işçi, müdürü geçti. İşçi, daire başkanını geçti. Bu ülkede memur çok almıyor. İşçi az alıyor. İşçi yok alıyor. Emekli hiç almıyor, asgari ücretli, aldığı ücretle bir hafta geçinemiyor. Böyle şartlarda biz bu ülkede 1994 krizini gördüm. 2001 krizini gördüm. 2008’i gördüm. Şimdi de beraber bir senedir ülkede bir kriz yaşıyoruz. Biz hepimiz depremin farkındayız. Özellikle depremde madencilere can-ı gönülden teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun" diye konuştu.
"İLİÇ'TE HALA O KARDEŞLERİMİZİN CESETLERİ BULUNAMADI"
Deprem ve iş kazalarında kaybolanlara ilişkin Türk-İş Genel Başkanı Atalay, "Kısa zamanda İliç’te hala o kardeşlerimizin cesetlerini bulamadılar. Biz bu ülkede canımızla da malımızla da olmayan malımızdan da bedel ödemeye devam ediyoruz. Şu ana kadar TTK’da 3 bin 773 kardeşimiz can verdi. Özel ocaklarla kurasız çalışan kapalı ocaklarda 370 civarında kardeşimiz can verdi. Zonguldak’ta 180’e yakın şehit var. Asker var, polis var. Değerli kardeşlerim bu ülkenin bizim için halkı da vatan üstü de vatan. Bizim için hiç problem yok" diye konuştu.
Atalay, Zonguldak’taki ruhsatsız işletilen maden ocaklarına yönelik sorunun da çözülmesini istedi.
"ASGARİ ÜCRET GEÇİM ÜCRETİ OLDU"
Toplu İş Sözleşmelerinin yapıldığını hatırlatan Atalay, "Sendikacı arkadaşlarımızdan bir arkadaşımızın ’hayır’ demeden ortaklaşa kamuoyunun büyük bölümünün memnun olduğu bir sözleşme imzaladık. Ne oldu? Bu kısa zamanda darmadağın olduk. Arkadan gazetelerde, televizyonlarda işçi çok alıyor. Doktor az alıyor. Bir sürü spekülasyon oldu. Doktor da bizim. Memur da bizim, emekli de bizim. Onların meselelerini bu kürsüden Türkiye’ye haykırmaya devam edeceğim. Emekli bu ülkede, on iki bin lira para alıyor. Bir hafta geçinemezsin. Asgari ücret öyle bir noktaya geldi ki geçim ücreti oldu. Bunu kabul etmemiz mümkün değil" ifadelerine yer verdi.
"ÇOK ALANDAN ÇOK, AZ ALANDAN AZ VERGİ ALMAK LAZIM"
Çok alandan çok az alandan az vergi almak gerektiğini söyleyen Atalay, "Bundan evvel çok alandan çok az alandan az vergi almak lazım. Ben bu alandan bir şeye seslenmek istiyorum ülkeyi yönetenlere... Fedakarlık mı isteniyor değerli arkadaşlar? Aldığımız ücret ortada. Bir ay bu ülkedeki herkes zenginler başta olmak üzere bir aylık kazançlarını devlete versinler. Biz de zaten yarı aç yarı tok yaşıyoruz. Bize de bir ay maaş vermesinler. Madem ülke düzelecekse, hadi bakalım. Çok alandan çok az alandan az. Haydi" dedi.
"EKMEĞİMİZE NİYE KAN DOĞRUYORSUNUZ?"
Bazı belediyelerin seçimlerde parti değiştiğinde işçilerin işlerine son verildiğine vurgu yapan Atalay, "Biz işçiler belediyede daire başkanı değiliz ya çöp topluyoruz, ya çöpüz, ya çaycıyız, Allah aşkına bizden ne istiyorsunuz siz? Üç kuruş para alıyoruz. Bizim ekmeğimize niye kan doğruyorsunuz? Hiç fark etmiyor. Ülkenin her bölgesinde değişik partilerdeki belediyeler, belediye değişiyor. İşçileri çıkartıyorlar. Bunu kabul etmek, inanın doğru değil. İşçilerin vebalini almamak lazım. Yetimin vebalini almamak lazım. Mazlumun vebalini almamak lazım. İki yakanız bir araya gelmez" şeklinde konuştu.
"EK ZAMMA İHTİYAÇ VAR"
Herkesin ek zam ihtiyacı olduğunun altını çizen Atalay, "Sözleşmeden evvel arkadaşlarımız ifade etti demin. Ek bir zamma ihtiyaç var mı? Herkese var. Emekliye de var. Kamu işçisine de var. Özel sektörde çalışana da var. Asgari ücret de var. Onun için bu alana ülkeyi yönetenler kulak versinler. Yarın geç olur. Biz bu ülkede bakan olmayacağız. Milletvekili olmayacağız. Zaten kimse yok. Ama şurada şunu özellikle ifade ediyorum. Benden vekil olacak hali yok. İşveren olacak hali yok. Ben demir yolları, çırak okulu mezunuyum. İşçi başladım. İşçi bu emaneti bırakıp gideceğim. Türk-İş başkanlığı öyle bir önemli görev ki 1,5 milyon insan, 5 milyonluk bir aileyiz. Sandığa giderken birbirinize konuşmadan, temsilcinizle, şube başkanınızla, genel merkezden konuşmadan, oy verdiğimiz için şu gün bu kürsülerden, sıkıntıları anlatmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
ARBEDE ÇIKTI, POLİS MÜDAHALE ETTİ
Öte yandan miting alanında üyeler arasında zaman zaman arbede yaşandı. Üyeler arasında bulunan bir kişi ile yaşanan tartışmada üyeler havaya kaldırdıkları kişiyi barikatın önüne attı. Alandan çıkmak istediğini söyleyen adama polis ekipleri müdahale ederek miting alanından uzaklaştırıldı.
Atalay, konuşmasının ardından alanı dolduran Türk-İş’e bağlı sendikaların üyelerine karanfil dağıttı. Başına madenci bareti takarak üyelerle konuşan Atalay, miting alanından ayrıldı.