(TBMM) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan, KKTC merkezli ''yolsuzluk ve rüşvet'' iddialarına ilişkin, "Sizin milli davanız Kıbrıs değil, sizin davanız cüzdanlarınız, banka hesaplarınız o hesaplara akan kirli paralar. KKTC'yi ne kadar değersizleştirdiğinizi politikalarınızın sadece adada kurduğunuz kirli para mekanizmalarını korumak olduğunu son gelişmelerle de gördük. Dört Türki Cumhuriyet Güney Kıbrıs'ta büyükelçilik açtı. Ağzınızı açıp bir açıklama dahi yapmadınız. Şayet söylediklerimize itirazınız varsa Kıbrıs davamıza leke süren bu iddiaların aydınlatılabilmesi için bir Meclis araştırma komisyonu kuralım. Aksi halde bizler Hakan Fidan'ı her fırsatta istifaya davet edeceğiz" dedi. 

TBMM Genel Kurulu'nda CHP KKTC merkezli ''yolsuzluk ve rüşvet'' iddialarının araştırılması için verdiği öneri AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklamak için söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan, şunları söyledi:

"Biz bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin en güzide kurumlarını yöneten insanlar adına utanç içindeyiz. Ülkemizi kendisini milliyetçi addeden bir iktidar koalisyonu yönetiyor. Yerlilik ve millilik sloganlarını kendilerine kalkan yapmışlar. Kendilerine iltifat edenlerin hepsi yerli ve milli; suçlarını konuşan herkes ise vatan haini. Kendilerine bir suç istinat edildiğinde 'bu saldırı bize değil, Türkiye'ye yapılıyor' deme cüretini göstermekle kalmıyor kendi kirli çıkarlarını milletin çıkarı ilan etmekten hicap duymuyorlar. En güncel örnek; kendisi ile ilgili bir iddiaya şahsen cevap vermek yerine Dışişleri Bakanlığı'ndan kurumsal açıklama yaptırtan Hakan Fidan. Konumuz ise Kıbrıs. Uğruna binlerce askerimizi ve sivil Kıbrıs Türkünü toprağa verdiğimiz partiler üstü milli davamız. Binlerce şehit ve gazinin aziz emaneti bugün sizin sayenizde kumar, fuhuş, yasa dışı bahis, insan kaçakçılığı, silah kaçakçılığı ve kara para aklama merkezine dönüşmüş durumda. KKTC'nin ve Kıbrıs Türkünün itibarını yerle bir eden bu durum elbette bir günde ortaya çıkmadı, son 20 yılın AKP hükümetleri döneminde hız kazandı. Bugün ise neredeyse kontrolden çıkmış durumda.

"Basit bir açıklama ile sıyrılabileceklerini zannediyorlar"

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının adı, organize suç örgütü lideri Halil Falyalı'nın öldürülmesinden sonra AKP'nin siyasi elitlerine şantaj için çekilmiş görüntüleri kurtarma operasyonu ile anılıyor. Fidan, iddialara göre sırf kasetleri teslim alsın diye Lefkoşa'ya Halil Falyalı'nın iş ortağı Yasin Ekrem Serim'i büyükelçi tayin ediyor. Nitekim Falyalı- Serim ortaklığı KKTC basınında belgelenmiş bulunuyor. Serim; Erdoğan ve Fidan nezdinde o kadar makbul ve güvenilir ki Lefkoşa görevinden önce Bakan Yardımcılığı ile de ödüllendirilmişti. İddialar doğruysa Fidan böyle bir talimatı Dışişleri Bakanlığı'ndan yani meslekten bir büyükelçiye zaten veremeyecekti. Bugün Dünyanın gözü önünde yüzümüzü öne eğdiren bu olayın müsebbipleri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kanalıyla basit bir açıklama ile sıyrılabileceklerini zannediyorlar. 

Siz Kıbrıs'ta müzakere yapıyormuş rolü yaparken aslında tıpkı Güney Kıbrıs Rum yönetimi gibi çözümsüzlük istiyorsunuz. Çünkü iktidarınızla ilişkili suç patronlarını denetimden kaçırmak istiyor, bu uğurda Kıbrıs Türklerini tüm Dünyadan tecride mahkum ediyorsunuz. Sizin milli davanız Kıbrıs değil, sizin davanız cüzdanlarınız, banka hesaplarınız o hesaplara akan kirli paralar. KKTC'yi ne kadar değersizleştirdiğinizi poltikalarınızın sadece adada kurduğunuz kirli para mekanizmalarını korumak olduğunu son gelişmelerle de gördük. Dört Türki Cumhuriyet Güney Kıbrıs'ta büyükelçilik açtı. Ağzınızı açıp bir açıklama dahi yapmadınız. Şayet söylediklerimize itirazınız varsa Kıbrıs davamıza leke süren bu iddiaların aydınlatılabilmesi için bir Meclis araştırma komisyonu kuralım. Aksi halde bizler Hakan Fidan'ı her fırsatta istifaya davet edeceğiz." 

"TBMM, mahkeme değildir ama mahkemelere ışık olur"

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise, "Konu edilen iddialarla alakalı bütün Bakanlarımız defaatle açıklama yaptılar. Burası mahkeme değil. TBMM'nin görevi yargının görevini almak değil. Suç duyurusunda bulunulur, mahkemeler gerekli incelemeleri yaparlar. Başta Kıbrıs'taki mahkemeler olmak üzere konuya dair bütün araştırmalarını yaparlar. Türkiye'yle alakalı bir iddia varsa da bununla ilgili suç duyurusunda bulunulur. Eğer iddialar somutlaşırsa yargı aşamasına gelirse bununla ilgili süreç devam eder" ifadelerini kullandı. 

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Kuzey Kıbrıs töhmet altında kalıyor. Bunun araştırılmaması hepimiz için utanç verici bir meseledir. Burası bir mahkeme değil ama Susurluk'tan sonra parlamentoda kurulan komisyon, bakanları, askerleri dinledi. Bir nebze de olsa temiz eller operasyonu yapıldı. Meclis araştırma komisyonu kurar, bunların üzerine gider. Mahkeme değildir ama mahkemelere ışık olur" dedi.

 

 

Kaynak: ANKA