(TBMM) - TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, resmi ziyarette bulunduğu Kırgızistan’da yaptığı açıklamada, Türk Devletleri Teşkilatı’nın bazı üyelerinin Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde büyükelçilik açmalarıyla ilgili, “Bu gerçekten Türkiye’nin beklemediği bir yaklaşım oldu, büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Bugün burada yaptığımız görüşmelerde de bunları hem mevkidaşım Meclis Başkanına hem Sayın Cumhurbaşkanına hem de Bakanlar Kurulu Başkanı yani bizdeki adıyla Başbakan’a bunları açıp konuşma imkanımız oldu. Tabii ki olan oldu, geçmişte kaldı. Biz Türkiye olarak üçüncü ülkelere nasıl ilişkiler kuracağını söyleyecek konumda değiliz. Ama kardeşlik hukukumuz bu konudan ciddi şekilde rahatsız olduğumuzu ve bunun telafi edilmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini kendilerine söyledik” dedi.
Kurtulmuş, Kırgızistan’da TV100 Genel Yayın Yönetmeni Deniz Gürel’in gündemdeki konularla ilgili sorularını yanıtladı.
Türk Devletleri Teşkilatı üyesi bazı ülkelerin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde büyükelçilik açtıklarının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, Kırgızistan'ın henüz açmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“4 Nisan’da Semerkant’ta yapılan Orta Asya Avrupa Birliği Zirvesi’nin nihai bildirisinin dördüncü maddesinde Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Kıbrıs’ın tek temsilcisi olduğunu ifade eden, BM kararlarına atıfta bulunarak sanki Kıbrıs’ta Güney Kıbrıs’tan başka kimse yokmuş gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Devleti’ni yok sayan bir karara imza atıldı. Bu tabii, doğrudan doğruya orada temsilcilik, büyükelçilik açma anlamına gelmiyor. Nitekim Kırgızistan’ın şu anda bir büyükelçiliği yok, Özbekistan’ın da yok. Başka ülkelerde akredite edilen büyükelçilerle o işi yürütüyorlar.
Ama tabii bu gerçekten Türkiye’nin beklemediği bir yaklaşım oldu, büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Bugün burada yaptığımız görüşmelerde de bunları hem mevkidaşım Meclis Başkanı’na hem Sayın Cumhurbaşkanı’na hem de Bakanlar Kurulu Başkanı yani bizdeki adıyla Başbakan’a bunları açıp konuşma imkanımız oldu. Tabii ki olan oldu, geçmişte kaldı. Biz Türkiye olarak üçüncü ülkelerle nasıl ilişkiler kuracağını söyleyecek konumda değiliz. Ama kardeşlik hukukumuzla bu konudan ciddi şekilde rahatsız olduğumuzu ve bunun telafi edilmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini kendilerine söyledik.
“Telafi edecek adımlar atabilirler”
“Telafi derken, ne yapılması gerekiyor?” sorusuna Kurtulmuş, “Şu andaki temel mesele nedir, Kuzey Kıbrıs Türk tarafı uluslararası alanda tanınmıyor. Mesela şu anda Kırgızistan’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin emsilciliği var. Temsilcilik açılabilir ayrıca Kuzey Kıbrıs tarafına bakmakla görevli olarak yakın ülkelerden birinin büyükelçisi oralara akredite edilebilir. Ayrıca ortak kültürel programlar yapılabilir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gelir Kazakistan’da, Özbekistan’da, Azerbaycan’da yaptılar bunu, burada Kırgızistan’da Kuzey Kıbrıs Türk Kültür Günleri yaparlar. Devlet Başkanı Ersin Tatar gelir buradaki yetkililerle görüşür. Böylece gayri resmi de olsa Kuzey Kıbrıs’ta bir Türk siyasi kimliğinin varlığımı bildiklerini ifade eden birtakım adımlar atılabilir. Bunların hepsini söyledik" karşılığını verdi.
“Sitemlerinizi ilettiğinizde nasıl karşılık gördünüz” sorusu üzerine Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Fevkalade olumlu yaklaştıklarını görüyoruz. Şunu da söyleyeyim, bunları yakın dönemde telafi edeceklerini düşünüyorum. Geçtiğimiz hafta bize ziyarete gelen Özbekistan ve Kazakistan Meclis Başkanı mevkidaşlarımız vardı, onlarla da bu konuyu medyanın önünde olmamak şartıyla konuştuk çünkü kardeşlik hukuku bunu gerektirir. Onlar da bu konuyla ilgili hassasiyetleri anladılar. Ümit ediyoruz ki gerekli tedbirleri alırlar. Yalnız şuna dikkat etmek lazım, bir çevre de ‘Ya siz Türk dünyası Türk dünyası diyorsunuz, bakın onlar sizi sattılar’ gibi bir algıyla Türk dünyasıyla Türkiye’nin arasını özellikle Türk dünyasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin arasını açmaya çalışıyor. Buna hiçbir şekilde müsaade etmemek lazım. Hem Türk Devletler Topluluğunda hem TÜRKPA’da bu ülkelerle gelişen çok derin dostluklarımız var. Hatta dostluğun ötesinde kardeşlik var. Cumhurbaşkanımızın bu ülkelerin liderleriyle çok yakın sürdürdüğü temaslar var. Her alanda işbirliklerimiz artıyor. Evet bu bizi rahatsız eden, gerçekten millet olarak da rahatsızlık duyduğumuz bir konudur. Ama telafi edilmesinin imkanı vardır. Bunlarla ilgili de bu dost ve kardeşimiz olan ülkelere sürekli tavsiyelerde bulunmak, onlardan taleplerde bulunmak da Türkiye olarak bizim sorumluluğumuz altındadır.”
"Bunlar ‘namaza yaklaşmayın’ kısmını almışlar"
Yapay zekayla ilgili “şeytani bir oyunun parçası” olarak değerlendirme yapmasının eleştirilere yol açtığının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Hani meşhur bir örnek var ya, ‘sarhoş olduğunuz halde namaza yaklaşmayın.’ Bunlar ‘namaza yaklaşmayın’ kısmını almışlar, ilk kısmını almamışlar. Allah insaf versin, Allah vicdan versin diyeyim, Allah akıl versin diyelim. Bu fevkalade kötü niyetli bir yaklaşım. Bunu söyleyen arkadaşlar, biraz benim neyle uğraştığıma baksalar, benim zaten doktora tezim. Doktora sırasında çalıştığım konu sanayi ötesi ekonomilerin gelişmesi onların ekonomik hayata yapacağı etkiler idi. Dolayısıyla burada eleştirdiğimiz şey yapay zeka değil. Hatta böyle bir forumun düzenlenmesinin çok faydalı olacağını, teknolojik gelişmeleri Türkiye’nin yakinen takip etmesinin şart olduğunu anlatıyorum, uzun bir konuşma. Bu arada da diyorum ki buna da dikkat etmek lazım. Bu da felsefi anlamda yapay zekayla ilgili olan tartışmalardan birisi. Yani yapay zeka insanın yerine geçmeyecektir, mesela bir göz yaşının değerini yapay zeka anlayamaz. Bir sevginin, yerginin ,üzüntünün, kederin karşılığı yapay zekayla anlaşılamaz. Dolayısıyla burada insansızlaştırmak hatta uzun uzun yeni teknolojilerle birlikte bazı mesleklerin ortadan kalkacağı, kitlesel işsizliklerin ortaya çıkabileceği gibi eleştirilerde bulunuyorum. Önce dedim ki herhalde anlamamışlar, kendimde kusur buldum. Sonra baktım ki mesele tam manasıyla ‘sarhoş olduğunuz zaman namaza yaklaşmayın’ meselesidir. Kötü niyetle yapılmış bir haber. Allah vicdan versin.
Terörsüz Türkiye sürecine işaret edilerek, bu süreçte Meclis’e düşen rolün ne olduğunun, silahların ne zaman bırakılacağının sorulması üzerine Numan Kurtulmuş, TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’e şifa dileyerek, bu süreçte onun fevkalade katkısı olduğunu anlattı.
"Bu sürecin başarıyla sonuçlanacağına inananlardan birisiyim"
Numan Kurtulmuş şu değerlendirmede bulundu:
“Onun da gayretleriyle iş belli bir noktaya geldi. Öncelikle sürecin planlandığı gibi gitmekte olduğunu görüyoruz. Bu süreci baltalamak isteyenler olacak, bu süreci zehirlemek isteyenler olacak. Dolayısıyla burada çok dikkatli bir şekilde hareket ediliyor. Geçmiş dönemlerle kıyasladığınızda bu süreçte devletin kurumlarının çok daha hazırlıklı ve çok daha ciddi bir şekilde meseleye yaklaştığını görüyoruz. Kaldı ki geçmiş dönemlerde olan FETÖ benzeri birtakım zehir kovası taşıyıcılarının artık devletin kurumları içerisinde olmadığını düşünürsek ben şahsen ilk andan itibaren bu sürecin başarıyla sonuçlanacağına inananlardan birisiyim.
Ama çok emek istiyor, çok dikkat istiyor. Hiç kimse bilip bilmeden, bu süreçte hep onu söylemeye çalışıyoruz, herkes yüz düşünüp bir konuşsun. İlk açıklama İmralı’dan geldi. O açıklamadan sonra süreç devam etti. Burada Sayın Pervin Buldan’ın, Sırrı Süreyya Önder’in, Ahmet Türk’ün, diğer arkadaşların ziyaretleri… İlk Devlet Bahçeli’nin çağrısı ve Cumhurbaşkanımızın inisiyatifiyle başladı. Şimdi ikinci adımının başlaması lazım. O da bu örgütün bütün unsurlarıyla ‘Biz artık silah bıraktık, zaten terörün bir çıkar yol olmadığını gördük. Bizim bu sürece girmemize neden olan gerekçelerin tamamı ortadan kalkmıştır. Biz silahları bırakıyoruz.’ Tabii ki bir takvimi var ama ben bu takvimle ilgili bir şey söyleyemem. Burada İmralı nasıl ilk açıklamayı yaparak kendisiyle ilgili ilk adımı attıysa, şimdi bunun cevabını biz verecek değiliz. Bunun cevabını verecek olan örgütün bütün bileşenleridir. Hepsi diyecek ki ‘Biz silah bıraktık.’ Tabii ki bu süreçte TBMM’ye de önemli sorumluluklar düşecek. O da vakti zamanı geldiğinde çok hızlı bir şekilde…”
“Bir takvim verebiliyor musunuz” sorusuna Kurtulmuş, “Bir şey başladığı zaman bunu sonuçlandırmak lazım. Bu herkesin hayrına olacak bir şey. Ben bunun çok kısa süre içinde sonuçlanacağına inanıyorum. Çok kısa süre içinde bu açıklamanın geleceğini ümit ediyorum” karşılığını verdi.
“Artık siviller tarafından bir anayasa yapılsın”
Yeni anayasa ile ilgili soru üzerine Kurtulmuş, partilerle görüşmeler yaptıklarını anlatarak, “Şu anda biraz gergin hava var ama sonuçta bu tür görüşmelerin ilerletilmesi siyasi iklimle ilgili bir meseledir ama işin bir de ihtiyaç tarafı var. Anayasalar laf olsun diye ortaya çıkmaz. Anayasalar toplumsal taleplerin, toplumsal beklentilerin bir gereği olarak ortaya çıkar. Türkiye’de çok açık, herkes bunu söylüyor, hepsinin seçim beyannamelerinde ya da parti programlarında bu var. Artık siviller tarafından bir anayasa yapılsın. Evet Anayasa’nın pek çok maddesi değişmiş ama sonuç olarak Anayasa’nın çerçevesinin, toplumsal taleplere cevap verebilecek bir usul, üslup ve muhteva ile gerçekleştirilebilmesi için de artık ben tam zamanı olduğunu düşünüyorum. Bunu daha fazla geciktirmemek lazım" ifadelerini kullandı.