2002’deki alınan seçim hezimetinin ardından sadece 1 ay sonra kongre kararı alan ve kongrede aday olmayacağını açıklayan Tansu Çiller, DYP’nin 7’nci olağan kongresinde genel Başkanlığı bıraktı.
20 YIL SONRA YENİDEN
14-15 Aralık 2002 tarihinde aktif siyaseti bırakan Tansu Çiller, tam 20 yıl sonra sahalara çıkmış, 2 Aralık 2022’de kurdurduğu yeni partinin MYK ekibini Anıtkabir’e göndermişti.
ESKİ MESAİ ARKADAŞINA PARTİ KURDURMUŞTU
Kendi dönemindeki DYP’de teşkilattan sorumlu olan Halil İbrahim Şahinler’i kurdurduğu Merkez Sağ Partisi’nde genel başkan olarak görevlendiren Çiller, daha sonra genel başkan değişikliğine gitmiş ve partinin başına Ömer Bilgin’i getirmişti.
ÇİLLER TALİMAT VERDİ
Çiller’in yakın çevresi ve parti teşkilatlarına, “İl ve ilçe kongrelerini bir an önce bitirin. Kurultay yapıp burada genel başkan olacağım. Sağın bölünen oylarını partimiz aracılığıyla yeniden toplayacağız. Sağ seçmen bizi büyük bir heyecanla bekliyor. Seçmenin beklentisini karşılayacak güçteyiz” dediği öğrenildi.
KURULTAYA KADAR 500 BİN ÜYE İSTEDİ
Genel Merkezi Etimesgut’ta bulunan Merkez Sağ Partisi’nde Yargıtay resmi rakamlarına göre 1000 civarında bir üyesi bulunurken, Çiller’in talimatıyla partide üye çalışmasına geçildi. Nisan ayında yapılması gereken kurultaya kadar 500 bin üye hedefi yapılmak isteniyor.
İLK KURULTAYDA GENEL BAŞKAN OLACAK
Her ne kadar 500 bin üye hedefi gerçekçi durmasa da, söz konusu kurultayda genel başkanlığına Tansu Çiller’in gelmesine kesin gözüyle bakılıyor.
CANSU ÇİLLER KİMDİR?
Tansu Çiller, 1946 yılında İstanbul’da doğmuş, Türkiye'nin ilk ve tek kadın başbakanı olarak tarihe geçmiş bir siyasetçidir. Akademik kariyeriyle de öne çıkan Çiller, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdikten sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde doktora yapmış, ardından Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyeliği ve doçentlik görevlerini üstlenmiştir. 1990’ların başında siyasete adım atan Çiller, DYP (Doğru Yol Partisi) saflarında hızla yükselmiş ve 1993 yılında Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından DYP Genel Başkanı olmuş, aynı yıl başbakanlık koltuğuna oturmuştur.
Başbakanlık görevi sırasında özellikle 1994 ekonomik krizi ile boğuşan Çiller, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara karşı çeşitli önlemler almış ancak bu dönemde Türk lirasının ciddi bir değer kaybı yaşamasına engel olamamıştır. Çiller, dış politikada ise özellikle Türkiye’nin NATO içindeki rolünü güçlendirme hedefiyle dikkat çekmiştir. Türkiye-ABD ilişkilerini güçlendirmek ve Avrupa Birliği üyeliği yolunda ilerlemek için adımlar atan Çiller, 1995'te yapılan Gümrük Birliği Anlaşması ile Türkiye'nin AB'ye entegrasyonu yönünde önemli bir kilometre taşı oluşturmuştur.
Çiller’in başbakanlığı dönemi, özellikle güvenlik politikaları ve Kürt sorununa yönelik sert tutumlarıyla anılmaktadır. 1996 yılında Refah Partisi ile koalisyon yaparak Refahyol Hükümeti’nde başbakan yardımcılığı ve dışişleri bakanlığı görevlerini de üstlenmiştir. Ancak, bu dönem siyasi çalkantılar, Susurluk skandalı ve laiklik tartışmaları ile gölgelenmiştir. 1997’deki 28 Şubat sürecinde, ordunun baskısıyla hükümetin istifaya zorlanmasıyla siyaset sahnesinde etkisi azalan Çiller, 2002 yılında siyasetten çekilmiştir.