Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, YPG ve Suriye'ye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Fidan, YPG'nin Batı’ya kendisini zararsız bir yapı olarak tanıttığını belirterek, "DEAŞ’la savaşan bir grup gibi görünmeye çalışıyorlar, ancak bu, gerçek kimliklerini gizlemek için kullandıkları bir taktiktir. DEAŞ ile mücadele tek başına bir gerekçe olamaz. DEAŞ’a karşı savaşan başka ülkeler ve gruplar da mevcut. YPG, bizim için PKK'nın bir uzantısıdır" ifadelerini kullandı.

YPG’ye yönelik olası bir operasyon konusuna da değinen Fidan, "Bu şu anda öncelikle Şam yönetiminin sorumluluğundadır. Onlar konuyu değerlendirip gerekli adımları atacaktır. Bu nedenle bizim müdahalemize gerek kalmayacak" dedi.

Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasının önemine dikkat çeken Fidan, hiçbir etnik grubun yerinden edilmemesi ve dağıtılmaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Kürtlerin Suriye’nin üniter yapısında sivil unsurlar olarak temsil edilmesinin sorun oluşturmayacağını belirtti.

Bakan Fidan, Kürt sivillerin nerede yaşıyorlarsa orada yaşamaya devam etmelerinin önemini de ifade etti.

"SURİYE'DE BULUNMA SEBEBİMİZ GÖÇÜ ENGELLEMEKTİR"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığı hakkında yöneltilen soruya yanıt verdi. Fidan, "Bizim Suriye’de bulunma sebebimiz, daha fazla göçü engellemektir. Şu an muhaliflerin kontrolünde 5 milyondan fazla insan yaşıyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Suriye'deki rolüne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Fidan, Türkiye'nin anahtar bir konumda olduğu yönündeki yorumlara yanıt verdi. Fidan, "Şunu söyleyebilirim ki Türkiye’nin sorumluluğu artmıştır. Sahip olduğumuz nüfuzu yardımlaşma amacıyla kullanacağız" dedi.

"BÜTÜN MÜHALİF GURUPLARA YAPICI DAVRANMALARINI TAVSİYE EDİYORUZ"

Muhalif grupların iç çatışmaya girme olasılığıyla ilgili olarak Fidan, “Çatışma, görmek istediğimiz en son şey. Bütün muhalif gruplara yapıcı davranmalarını tavsiye ediyoruz. Suriye halkının acil ihtiyaçları artık ertelenemez” şeklinde konuştu.

ABD’nin YPG ile ilişkileri üzerine de konuşan Fidan, “ABD’nin YPG’ye verdiği destek nedeniyle Türkiye ile ABD arasında bir çatışma olmaması için çaba gösteriyoruz. Bu meseleyi diyalogla çözmeye çalışıyoruz” dedi.

Bakan Fidan, 2016 yılında ABD Savunma Bakanı Ash Carter’ın Kongre’de YPG ile PKK arasındaki bağlantıyı itiraf ettiğini hatırlatarak, “ABD, PKK’yı terör örgütü olarak görüyor. Bu nedenle ABD’nin YPG’ye verdiği desteği kesmesi yönünde uzun süredir çağrıda bulunuyoruz” dedi.

Fidan, bu çağrılara yönelik tepkilere değinerek, “Bu durum Obama döneminde başladı. O dönemde yapılan açıklamalar bunun geçici bir düzenleme olduğu yönündeydi” dedi. Türkiye’nin ulusal çıkarlarına yönelik tehditlere dikkat çeken Fidan, “Bölgedeki dengelerin bozulmasını istemiyoruz. Ancak ulusal çıkarlarımızı korumak zorundayız. ABD ile bu konudaki görüşmelerimiz devam ediyor” ifadelerini kullandı.

"BÖLGEDE YAŞANANLARDAN BÜYÜK DERSLER ÇIKARDIĞIMIZA İNANIYORUZ"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın Suriye’deki iktidar değişikliğinde Türkiye’nin rolü hakkındaki iddialarına yanıt verdi. Fidan, “Bu bir ele geçirme olarak tanımlanamaz. Suriye’de yaşananları böyle adlandırmak büyük bir hata olur. Bu durum, Suriye halkının kendi iradesiyle yönetimi ele alması ve kontrol sağlamasıdır” ifadelerini kullandı.

Suriye’yi yönetecek gücün Türkiye ile olacağına ilişkin bir soruya Fidan, “Biz asla böyle bir şey istemeyiz. Bölgede yaşananlardan büyük dersler çıkardığımıza inanıyorum. Ne Türk, ne Fars, ne de Arap tahakkümü olmalı. İşbirliği esas alınmalı” dedi. Fidan ayrıca, Suriye halkının yanında olunması gerektiğini vurgulayarak bunun bir tahakküm gibi görülmemesi gerektiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki işgalini genişletmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Fidan, "Olayların ilk günlerinde İsrail’in attığı birkaç adım, bazı güvenlik önlemleri olarak değerlendirilebilirdi. Ancak Netanyahu hükümetinin, işgal altındaki Golan Tepeleri’ndeki nüfusu iki katına çıkaracağını duyurması, olaya yeni bir boyut kazandırdı" dedi.

Netanyahu hükümetine sert eleştirilerde bulunan Fidan, "Bu hükümetin sadece soykırımcı değil, aynı zamanda intihara meyilli bir yapıya sahip olduğunu düşünüyorum. Netanyahu hükümeti, sadece bölgenin, Arapların ve Müslümanların geleceğini değil, aynı zamanda Yahudi ve İsrail halkının geleceğini de tehdit ediyor. Gelecek için büyük ve olumsuz bir miras bırakıyor" ifadelerini kullandı.

İran’ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesinin ABD ve İsrail’in bir planı olduğunu söylemesine ilişkin bir soruya ise Fidan, "İranlı dostlarımız kusura bakmasınlar. Bu konuyu onlarla belki bin kez tartıştık. Ancak onların Suriye’deki varlığının Gazze’de büyük bir soykırımı engelleyemediği açıkça görüldü" yanıtını verdi.

Kaynak: Haber Merkezi