Haber: Mustafa USTA

(SİNOP) - Sinop Kadın Platformu Sözcüsü Asuman Aydoğdu, ''Kadınların özgürlüğü, aile adı altında yeniden sınırlandırılmak isteniyor. Ülkede yaşanan tüm iktisadi ve demokratik gerilemeler, kadınların hayatlarını derinden etkiliyor” dedi. 

Sinop Kadın Platformu ve Cumhuriyet Halk Partisi Sinop İl Başkanlığı tarafından Demokrasi Mitingi düzenlendi. Sinop Uğur Mumcu Meydanında gerçekleşen mitinge vatandaşlar katılım sağladı. Mitingde konuşan Sinop Kadın Platformu Sözcüsü Asuman Aydoğdu, şunları söyledi:

“Bugüne dek hiçbir kadın katilini, cinsel saldırı failini bu hınçla gözaltına aldıklarını görmedik. Kadınları eski rollerine hapsetmeye çalışan iktidar, bunu yasalarıyla ve uygulamalarıyla açıkça gösteriyor. Bu iklimde erkekler, üstün erkekliklerini geri kazanmanın hıncıyla “dili uzayan”, “aklının ermediği işlere karışan”, “sözden çıkan” kadınlara haddini bildirmeye kalkıyor. Kadın cinayetleri, bu “had bildirmenin" şiddet ise kadınlara çizilmek istenen hududun adı oluyor. 2024, kadınların en çok öldürüldüğü yıl oldu. Hemen ardından, siyasi iktidar 2025’i “Aile Yılı” ilan etti. Bu ilan, yalnızca bir sembol değil. Eylem planlarından torba yasalara kadar uzanan bir “ders müfredatı” haline getirildi. Aile Yılı ile kadınlar kamusal alandan ev içine, yalnızca çocuk doğurmaya ve bakım vermeye, düşük ücretli ve güvencesiz işlere, genç kadınlar ise aile zincirlerine, tüm kadınlar erkeğe itaate hapsedilmek isteniyor. Kadınların özgürlüğü, aile adı altında yeniden sınırlandırılmak isteniyor. Ülkede yaşanan tüm iktisadi ve demokratik gerilemeler, kadınların hayatlarını derinden etkiliyor. İstanbul Sözleşmesi’nden imza geri çekildi. Seçilmiş belediye başkanları tutuklandı, yerlerine kayyumlar atandı. Ekonomik kriz derinleşti. Hukuk yok sayıldı. Anayasa açıkça çiğnendi. Diploma iptalleri yaşandı. Her biri tek başına bile kadınları etkileyen ciddi kırılmalar yarattı."

''Yargının herkese eşit dağıtıldığını, adaletin tesis edildiğini bu ülkede söylemek mümkün değildir''

CHP Sinop İl Başkanı Aykut Cem Yalçınkaya ise; şöyle konuştu:

''İş yeri çalışma ruhsatı veren ilgili yerel idare temsilcileri görevlileri ve denetimde bir kural aykırılığı yoktur diye altına not düşüp imzası bulunanlar gözaltına alınıp yargılanana kadar kimse Samsun’da ki aileye, hayatta kalan anneye, hayatta kaldığına üzülen o anneye hiçbir şey anlatamaz. Buradan Samsun’da yaşanan heyelan faciası demiyorum cinayette yaşamını yitiren vatandaşlara rahmet dilerken, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum.

Ülkede ihmaller, cinayetler, katiller, hırsızlar sokaklara çok çabuk salınabiliyor. Bir süredir Türkiye’nin gündeminde olan 47 öğrenci hala gözaltında. Hala tutuklu bulunan 47 öğrenciden biri tutuklu olan Esila Ay’ın tutukluluğa itiraz başvurusu kaçma şüphesi iddiasıyla reddedilmiş. Bundan 105 gün önce ise 105 kişiye mezar olan Bilge apartmana ruhsat veren belediye başkanı Kadir Kara ve iki belediye başkan yardımcısı 105 gün önce tahliye edildi. 6 Şubat depremlerinden sonra yargılanan, cezaevinde kalan kimse yok. Esila, hakkında bir mahkeme kararı olmaksızın Esila hakkındaki iddianameden ceza verilse dahi bir gün cezaevinde kalmasını gerektirir bir suç değilken, hakkında 21 yıl hapis cezası verilmiş eski bir belediye başkanı ve iki yardımcısı sokakta özgür gezebiliyor. Bu durumu kabullenebilmek, yargının bağımsız olduğunu, yargının herkese eşit dağıtıldığını, adaletin tesis edildiğini bu ülkede söylemek bu nedenlerle mümkün değildir.''

Kaynak: ANKA