Avukatlar, dosyası ayrılan bazı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) bağlantılı isimlerle ilgili soruşturmada gizlilik kararının sürdüğünü belirterek, "Tek bir olayın parçalara bölünmesi yargılamanın hatalı yürütülmesine neden olmuştur" ifadelerini kullandı.

MAHKEMENİN KARARI VE İTİRAZ DETAYLARI

2 Ekim’de görülen karar duruşmasında, sanıklardan Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt, "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Selman Bozkurt’a yönelik "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan ise 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Mahkeme, "suça azmettiren" sıfatıyla yer alan Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş’a ağırlaştırılmış müebbet cezası verirken, diğer sanıkların beraatına karar verdi. Ayrıca Çağlar Zorlu’nun tahliyesine hükmedildi. Ateş ailesinin itirazı, Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından "usul ve yasaya aykırı durum bulunmadığı" gerekçesiyle reddedilmişti. Bu karardan sonra avukatlar dosyayı İstinaf’a taşıdı.

"HUKUKA UYGUN YARGILAMA YAPILMADI"

Avukatlar tarafından İstinaf Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, iddianamenin eksik ve hatalı olduğu savunuldu. Dilekçede, sanıkların suçu örgütlü şekilde işlediğine dair bulguların görmezden gelindiği belirtilerek, "Yasal koşulları sağlamayan bu iddianamenin iadesi gerekirdi, ancak mahkeme bu iddianameyi kabul ederek hukuka uygun olmayan bir yargılama yürütmüştür" denildi.

SORUŞTURMADA İHMALLER İDDİASI

Dilekçede, soruşturmayı yürüten Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ın, azmettirici olarak yargılanan Tolgahan Demirbaş ile cinayet öncesinde ve sonrasında telefonla görüştüğü bilgisi yer aldı. Bu durumun soruşturmanın tarafsızlığına gölge düşürdüğü iddia edilerek, "Soruşturmayı yürüten kişi eylemin iştirakçisi olmuş, delillerin sıhhati tartışmalı hale gelmiştir" ifadeleri kullanıldı.

SİYASİ BAĞLANTILAR VE DELİL EKSİKLİKLERİ

Dilekçede, sanıklardan Tolgahan Demirbaş’ın MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde yakalandığı ancak bu bilginin tutanaklarda tahrif edilerek kamuoyundan gizlendiği öne sürüldü. Ayrıca suikast sırasında kullanılan ve MHP’ye ait olduğu belirtilen araçlara ilişkin iddianamede detay verilmediği ifade edildi. İlgili araçların Ülkü Ocakları ve MHP yöneticilerine ait olduğunun tespit edilmesine rağmen, bu bilgilerin iddianameye eklenmediği savunuldu.

"SİYASİ CİNAYET MASKELENİYOR"

Avukatlar, dava sürecinde siyasi bağlantıların göz ardı edildiğini belirterek, "Bu olay, adi bir husumet davası olarak maskelenmeye çalışılmıştır. Ancak deliller, bunun siyasi bir cinayet olduğunu açıkça göstermektedir" ifadelerine yer verdi.

SONRAKİ SÜREÇ

Ateş ailesi, davanın tüm boyutlarının aydınlatılması ve eksiklerin giderilmesi için mücadelesini sürdüreceğini ifade etti. Dava sürecine ilişkin İstinaf Mahkemesi’nin kararı bekleniyor.

Kaynak: anka