Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşcı, Akit TV’de yayınlanan "Kırmızı Masa" programına, IŞİD ve El Kaide yöneticisi olmak suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası almış olan Halis Bayancuk’un çıkarılmasıyla ilgili RTÜK’e başvuru yaptı.

RESMİ TALEPTE BULUNDU

Geçmişte terör örgütleri IŞİD ve El Kaide yöneticiliği suçlamasıyla yargılanan ve geçen yıl tahliye edilen, "Ebu Hanzala" kod adıyla tanınan Halis Bayancuk’un, Akit TV’de "Kırmızı Masa" programına katılarak laikliği "Allah’a kafa tutma" şeklinde tanımladığı belirtildi. Bu açıklamalar üzerine RTÜK üyesi İlhan Taşcı, yayına ilişkin inceleme yapılması için resmi talepte bulundu.

''LAİKLİĞİ HEDEF ALDIĞI...''

Taşcı, RTÜK’e yaptığı başvuru dilekçesinde şu ifadeleri şu ifadelere yer verdi:

''IŞİD ve El Kadide gibi terör örgütlerinde yönetici olmakla yargılanarak 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına rağmen kaçma şüphesi olmadığı gerekçesiyle tahliye edilen ve IŞİD’in Türkiye emiri olmakla suçlanan bir ismin laikliği hedef aldığı, oy verenlere kafir dediği, demokrasiyi şirk saydığı görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti yargı yetkisi altında olan ve tüzel kişiliği Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile belirlenmiş kamu idareleri arasında yerini alan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan lisans almış olan bir televizyon kanalında, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi kaynaklarının terör örgütü olarak ilan ettiği ve uluslararası terör örgütleri listelerinde de ismine rastlanan PKK’yı Marksist- Leninist bir örgüt olarak nitelendirdiği ve terör örgütü diyemediği, çocukları Kemalist bir eğitim almasınlar diye okula göndermedikleri ve tarikatta eğitilmelerini savunduğu, Cumhuriyet karşıtı fikirlerini anlattığı ifadeler ekrana getirilmiştir.  

Yukarıda adı geçen tüm terör örgütleri, uluslararası terör listesinde yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti resmi kurumları tarafından da terör örgütü olarak tanımlanan yapılanmalardır. Ayrıca 5 Şubat 1937’de 1924 Anayasası’nda değişiklik yapılarak Anayasamız ile güvence altına alınan laiklik ilkesi, din, vicdan ve ibadet hürriyetinin güvencesi olması yanında, aklın, bilimin, hukukun üstünlüğünün esas alındığı onurlu bir yaşam biçiminin de temelini oluşturur.

Türkiye Cumhuriyeti 1961 Anayasası’nda ve son olarak da 1982 Anayasası’nın 2. maddesinde laiklik ilkesi, Cumhuriyetimizin nitelikleri arasına 'Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzur, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir' şeklinde yer almıştır. Anayasamızın 4. maddesinde laiklik ilkesi, değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez temel nitelikleri arasında sayılmıştır.

Demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerinin, insan haklarının güvencesi olan laiklik ilkesi hiçbir şekilde zedelenmemelidir. Laiklik, din ve vicdan özgürlüğü ile özgür düşüncenin temelidir. Anayasamızın 24. maddesinde de, kimsenin, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırmaması gerektiği önemle vurgulanmış ve ‘kimse, her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz’ hükmüne yer verilmiştir.

Bu bilgiler ışığında bahsi geçen medya hizmet sağlayıcı kuruluşun söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan ‘Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı olamaz.’ Hükmüne aykırı içerik taşıdığı görülmektedir. Yayın içeriğinin bu ilkeler ışığında değerlendirilerek ilgili Üst Kurul uzmanları tarafından raporlaştırılması ve ilk Üst Kurul toplantısında gündeme alınmasını arz ederim.''

Kaynak: Haber Merkezi