Geçtiğimiz hafta gazetecilerle buluşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, son dönemde Rusya ile Batı arasındaki artan gerilime dikkat çekerek, “Bu bir şaka değil. Nükleer konusunun gündeme gelmesiyle birlikte nükleer risk ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.
"NÜKLEER SAVAŞ TEHDİDİ ŞAKA DEĞİL"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Nükleer savaş tehdidi şaka değil” açıklamalarına yönelik, “Nükleer bir kriz, sadece bir ülkenin sınırlarını değil, tüm coğrafyayı nesiller boyunca etkileyecek bir yıkım yaratır. Türkiye, bu işin şaka olmadığının gerçekten farkında mı ve bu doğrultuda hazırlıklarını yapmış mıdır? Böylesi bir kriz durumunda görev alacak uzman ekipler, uygulanacak kriz yönetim planları, radyasyon ölçüm sistemleri, acil durum sağlık altyapısı gibi hayati unsurlar konusunda ne kadar ilerleme kaydedildiği, ne yazık ki belirsizliğini korumaktadır” diye konuştu.
Bağcıoğlu, Bakan Fidan'ın açıklamalarına tepki göstererek şunları söyledi:
“Sayın Fidan’ın açıklamaları, bölgemizde ve dünya genelinde tırmanan savaş geriliminin geldiği tehlikeli boyutu açıkça ortaya koymaktadır. Ancak bu açıklamaların ardından, Türkiye’nin böylesi bir felakete karşı ne tür bir hazırlık içerisinde olduğuna dair ne yazık ki somut bir bilgiye sahip değiliz. Nükleer bir kriz, sadece bir ülkenin sınırlarını değil, tüm coğrafyayı nesiller boyunca etkileyecek bir yıkım yaratır. Sağlık altyapısından stratejik kurumlara, çevresel etkilerden toplumsal dirence kadar her açıdan hazırlıklı olunması gereken bir felakettir. Bu noktada sorulması gereken temel soru şudur: Türkiye, bu işin şaka olmadığının gerçekten farkında mı ve bu doğrultuda hazırlıklarını yapmış mıdır? Böylesi bir kriz durumunda görev alacak uzman ekipler, uygulanacak kriz yönetim planları, radyasyon ölçüm sistemleri, acil durum sağlık altyapısı gibi hayati unsurlar konusunda ne kadar ilerleme kaydedildiği, ne yazık ki belirsizliğini korumaktadır.
"ASKERİ SAĞLIK SİSTEMİ HAYATİ DERECEDE ÖNEMLİ"
Türkiye’de askeri sağlık sisteminin kaldırılması, olası bir nükleer savaş senaryosunda ülkemizin karşılaşabileceği en büyük zafiyetlerden birini oluşturmaktadır. Askeri sağlık altyapısı, savaş ve kriz dönemlerinde sivil sağlık hizmetlerinin yükünü hafifleten, organize müdahale kapasitesine sahip stratejik bir unsurdu. Ancak bu sistemin tasfiyesi, hem koordinasyon hem de acil müdahale yetkinliklerinde ciddi bir boşluk yaratmıştır. Nükleer bir saldırı durumunda radyasyon etkilerine yönelik özel eğitim almış sağlık personeline, seyyar müdahale merkezlerine, donanımlı seyyar hastanelere ve komuta kontrol-stratejik kriz yönetimi birimlerine ihtiyaç kaçınılmazdır. Askeri sağlık sisteminin devreye alınması, güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması, yalnızca nükleer tehditlere karşı değil, her türlü olağanüstü durum için hayati önemdedir.
"BEKANIN SAĞLANMASI HÜKÜMETİN ASİL SORUMLULUĞUDUR"
Nükleer dahil her türlü tehdide karşı bekanın sağlanması hükümetlerin asli sorumluluğudur. Bu yüzden yetkililerin, özellikle Dışişleri Bakanı tarafından gündeme getirilen ve anlaşıldığı kadarıyla yakın bir tehdit olan nükleer kriz senaryosunda tatbikatlar ve altyapı hazırlıkları dahil nasıl bir yol haritası izleyeceklerine dair açık ve anlaşılır bir plan sunması ve bu yönde kamuoyunu bilgilendirmesi gerekmektedir. Bizler, bu konuda toplumun her kesiminden görüş alarak, siyasi farklılıkları bir kenara bırakarak ortak bir bilinç ve dayanışma oluşturulması gerektiğini savunuyoruz. Bu mesele, yalnızca bir güvenlik meselesi değil; geleceğimizi, coğrafyamızı ve insanlığı koruma meselesidir.”