Sarı, 23 Ekim 2024’te başlayan müsilajın 6 Kasım’da Marmara Adaları, Tekirdağ kıyıları; 13 Kasım’da İstanbul Prens Adaları; 5 Aralık’ta İzmit Körfezi ve 19 Aralık’ta Çanakkale Boğazı’na ulaştığını ifade etti.

"MÜSİLAJ DENİZ DİBİNE ÇÖKMEYE BAŞLADI"

Müsilajın deniz dibine çökmeye başladığını belirten Sarı, pinalar, deniz çayırları, süngerler ve mercanlar gibi deniz canlılarını tehdit ettiğini, balıkçıların ağlarını çekmekte zorlandığını söyledi. Suların ısınmasıyla ilkbaharda müsilajın yeniden yüzeye çıkabileceğini kaydeden Sarı, müsilajın oluşumunda kirlilik, durağan deniz şartları ve su sıcaklığındaki artışın rol oynadığını vurguladı.

Marmara Denizi, yoğun nüfus, sanayi ve akarsular aracılığıyla taşınan kirleticilerin baskısı altında. Derin deşarj yöntemiyle atıkların denize bırakılmasının yanlış bir düşünce olduğunu belirten Sarı, bu durumun Marmara Denizi’ni daha da kirlettiğini ifade etti.

2021 yılında hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı’nın (MDEP) yeterince uygulanamadığını belirten Sarı, evsel atıkların ileri biyolojik arıtma oranında yalnızca %0,7’lik bir ilerleme kaydedildiğini söyledi.

MÜSİLAJA KARŞI ALINABİLECEK ÖNLEMLER

Müsilaja karşı merkezi ve yerel yönetimlerin, özel sektörün, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin iş birliği yapması gerektiğini vurgulayan Sarı, şu önerilerde bulundu:

  • Sanayi atık deşarjlarının yeniden düzenlenmesi
  • Akarsuların zehir kanalına dönüşmesinin engellenmesi
  • Atık arıtma tesislerinin çalıştırılması
  • Denize çamur dökülmesinin önlenmesi
  • Vatandaşların deniz kirliliği konusunda bilinçlendirilmesi
  • Müsilajdan etkilenen sektörler için sigorta sistemleri geliştirilmesi

Sarı, Marmara Denizi’nin korunması için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirtti.

Kaynak: HABER MERKEZİ