“Mahremiyet” kavramının temeli olan “mahrem” kelimesi, Arapça “haram” sözcüğünün türetilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Haram kelimesi, en kapsayıcı haliyle “yasaklanmış olan, dini ve ahlaki yargılara ters düşen, içine girilmesi yasaklanan yer” olarak tanımlanabilmektedir. Bütün bu bağlamlardan bağımsız olmamakla beraber mahremiyet kelimesi aynı zamanda Türkçede “gizlilik” anlamına da gelmektedir.
“Mahremiyet”in ne şekilde kullanıldığı konusunda iki ayrı nokta bulunmaktadır. Bunlardan biri “bağımsızlık”, diğeri ise “gizlilik”tir. Kişinin, kendi tercihlerini özgürce yerine getirebilmesi “bağımsızlık” olarak tanımlanırken diğer kişilerin dikkat alanı dışında kalabilmesi ve kendine ait olanı dış müdahalelere karşı güvende tutabilmesi “gizlilik” olarak açıklanmaktadır.
MAHREMİYET ÇEŞİTLERİ
Herhangi bir durumda mahremiyetten söz edilebilmesi için “başkaları”nın da varlığına ihtiyaç duyulmaktadır. Yani kişinin yalnız olduğu durumlarda mahremiyetten bahsedilmemektedir. Mahremiyetin varlığının oluşması için kişinin başkalarıyla bir arada olması, herhangi bir topluluk içinde bulunması gerekir. Böyle düşünüldüğünde karşımza 3 farklı biçimde mahremiyet olgusu çıkmaktadır. Bunlar; mekânsal mahremiyet, bireysel mahremiyet ve bilgi mahremiyetidir.
Fiziksel çevrenin korunması “mekânsal mahremiyet”; zarar verici ve haksızlık içeren durumlara karşı koruma “bireysel mahremiyet”; özel verilerle ilgili kontrolün (toplama/saklama/dağıtma gibi) sağlanması da “bilgi mahremiyeti” olarak karşımıza çıkmaktadır.
Konuyla ilgili olarak en yaygın başlıklar arasında; bireyin vücudu, evi, bazı kişisel bilgileri, duygu ve düşünceleri, inançları gibi olgular yer almaktadır. Bunlar, mahremiyetin “bireye özel olma” durumunu göstermektedir.
MAHREMİYETİN DÖNÜŞÜMÜ
Mahremiyet ile ilgili algılar ve pratikler; zamana, mekâna, teknolojideki gelişmelere göre evrilebilmektedir. Özellikle zaman içerisinde yaşanan kitle iletişim araçlarının çeşitlenmesi ve sosyal medya platformlarının hem mecra olarak artması hem de kullanıcı sayısının ciddi boyutlara ulaşması, kavramın “gizlilik” anlamını ortadan kaldırırken “alenilik” durumunu kabul görür hâle getirmiştir.
KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ ÜRÜNLERİNİN KAVRAM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Biri Bizi Gözetliyor gibi birtakım televizyon programlarının daha az kurgu üzerinden yayına hazırlandığı düşüncesi, izleyicilerde aynalama etkisi göstermiştir. Bu tarz algı ekimleri, mahremiyetin gizlilik yapısının önemini insanların zihninde azaltmış, “tanınır olma” dürtüsünü beslemiş ve alenileşme eğilimini artırmıştır.
Bu kapsamda Facebook'un kurucusu olan Mark Zuckerberg, yaptığı bir konuşmada, “Mahremiyet artık bir norm değildir. İnsanlar kişisel bilgilerini başkalarıyla paylaşmak konusunda daha rahat” diyerek durumu kendi gözlemleri çerçevesinde değerlendirmiştir.
“Kişisel vitrin” de denilebilecek sanal mecralar, kişiye özel yaş, eğitim, beden, düşünce yapısı vb. bilgilerin açık rızaya dayalı olarak manipülasyona açık hâle gelmesine neden olmaktadır. Korumak, muhafaza etmek, gizlemek gibi olguların yerini bugün teşhir etmek, sergilemek ve izlenmek almıştır.