Heidi; daha bebek sayılacak yaşta anne ve babasını kaybetmiş, bir süre teyzesi tarafından bakımı üstlenilmiş fakat daha sonra büyükbabasıyla yaşaması için Alpler’e götürülmüş öksüz ve yetim bir kız çocuğudur. Hatırlanacağı üzere bu küçük kızın ayakkabısı yoktur. Çizgi filmin yaratıcıları, Heidi’ye ayakkabı çizmeyerek bir mesaj vermek istemiştir.

"VERDINGKINDER" UYGULAMASI

İsviçre’de 18. yüzyıldan başlayıp 20. yüzyılın sonlarına kadar “verdingkinder” uygulaması mevcuttur. Verdingkinder’in Türkçe’de tam bir karşılığı olmamakla birlikte kavramın anlamı, “köle (sözleşmeli) çocuk” olarak aktarılmaktadır.

1789’da 14 yaşından küçük olan çocukların fabrikalarda çalışmasının yasaklandığı topraklarda devlet ve kilise başka bir yol bulmuş, halkın içinden köle çocuklar seçmiştir. Anne-babası boşanan, ailesinin devlete borcu bulunan, farklı etnik kökenden olan, ailesinden birileri hapiste olan ya da kendisi suç işleyen, öksüz veya yetim kalmış çocuklar, devlet ve kilise tarafından başka ailelerin yanına yerleştirilmekte, köle pazarlarında satılmaktadır. Bu çocuklar; çiftliklerdeki ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamak için kullanılarak ahırlarda yatırılmakta, beslenme gereksinimleri olması gerektiği gibi karşılanmamakta hatta yetmezmiş gibi şiddet görmekte, tecavüze uğramakta ve diğer çocuklardan ayırt edilebilmeleri için yalın ayak gezdirilmektedir. 13 Şubat 2012’de düzenlenen, eski verdingkinder’leri bir araya getiren bir söyleşide uygulama mağdurlarından biri, “Kışın pantolon ceplerimi dikerlerdi, ellerimi ceplerime koyamazdım. ‘Çalışırsan ısınırsın’ derlerdi” açıklamasında bulunmuştur.

Toplumun çok kolay şekilde benimsediği, normal bulduğu, kendi içlerinden çocukların ne halde olduğunu umursamadığı bu uygulama, 1974’te (ya da 1981’de) yasaklanarak kaldırılmıştır.

Muhabir: Elif Aybike Demir