İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Körfez’de yaşanan balık ölümlerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na çağrıda bulunarak, "Bizim iç Körfez'imiz hareketin çok az olduğu bir yer. Yani kendisini temizleyemiyor. Bu nedenle bir sirkülasyon ve navigasyon kanalına ihtiyacımız var. Bu kanalların yapımı çok maliyetli. Biz İzBB olarak alabildiğimiz sorumluluğu almaya hazırız. Bakanlığımızın bu konuda sorumluluğu alması gerektiğini bekliyoruz. Bizim iyi niyetle göstereceğiz çabalar ne yazık ki bu sorunun çözümünde yeterli olmayacak. Bu nedenle üç bakanlığın sorumlulukları çerçevesinde üzerine düşeni yapmasını beklediğimizi söylemek isterim” dedi. 

Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Körfez’de yaşanan balık ölümlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Sorunun kirlilikten kaynaklandığını belirten Tugay, madde madde kirliliğe neden olan etkenleri açıkladı ve sorumlu bakanlıklara çağrıda bulundu.

“KÖRFEZ'E UZUN YILLARDIR ATIK ATILIYOR"

Cemil Tugay, kirlilik sorununun yıllar öncesinden geldiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Yaşadığımız tabloda Körfez’in özellikle sularının sığ olduğu alanlarda yüzeyde renk değişimi görüyoruz. Yer yer kırmızı renk değişimleri de oldu. Arkasından toplu balık ölümleri ve yoğun bir kökü koku yayılımı oldu. Bu olay olduktan hemen sonra arkadaşlarımızla konuyu incelemeye başladık. Nedenlerini araştırdık. Bizler bu yaşadığımız çevre felaketiyle birlikte bundan sonra tüm gerçekliğiyle bir sorunla yüzleşmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Körfez'imiz maalesef ağır bir kirlilik yükü altında. Bunun yarattığı sonuçları yaşıyoruz. 1965 yılından beri Körfez kirlenmekte. Bu yeni bir durum değil. İlerleyen yıllarda Körfez’e 30’dan fazla dereyle evsel, endüstriyel ve bir miktar da tarımsal atıklar taşınıyor. Evsel atıkların bir kısmı da kaçak olarak Körfez’e deşarj edilmesi Körfez’i kirletiyor. Bayraklı sahilinde bir çamur birikimi olduğu, bu birikimin de dolgu yapılarak çözülmeye çalışıldığını hatırlamamız gerekiyor. Neticede Körfez’e çok uzun yıllardır atık atılıyor. Maalesef işin son noktasına gelinmiş görünüyor. Bununla yüzleşmemiz gerektiğini ve çözüm için de hepimizin ortak bir çaba içerisinde olmamız gerektiğini söylemeliyim. Bugünlerde yaşadığımız renk değişikliği ve balık ölümlerinden sorumlu olan şey, plankton denilen bir organizmanın patlama şeklinde çoğalmasıyla ortaya çıktığını düşünüyoruz. Bizim kanaatimiz bu yönde. Bu türler normalde bizim denizlerimizin türleri değil, daha sonra taşınmış türler. Muhtemelen gemilerle taşınmasından sonra iklim değişikliğinden yararlanarak çoğalıyorlar ve Körfez’de baskın bir tür haline geliyorlar.”

İŞ BİRLİĞİ GEREKLİ

Körfez’de 24 yıldır bilimsel çalışmalar yapıldığını hatırlatan Tugay, bunun siyaset üstü konu olduğunun altını çizerek şu ifadeleri kullandı:

“İzBB 2000 yılından beri Körfez’i yoğun bir şekilde izliyor. 68 tane farklı noktadan üç ayda bir TÜBİTAK'ı Marmara Gemisi Körfez’e gelerek yüzeyden ve farklı seviyelerde ölçüm için örnek alıyor ve bunları inceliyor. 2000 yılından beri bilimsel verilerle takip ediliyor Körfez. Bu olayla birlikte bunların hepsini gözden geçirme sorunda hissettik kendimiz. Bilimsel verilere baktığımızda herhangi bir yoruma ve yorum farklılığına neden olmayacak şekilde görüyoruz. Bu sorunu ben her türlü siyasetin üzerinde görüyorum. İzmir’in Belediye Başkanı olarak çok üzüldüğüm bu çevre felaketinden sonra ne yapmam gerektiğini düşündüğümde bütün siyasi kimliklerimden sıyrılamam gerektiğini, iş birliği yapabileceğimiz tüm kurumlarla iş birliği yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Aynı tavrı tüm kişi ve kurumlardan da bekliyorum çünkü sorunumuz büyük ve ağır. Çözüm için birlikte çalışmaktan başka çaremiz yok.”

KİRLİLİK SON 10 YILDA ARTTI

Körfez’i kirleten üç ana nedene değinen Tugay, şöyle konuştu:

“Grafikler bize kirliliğin özellikle son 10 yılda attığını gösteriyor. Bu kirliliğin neden olduğuna bakmak lazım. Herkesin merak ettiği arıtma tesisi var. İZSU‘nun Çiğli’deki ve Narlıdere’deki arıtma tesisi Bakanlıkça sürekli kontrol ediliyor. Bize gelen bilgilere göre tesislerden şu anda kaynaklanan bir anormal durum kesinlikle yoktur. Son 5 ay içerisinde bir anormallik yaşamadık. Ama genel kapsamda baktığımızda dönem dönem arıtmayla ilgili sorunlar yaşandığını biliyoruz. İkinci ağır sorun, dereler. Derelerden Körfez’e gelenler. Bunlar yağışlı dönemlerde artmakla birlikte evsel ve endüstriyel bazı atıkların Menemen bölgesinden de özellikle tarımsal bazı atıkların dereler vasıtasıyla Körfez’e akıttığını biliyoruz. Üçüncü önemli etken, Körfez’de bir liman ve tersane var. Limanın ve tersanemizin de Körfez’i kirleten yapılar arasında yer aldığının bilinmesi lazım. Bunlar özel yapılar ancak limana gelen yük gemilerinin Körfez’de kirlenmeye neden olduğunu düşünüyoruz. Uzak ülkelerden gelen gemiler… Bu gemiler limandan kalkmadan önce tabanına bir su alıyorlar. Daha sonra bu suyu Körfez’e geldiklerinde buraya boşaltırlar. Mikroalg türünün bu gemilerle Körfez’e taşındığını düşünüyoruz. Bunlar deniz biyoloğu hocalarımızın söylediği şeyler. Aslında gemilerin aldıkları suları geldikleri limanda rastgele bırakmaması, önce bir tesise girmesi orada deşarj yapması ve orada arıtıldıktan sonra gelinen limana verilmesi gerekiyor. Ama maalesef bizim böyle bir tesisimiz yok. Bunu yapma sorumluluğu da Liman İşletmelerinde. Yani İzBB’nin böyle bir sorumluluğu ve yetkisi yok.”

“BAKANLIK İZNİ GEREKİYOR”

Körfez’in temizliğinde öncelikli yetkinin bakanlıklarda olduğunu vurgulayan Tugay, şunları söyledi:

“2000 yılında yapılan kanunlar ve yönetmeliklerden sonra denizler ve iç sulara yetki ve yaptırım sırası şöyle... Birinci derecede sorumlu kurum Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. İkincisi Tarım ve Orman Bakanlığı, üçüncü derecede sorumlu kurum da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı. Yani belediyelere ve yerel organlara bir icraat yetkisi verilmiş değildir. Ben bunları bahane olarak söylemiyorum ama mevcut yönetmeliğin bu olduğunu herkesin bilmesi lazım. Yani İzBB ve İZSU’nun bir icraatı olamıyor. İZBB ve İZSU ekipleri bu soruna görünür şekilde müdahale etmiş olsalar da aslında gerçekte yetkileri yok. İç Körfez’de milyonlarca ton çamur birikmiş durumda. Bu çamuru almak istesek Büyükşehir Belediyesi'nin sadece 50 bin metreküpe kadar temizlik yapma yetkisi var. Fazlasına dokunmaz. Bunun için bakanlık izni gerekiyor. Bir diğer kirletici unsur da Gediz Nehri. Çünkü kaynağından itibaren ilerlediği yol boyunca çok farklı atıkları Körfez’in ağzına boşaltıyor.”

OKSİJENİ ARTIRMAK İÇİN ÇALIŞMA YAPILDI

Yaşanan kirliliğe acil müdahale kapsamında adımlar atıldığını belirten Tugay, uzun vadede yapılması gerekenleri ve çalışmalarını şöyle anlattı:

“Bu kirliliğe müdahale için sudaki oksijeni artırmak için arkadaşlarımız bir çalışma yaptılar. Sahilde bir gemiyle havalandırma çalışması yapıldı. Aynı zamanda ölü balıkları topladılar. Önümüzdeki aylarda muhtemelen kasım ayında çıkacağımız ihaleyle üç tane ayrı bölgede bir yağmur suyu ve kirli atık suyu ayrıştırma altyapı çalışmasını yapacağız. Bununla ilgili hazırlıklarımız tamam. Çınarlı tarafında birinci bölge, Alsancak ikinci bölge ve Poligon üçüncü bölge olmak üzere toplamda 4 milyar üzerinde bir ayrıştırma için harekete geçtik. Kısa bir süre içerisinde planladığımız bir diğer çalışma, şu anda yapımı devam eden Çiğli Arıtma Tesisi 4. Faz çalışması… Bununla ilgili üzülerek söylemek isterim, 2022 yılında arıtma tesisi alındığında o anki planlama 2007 yılında 4. Faz’ın yapılmış olmasıydı. Şu anda yapımı devam ediyor. Önümüzdeki nisan ayında yapımı bitip hizmete alınacak. Yatırım maliyeti toplam 1 milyar lira. Burada bir ayrıntı şudur. Bugün gelinen noktada görüyoruz ki bizim 5. Faz’a da ihtiyacımız var. En kısa sürede 5. Faz’ı da yapmak zorundayız. Bununla ilgili arkadaşlara talimatı verdim. Planlama çalışması başladı. Mevcut olan kirliliğin temizlenmesi için bir şeyler yapılması lazım. Geçmiş yıllarda bir sirkülasyon ve navigasyon kanalından bahsedildi. Bu çalışmayı yapmakla yüküm olan kurum İzBB değil. Ancak iç ve orta Körfez’e gelen bir damla suyun bütün Körfez’i gezmesinin aylar sürdüğünü herkesin bilmesi lazım. Bizim iç Körfez'imiz hareketin çok az olduğu bir yer. Yani kendisini temizleyemiyor. Bu nedenle bir sirkülasyon ve navigasyon kanalına ihtiyacımız var. Bu kanalların yapımı çok maliyetli. Biz İzBB olarak alabildiğimiz sorumluluğu almaya hazırız. Bakanlığımızın bu konuda sorumluluğu alması gerektiğini bekliyoruz. Bizim iyi niyetle göstereceğiz çabalar ne yazık ki bu sorunun çözümünde yeterli olmayacak. Bu nedenle üç bakanlığın sorumlulukları çerçevesinde üzerine düşeni yapmasını beklediğimizi söylemek isterim.”

“HER BOYUTUYLA DEĞERLENDİRMEK ZORUNDAYIZ"

Nüfus yoğunluğunun yarattığı tehlikeye de işaret eden Tugay, şöyle konuştu:

Can dostları için önemli çağrı Can dostları için önemli çağrı

“İzmirliler olarak bir sorunla daha yüzleşmek zorundayız. 2002’de kanalizasyon altyapısı yapılırken nüfusumuzun projeksiyonuna bakıldığında şu anki duruma gelineceğini kimse öngörememiş. Biz 4,5 milyonuz. Bu nüfusun 3 milyonu Körfez’in çevresinde yaşıyor. Ancak bu yoğunlaşmayı kaldıracak altyapı yok. Bunun vahametini anlamak zorundayız. Eğer metropol alana bu yük devam ederse bu sorun artarak devam edecek. Bu nedenle olayı her boyutuyla değerlendirmek zorundayız.”

"BU ŞARTLARDA YÜZMEYİ VAAT EDEMEM”

Körfez temizliği konusunda merkezi idareyle iş birliğine hazır olduklarını hatırlatan Tugay, şu ifadeleri kullandı:

“Önümüzdeki günler için şu sözleri vermek isterim, birincisi Körfez ile ilgili durumu en detaylı yönleriyle, tüm verileriyle takip etmek için bir bilim kurulu oluşturacağız. Körfez’e dair tüm verileri İZSU’nun sayfasından şeffaf olarak yayınlayacağız. Herkes tüm değerlerini sürekli görecek, hiçbir bilgiyi gizlemeyeceğiz. Devletimizin tüm kurumlarıyla görüşmeye, işbirliği yapmaya, bilgilerimizi paylaşamaya hazırız. Aynı tutumları onlardan da bekliyoruz. Ve ‘Daha önce şu yapıldı. Bunda eksik kalındı’ gibi bir tartışma içerisinde olmak istemiyorum. Geçmiş geçmişte kaldı. Bugün yeni şeyler söyleme zamanı. Geçmişle kavga ederek bir yere varamayacağımız çok açık. Umuyorum 5 yılın sonunda Körfez'imiz bugünden çok daha iyi olacak. Ben size bu şartlarda Körfez’de yüzmeyi vaat edemem. Ancak bugüne oranla çok daha temiz bir Körfez’i vaat edebilirim.”

TÜM YÜK BELEDİYENİN ÜSTÜNE YIKILDI

Körfez temizliği için altyapı çalışmalarının yetersiz olduğunu kaydeden Tugay, nüfus yoğunluğu ve artan yapı stokunun etkisine de değinerek şöyle konuştu:

“Geçen dönemde yağmur suyu ayrıştırmayla ilgili ciddi bir çalışma yapıldı. Ancak daha yapılacak çok iş olduğu ortada. Bizim artırmanın kapasitesini artırmak, kanal kapasitesini artırmak konusunda önemli girişimlerimiz olacak. Ondan sonra yağmur yağdığında kirli su yükünü azaltmış olacağız. Derelerden gelen kirliliğe önem vermemiz gerekiyor. Körfez’in kendi kendini temizleyemediği ve o yüzden sirkülasyon çalışmalarının bir an önce yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Yakın zamanda yapılıp biten yaklaşık 1100 bağımsız bölümlü bir site kanal altyapısı için İZSU’ya ödeme yapıyor. Ödemenin miktarı 2 milyon 900 bin lira. Bu yeni yapılaşmaların şehrin altyapısına katkıyı neredeyse hiç vermediğini aslında tüm yükü belediyenin, dolayısıyla İzmir’in üstüne yıktığının bilinmesini isterim. Bununla ilgili üzerine düşülmesi lazımdır. 2020 yılında yüksek binaların olduğu bölge kentsel gelişim bölgesi olmaktan çıkarılmış, bugün normal imar planına tabii olarak yapılaşıyor. Eğer yaptığımız incelemelerden ve tartışmalardan sonra bir karar almamız gerekirse bunu da cesurca almamız gerekiyor.”

“ELİMİ UZATACAĞIM, UMARIM O EL BOŞ KALMAZ”

Körfez’deki kirlilik sorununa ilişkin bakanlıklarla görüşmek için adım attıklarını belirten Tugay, şunları söyledi:

“Birkaç bakanımızla görüşmek istediğimi ilgili kurumlara bildirdim. Eylül başında görüşüleceğine dair bize iletilen bir şey var. Ama o, bu olay gündeme gelmeden önceydi. Bu olayın politik zeminden olması gereken çözüm zemine gelmesi taşınmasını beklediğim için öncelikle bu sözleri kamuoyunun duyacağı şekilde dile getirmeyi ve sonrasında da biz iş birliğine hazırız diye direkt mesajımı iletmeyi düşünüyorum. Geçmiş dönemlerde eksiklerden biri bu ama çift taraflı bir sorun. Büyükşehir ile bakanlık arasında Körfez’in temizliği konusunda yoğun bir iletişim olmamış. Bunun giderilmesi gerekiyor. Ben elimi uzatacağım. Umuyorum ki o el boş kalmayacak.”

Geçmiş dönemde "Körfez kirletilmezse kendi kendini temizler" savının Körfez’deki kirliliğinin artmasıyla sonuçlandığının altını çizen Tugay, şunları söyledi:

“Bu konunun uzmanı değilim. Konu bilimsel veriler ölçüsünde ve bilim insanlarının anlattıkları çerçevesinde konuşabilirim. Bana anlatılanlar ve aklımın mantığımın kabul ettiği şu. Körfez kirleniyor, temizlenmiyor. Kirlenmesiyle ilgili unsurları durdurmamız lazım. Ama diğer taraftan bilim insanları Körfez’in kentin iç akıntısı olmadığını ve sirkülasyon kanalı olmadan temizlenemeyeceğini anlattığında ben ikna oldum. Bu tür konularda kişisel görüşlerimizden sıyrılıp bilim insanlarının görüşlerini dinlememiz gerekir.”

Kaynak: anka