Artık klişe olduğu öne sürülse de hâlâ geçerliliğini koruduğu gözlemlenebilen ve Jim Rohn’a ait olan “İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır” ifadesi üzerinden hazırlamış olduğumuz haberimiz sizlerle.
Sosyalleşmenin, Abraham H. Moslow’un, ihtiyaçlar hiyerarşisi tablosunda orta katmanda yer almasına karşı çıkan Sinirbilim Uzmanı Matthew D. Lieberman, bu gereksinimin yeme-içme gibi en temel fizyolojik ihtiyaçlar içerisinde sayılması gerektiğini savunmaktadır.
ETKİLEŞİMLİ SOSYAL SİNİRBİLİM
Bireylerin sosyalleşmek için kullandığı yöntemin ise -her ne kadar kendilerince farkında olunmasa da-, etraflarında bulunan diğer beyinlerle senkronize olması olduğu ortaya koyulmuştur. Gelişim süreci sosyallik üzerine inşa edilen bir canlının beyninin tek başına test edilmesinin yeterli olmadığını keşfeden alan uzmanlarınca “Interactive Social Neuroscience (Etkileşimli Sosyal Sinirbilim) alanı var edilmiştir.
ALANDAKİ İLK ÇALIŞMA
Yaklaşık 20 yıl önce Read Montegue tarafından Etkileşimli Sosyal Sinirbilim alanında ilk çalışma gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu çalışmada, ayrı cihazlardaki iki kişi birbiriyle bilgisayar oyunu oynamıştır. Bu sırada şahısların beyinlerinde meydana gelen faaliyetler, eş zamanlı biçimde ölçülerek kaydedilmiştir. Bu yöntem, “Hyperscaming” olarak adlandırılmıştır.
Hyperscaming ile yapılan araştırmalardaki deneklerin beyinlerinin birbiriyle nöral senkronisazyon sağladığı gözlemlenmiştir. Konu bağlamında hayata geçirilen bir başka çalışmayla ise “hikâye anlatıcı ve dinleyici” olarak gözlemlenen kişilerde de aynı sonuca ulaşılmıştır.