Kartalkaya'daki otel yangınını araştırmak için kurulan Meclis araştırma komisyonunun on üçüncü toplantısında, yangın faciasında yakınlarını kaybedenler konuştu. Yangında eşi ve çocuğunu kaybeden Hilmi Altın, "Bizler mağdur değiliz. 2025 yılında ‘aile yılında’ bir yangında güvenli ve çocuk dostu olarak tanımlanıp, prestijli turizm acentelerde satışı yapılan otelde, nasıl insanlar ölür. 36 çocuğun hayatı nasıl alınır. Cumhuriyet tarihinin en büyük yangın katliamı nasıl bize yaşatılır. Neden yangın alarmı olmaz, tahliye planı olmaz. Bu otele kim ruhsat verdi. Kim denetlemedi. Bu bir hata, ihmal değil, bu bir cinayet. Net talebimiz var. Hiçbir aile bir daha bizim yaşadığımızı yaşamasın. Tepeden tırnağa tüm sorumlular, otel sahipleri, denetlemeyenler, görmezden gelenler, ruhsatı verenler ortaya çıkarılsın, hak ettiği cezalar indirimsiz bir şekilde uygulansın. O otelin arazisi bir daha açılmayacak şekilde anıta dönüştürülsün" ifadelerini kullandı.

"Bolu Kartalkaya Mevkiinde Bulunan Bir Otelde Meydana Gelen Yangın Faciasının Tüm Boyutlarıyla Araştırılarak İlgili Kurum ve Kuruluşların Sorumluluklarının Tespit Edilmesi ve Benzer Olayların Önlenmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu" AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok başkanlığında toplandı. Komisyonun on üçüncü toplantısında yangın faciasında yakınlarını kaybedenler konuştu.

"Bu dava bizim için bir dosya değil. Hayatımızın bir vazifesi"

Komisyonda ilk söz alan Kartalkaya yangınında eşi ve kızını kaybeden Hilmi Altın, "Öncelikle aileler adına sizlerden bir ricada bulunmak istiyorum. Bugün buraya sizlerle paylaşacaklarımızı özenle hazırlayarak geldik. Konuşmalarımız tamamlanan kadar bizi dikkatle dinleyin. Sorularınız varsa sunumların sonunda sorabilirsiniz. Bizler ilk günden beri bu dosyayı bir hukukçu gibi bir yangın uzmanı gibi, bir ruhsat verici merci gibi satır satır en ince detayına kadar okuduk ve okumaya devam ediyoruz. Bunu da benden sonra konuşacak arkadaşların ifadelerinden çok net anlayacaksınız. Bu dava bizim için bir dosya değil. Hayatımızın bir vazifesi. Canımızla eşdeğer" diye konuştu.

"Bizim taşıdığımız ağırlık, bir insanın taşıyabileceğinden çok daha ağır"

Sözlerinin devamında “Bizler bu milletin tarifsiz acı içinde bırakılmış fertleri olarak milletin evinde, vekillerimiz ile baş başayız” diyen Altın, şöyle konuştu:

"Sizlere nasıl bir cehenneme ve acıya maruz bırakıldığımızı ve bu davaya ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağımızı anlatmaya geldik. Bizler mağdur değiliz. İnsan eliyle acıların içine atılmış, aileleri katledilmiş, dimdik ayakta mağrur ve gururlu aileleriz. Liyakatsizce iş yapanların ellerinde hayatlarımızı bıraktık. Bu komisyonun omuzlarında tarihi bir sorumluluk var. Bu komisyonun çalışması bir daha bu ülkede iş ahlakından yoksun insanların böyle insanların sorumluluk yüklenemeyeceği ülke hayali ile yaşıyoruz. Kendinizi bizim yerinize koyarak, vicdanınızın sesiyle hareket edeceğinizden adımız gibi eminiz. On saniye gözlerinizi kapatın ve o cehennem yangının içine girin. İnsanların nefessiz kalışlarını duyun. O gün ölümlerin her türlüsü yaşandı. evladınızın saçını bir daha koklayamacağınızı, hatıralarla dolu boş bir eve döneceğinizi düşünün. O gün orada kurtuluşların da her türlüsü yaşandı. Bizim taşıdığımız ağırlık, bir insanın taşıyabileceğinden çok daha ağır. O cehennemden sağ çıktığım için utanan bir babayım. 78 artık bir sayı değil. 78 ayrı canın bir hikayesi var.

"Bu bir hata, ihmal değil, cinayet”

2025 yılında ‘aile yılında’ bir yangında güvenli ve çocuk dostu olarak tanımlanıp, prestijli turizm acentelerde satışı yapılan otelde, nasıl insanlar ölür. 36 çocuğun hayatı nasıl alınır. Cumhuriyet tarihinin en büyük yangın katliamı nasıl bize yaşatılır. Neden yangın alarmı olmaz, tahliye planı olmaz. Bu otele kim ruhsat verdi. Kim denetlemedi. Bu bir hata, ihmal değil, bu bir cinayet. Net talebimiz var. Hiçbir aile bir daha bizim yaşadığımız yaşamasın. Tepeden tırnağa tüm sorumlular, otel sahipleri, denetlemeyenler, görmezden gelenler, ruhsatı verenler ortaya çıkarılsın, hak ettiği cezalar indirimsiz bir şekilde uygulansın. O otelin arazisi bir daha açılmayacak şekilde anıta dönüştürülsün.

"Devletimizin bize adalet borcu var”

Can güvenliğini önceleyen yasal düzenlemeler bir an önce hayata geçirilsin. Duruşma sürecinde komisyon üyeleri bizimle yan yana yürüsün. Bir faciadan geriye sadece acı değil, sorumluluk da kaldı. Biz de bu sorumluluğu sizinle paylaşıyoruz. Sevdiklerimizi geri getiremeyiz ama bundan sonra mücadele edebiliriz. Onların sesi olarak buradayız ve adalet istiyoruz. Devletimizin bize adalet borcu var."

Komisyon ailelerin dinlenmesiyle devam ediyor.

Kaynak: ANKA