Özellikle kadınların evlenmeme fikrine gittikçe daha fazla tutunması yalnızca Türkiye’de değil, yurt dışında da ebeveynleri konuya çözüm bulmak için çeşitli arayışlara sevk ediyor. Yeni ailelerin kurulmaması ya da çiftlerin tek çocukla yetinmesi, ülkelerdeki nüfus dengelerini de etkiliyor.
EVLİLİK PAZARI
Şanghay’da anne-babalar tarafından oluşturulan “evlilik pazarı”nda; aile kurmamayı kabullenemeyen ebeveynler, çocuklarına bir eş bulmak amacı doğrultusunda evlatlarının öz geçmişlerini sergiliyor. Ülkede 25 yaş üstü bekâr kadınlara “artakalan” denilmesi de bu pazarın kurulmasının altında yatan nedenler arasında yer alıyor gibi görünüyor.
ÇİNLİ KADINLAR İKİNCİ ÇOCUĞA SAHİP OLMAK İSTEMİYOR
Çin'de “tek çocuk” politikası 8 yıl önce sona erdirilmiş olsa bile günümüzde insanların birçoğu hâlâ daha fazla çocuk sahibi olma düşüncesinden epey uzak duruyor. Doğurganlık oranı dünyada 2,3 iken Çin, 1,16 ile ortalamanın oldukça altında kalıyor.
Şanghay’da bir ebe, yapmış olduğu açıklamaların birinde, ülkede meydana gelen doğum oranındaki düşüşün ciddi şekilde endişe verici olduğunu belirtiyor ve yaşlanan nüfusun toplum üzerinde baskıya neden olduğunu anlatıyor.
Çinli kadınlar, ikinci çocuk fikrinden kaçınılmasının sebeplerini; toplumun çalışan annelere karşı çok zalim davranması, kadınların hem kendileri hem aileleri hem de kariyerleri ile ilgilenmesinin çok zor olması şeklinde sıralıyor.
TÜRKİYE’DE EVLİLİK YAŞI
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye’de ortalama evlenme yaşı 2022'de kadınlarda 25.6, erkeklerde ise 28.2 olarak kaydediliyor.
EVLENMEK İSTEYENLERİN VE İSTEMEYENLERİN GEREKÇELERİ
Kadın hijyen ürünleri üreten bir firma tarafından çalışanlarına yönelik yapılan küçük çaplı ankette, kişilerden “Evlenmek istiyorum, çünkü…” ve “Evlenmek istemiyorum, çünkü…” cümlelerini devam ettirmeleri isteniyor.
“Evlenmek istiyorum, çünkü…” cümlesinin devamında belirtilenler arasında sırasıyla şu gerekçeler bulunuyor: “Ailemin muhafazakâr görüşlerinden dolayı birlikte olduğum kişiyle istediğimiz gibi vakit geçiremiyoruz. Tatile gitmek gibi birtakım faaliyetleri yerine getirebilmek ve daha fazla kaliteli zaman geçirebilmek için evlenmek istiyorum. / Eşim evlilikle ilgili ön yargılarımı kırdı. Doğru kişi, seni özgür kılandır. / Hayatı paylaştığım biri olması fikrinden hoşlanıyorum fakat asla toplum baskısından dolayı evlenmem.”
“Evlenmek istemiyorum, çünkü…”nün arkasından ise şunlar getiriliyor: “Mükemmel başlayan uzun süreli ilişkilerim bir anda bitti. Annem ve babam ayrı. Muhtemelen ben de bir evliliği yürütemem ve boşanırım diye insanı çok yoran o süreçten çekiniyorum. / Evlenince hayatımın ve özgürlük alanlarımın kısıtlanacağını düşünüyorum. Kendi ayaklarım üzerinde durabiliyorum. Bu yüzden evlenmek istemiyorum. / Erkeklerle yapılacak hiçbir sözleşmeye güvenmiyorum fakat boşandıktan sonra toplumu boşanmış bir kadın olarak deneyimlemekten de korkuyorum. Yine de evlenme aşamasındayım; çünkü toplum, partnerimle yaşamama evlilik bağı olmadan izin vermiyor.”