(İZMİR) - İzmir Büyükşehir Belediyesi 1 milyar liralık yatırımla Çiğli İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin 4. Fazını hizmete açtı. Kapasitesi yüzde 36 artan tesis, Türkiye’nin en büyük arıtma tesisi unvanını kazandı. Tesisin açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, "Bizler sadece konuşan değil yapan tarafta olacağız. Konuşan başkaları olacak. Şovlar yapan başkaları olacak. İş yapan biz olacağız, bundan şüpheniz olmasın. Halkımızın umudu için, İzmir'imizin geleceği için çalışacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi bizim yalnızca bir tek şeye ihtiyacımız vardı çalışkan olmak. Bu zor günleri çok çalışarak her şeyin çok daha güzel olacağı günlere dönüştüreceğiz. O yüzden değerli İzmirliler bizim sloganımız şu; bize çok çalışmak yakışır" dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 1 milyar liralık yatırımla tamamladığı, kentin arıtma yükünün yüzde 96’sını karşılayan İZSU Genel Müdürülüğü Çiğli İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin kapasitesini yüzde 36 artıracak 4. fazı düzenlenen törenle açıldı.

Çiğli İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nde gerçekleşen törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP Parti Meclisi Üyesi Baran Bozoğlu, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İzmir Milletvekilleri Rıfat Nalbantoğlu, Ümit Özlale, Yüksel Taşkın, Ednan Arslan, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, kentteki Oda, Borsa, STK ve siyasi parti temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.

Tugay: "Türkiye'nin en büyük arıtma tesisi olarak İzmir'imize hizmet edecek"

"Bizim aslında en büyük gücümüz birlik ve beraberlik içerisinde olmamızdan geliyor. O duyguyla İzmir'e hizmet etmek için çalışmamızdan geliyor" diyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şunları kaydetti:

"İzmir'in galiba İzmir'i savunan bir ordusu var. Mustafa Kemal'in askeri olan bir ordusu var. Bugün gerçekten bir onur yaşıyoruz, bir gururu yaşıyoruz. Her zaman hatırlayacağımız bir günü yaşıyoruz. Uzun uzun yıllar boyunca, 2000'li yılların başına kadar İzmir ne yazık ki arıtmasız bir şehirdi. 2000 yılına kadar ve en büyük hayallerden biriydi. Büyük bir arıtma tesisiyle ya da arıtma tesisleriyle herhangi bir yerde bir kirlilik yaratmadan özellikle Körfezde atıklarımızı bertaraf etmek. Bu yolda çalışmaya başlayan büyük kanal projesi ve Çiğli Arıtma Tesisi çok büyük hizmet verdi İzmir'e. Gerçekten çok insanın emeği var burada. En son bir dördüncü fazın yapılma ihtiyacı biliniyordu. 2007 yılında projesiyle çalışmaları başlamıştı ama değişik nedenlerle ama genellikle ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar değişen mevzuatlar, kanunlar gibi nedenlerle epey bir süre aksadı, 2023 yılında temeli atıldı. Biz geldiğimizde henüz başlangıç aşamalarındaydı. Ama İzmir için çok önemli olduğunu biliyorduk. Aslında Körfezde sorun çıkmadan önce biz bunu İZSU Genel Müdürümüzle İZSU'daki arkadaşlarımızla konuşmuştuk. 'Bir an önce bitirelim dördüncü fazı ve bu alandaki eksiğimiz tamamlanmış olsun' diye. Maalesef üzerine geçen ağustos sonunda, eylül ayında o sorunlar yaşandı. O zaman önemi herkes tarafınca daha da çok anlaşıldı. O günden bugüne İZSU yöneticilerimiz, başta genel müdürümüz, çalışma arkadaşlarımız ve yüklenici firma gerçekten büyük bir özveriyle çalışarak bu tesisi bitirdiler ve bundan sonra Türkiye'nin en büyük arıtma tesisi olarak İzmir'imize hizmet edecek, hepimize hayırlı olsun."

"Bir yanımız bahar bahçe, bir yanımız yaprak döküyor"

İstanbul'da İBB yönelik yapılan operasyonlar gözaltına alınan ve tutuklanan isimlere girerek sözlerini sürdüren Tugay, "Ben de bugünlerde şairin sözü var ya, 'bir yanımız bahar bahçe, bir yanımız yaprak döküyor' diye. Böyle güzel anlarda ne yazık ki içimizde bir buruklukla beraber bu anları yaşıyoruz. İSKİ Genel Müdürümüz buraya gelmişti. Biz onları ziyaretlere gitmiştik. Karşılıklı iş birliklerimiz vardı ve devam ediyordu aslında. Ama iki gün önce biliyorsunuz gözaltına alındılar. Yeni bir kararla hüznümüzü daha da katladılar. Böyle anlarda yapılan haksızlıkları unutmadığımızı ifade etmek adına ben de Ekrem İmamoğlu'na İstanbul'daki cezaevinde tutulan belediye başkanlarımıza İSKİ Genel Müdürü gibi değerli bürokratlarımıza buradan hepsini saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum" dedi.

"Bugün yapılması gereken sokaktaki hayvanları sahiplenmektir"

Konuşması sırasında İzmir Yaşam Hakkı Savuncuları'nın eylem yapması üzerine Tugay, "Geçen bir yılda biraz önce kısa bir tanıtım filmiyle neler yaptınız anlatmaya çalıştı arkadaşlarımız. Bunlardan birisi bin 500 sokak hayvanını sahiplendirmekti. Bin 500 sokak hayvanını sahiplendirebilen kaç şehir var bilmiyorum ama çok fazla olduğunu zannetmiyorum. İki gün önce Dünya Veterinerler Günü nedeniyle İzmir'in Doğal Yaşam Parkı'na gittim, orada veteriner arkadaşlarımızla buluştum. Onların neler yaptığını konuştuk. 60 bin hayvanı tedavi eden, 28 bin hayvanı kısırlaştıran bir ekibimiz var. Böylesine çalıştılar. Doğal Yaşam Parkı Türkiye'nin en iyi kendi kategorisinde park. Hayvanları ağırlayan, onlara bakan inanın gururumuz olan tesislerden birisi. O bin 500 tane sokak hayvanını sahiplenen vatandaşlarımızın hepsinin yüreklerinden öpüyorum. Çok teşekkür ediyorum hepsine. Burada bir pankarta bir şey yazmak değil de sokaktaki hayvanları sahiplenmektir bugün yapılması gereken biz de onu istiyoruz insalarımızdan" diye konuştu.

"Körfez temizlenene kadar durmayacağız"

"Şunun bilinmesini isteriz, unutulmamasını, fark edilmesini isteriz. İzmir Körfezi temizlemek için gerçekten elinizdeki bütün imkanlarla mücadele ediyoruz" diyerek sözlerini sürdüren Tugay, şunları kaydetti:

"Şu anda yedi gemi burada. Yakında daha fazlası gelecek. Nihayetinde olabilen en kısa zamanda dört milyon ton çamuru dipten temizlemiş olacağız. Bunlarla ve daha sonra yapacağımız her şeyle önümüzdeki günlerde yapacağımız ve daha önce yaptığımız yağmur suyu ayrıştırmaları, altyapı çalışmaları gibi çalışmalarla Körfez temizlenene kadar durmayacağız, çalışmaya devam edeceğiz. İzmir'e biz ne olursa olsun sahip çıkacağız. İzmir'e sevgiyle, saygıyla bu kentin yetiştirdiği evlatlar olarak sahip çıkacağız. Çalışma arkadaşlarımı çok başarılı buluyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi ailesiyle, tüm çalışanlarıyla, şirketleriyle, bütün birimleriyle ayrı ayrı gurur duyuyorum ve yaptıklarınız tüm çalışmalar için kendilerine yürekten teşekkür ediyorum.

"İzmir'imizin geleceği için çalışacağız"

Bizler sadece konuşan değil yapan tarafta olacağız. Konuşan başkaları olacak. Şovlar yapan başkaları olacak. İş yapan biz olacağız, bundan şüpheniz olmasın. Ben hayatım boyunca elde ettiğim tüm başarıları emeğimle elde ettim. Bu yüzden hiç durmayacağız. İzmir için çalışacağız. Kendi evlatlarımızın geleceği için çalışacağız. Halkımızın umudu için, İzmir'imizin geleceği için çalışacağız. Bu zor günleri çok çalışarak her şeyin çok daha güzel olacağı günlere dönüştüreceğiz. O yüzden değerli İzmirliler sloganımız şu; bize çok çalışmak yakışır. Bu anlamlı günde bizimle olan tüm dostlarımıza, tüm konuklarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Arıtma tesisimizin dördüncü fazının şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Beşinci fazın açılışını da inşallah hep beraber yapmayı bekliyoruz."

Bozoğlu: "Genel Başkanımız Özgür Özel burada olmayı çok istiyordu"

CHP Parti Meclisi Üyesi Baran Bozoğlu ise "Bugün Genel Başkanımız Özgür Özel de aramızda olacaktı. Burada olmayı çok istiyordu. Çünkü çevre konularında; iklim değişikliği, konusunda su yönetimi konusunda Genel Başkanımızın özellikle belediyelerimizin yaptığı yatırımları takip ettiğini ve yatırımların desteklenmesi gerektiğini her platformda vurguluyor. Kendisi aynı zamanda Soma'da ve diğer birçok çevre mücadelesinde emek vermiş bir insan. Dolayısıyla burada olmayı çok istiyordu ancak ne yazık ki İstanbul'da hukuksuzca yaşanan bir süreçten kaynaklı ne yazık ki oradaki mücadeleyi yönetme, ilerletme sürecini sürdürdüğü için aramızda bulunamadı, beni görevlendirdi" dedi.

"Avrupa'nın karanlık döneminden fark yok"

Bozoğlu, şunları kaydetti:

"Bilimden, emekten, gerçeklikten kopmuş bir süreci hep beraber yaşıyoruz. Bu süreç aslında bundan 600 yıl önce yaşanan, Avrupa'da yaşanan engizisyon mahkemelerinin olduğu ve cadı avının yapıldığı bir dönemi bize hatırlatıyor. Avrupa'da yaşanan bu sürecin şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşadığımız bu dönemde çok da büyük farkı yok. Gerçeklikten öte, özneler arası gerçeklik dediğimiz, ortada birtakım iddiaların dolaştığı, kanıtların olmadığı bir süreçte bu ülkenin en az 15.5 milyon oyunu almış İstanbul'un ve Türkiye'nin muhafızı olan ve iktidarın karşısında en güçlü şekilde aday olan Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu bu asılsız iddialarla Silivri zindanına gönderiliyor.

"Totaliter sürece doğru ilerletilen bir dönemden geçiyoruz"

Dolayısıyla ortada yaratılan süreç bir totaliter sürece doğru ilerletilen bir dönemden geçiyoruz. Bunun karşısındaki çözüm çok net; tıpkı aşkın, umudun ve mücadelenin şehri olan İzmirlerin yaptığı gibi mücadele etmek. Ekrem Başkanımızın sadece Cumhurbaşkanlığı adaylığı için değil, bir rakip olduğu için değil, aynı zamanda İstanbul'u ranta teslim etmediği için, tıpkı Cemil Tugay Başkanımız gibi, tıpkı diğer belediye başkanlarımız gibi ranta teslim etmediği için yanlış projelerin önüne geçtiği için bu süreci yaşadığını görebiliyoruz. Sazlıdere Barajı İstanbul'un 700 binden fazla insanına su sağlayan bu barajın Kanal İstanbul projesinde yok edileceğini çeşitli raporlarda görmüştük. Bu projeye karşı İmamoğlu dava süreçlerini yürüttü. İSKİ Genel Müdürlüğü havzayı korumak için, İstanbulluların musluklarından temiz su akıtabilmek için bu projelerin olmaması gerektiğini ifade etti. Buna rağmen TOKİ o havzanın içerisinde 700 binden fazla insanın yaşayacağı betonu, demiri, hafriyatı dökmeye başladı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü diyor ki İstanbul, Trakya büyük bir kuraklıkla karşı karşıya. Bunu milyonlarca lira para harcayarak projeler yaparak bu raporları hazırlıyor, internet sitesine koyuyor. Herkes şu anda girip bunu görebilir. İstanbul kapkaranlık. Suyu kalmıyor. Yeraltı suyu bitiyor, yüzey suyu kalmıyor. Bırakın tarımı, sanayinin bile bulamayacağı hale doğru ilerliyor. Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı'nın genel müdürlüğü bu riski söylerken suyun yüzde 30 oranında azaldığını büyük kurakla karşı karşıya kaldığını söylerken aynı bakanlığın içerisinde TOKİ gidip bu riski görmeden oraya binalar yapmaya başlıyor. Bir tarafta bilim var, bir tarafta emek var, bir tarafta bir bilimsel çalışma ve hayatı savunan bir bilgi var. Öbür tarafta beton var, ölüm var, susuzluk var.

"Milyarlarca liralık kredi başvurularının bekletildiğini öğrendik"

Geçtiğimiz yaz Cumhuriyet Halk Partisi olarak su ve kanalizasyon idarelerinin genel müdürlerimizle bir toplantı yaptık. Büyük kentlerde su sağlamak zorunda olan su kanalizasyon idarelerinin kredi başvuruları yani bütçesi hazırlanmış kaynağı bulunmuş bizlerin vergileriyle ödenmeye hazır milyarlarca liralık kredi başvurularının Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinde bürokratların önünde bekletildiğini öğrendik. Vatandaşın temiz suyu açması için verilen çabalarımızın o kredi başvurularının Cumhurbaşkanlığı'nda bekletildiğini öğrendik. Aynı zamanda istihdamı arttırmak için binlerce mühendisi, mimarı, plancıyı ya da işçi, emekçiyi istihdam etmek için beklediğimiz norm kadroların yani bu ülkenin yoksul gençlerinin iş bulması için ürettiğimiz çabanın norm kadrolarında yine Cumhurbaşkanlığı Ofislerinde, İller Bankası Genel Müdürlüğü'nde Çevre Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum önünde bekletildiğini gördük.

"Kulaklarını tıkadılar"

Bütün bu çabamıza rağmen yaz aylarında İzmir Körfezinde siyasi şovlarla durumu kurtarmaya çalıştılar. Gediz Havzasına fabrikalar atıklarını atarken gözlerini kapattılar. Kulaklarını tıkadılar, konuşmadılar. Tarım alanlarında yanlış kimyevi maddeler kullanılırken sessiz kaldılar. İzmir Körfezinin kirlenmesine göz yumdular. Sonra ne oldu? Körfezde böyle bir problem olunca da siyasi şovlarını yapmaya devam ettiler. Biz bu insanları çok iyi tanıyoruz. Yaptıkları hareketleri çok iyi tanıyoruz. Ergenekon, Balyoz'dan da tanıyoruz. İzmir Körfezi'ne karşı sessiz kaldıklarından tanıyoruz. Bu mücadeleyi biz emekle, bilimle ve halkımızla veriyoruz.

"Avrupa'nın da en büyük ikincisi olabilir"

Galiba Avrupa'nın da en büyük ikincisi olabilir bu. Onu kontrol etmek lazım. İzmir, yüzünü batıya dönmüş, modern toplumu önemseyen, eğitime, laikliğe, demokrasiye önem veren bir kent. O yüzden Avrupa'yla yarışmayı kendisine hedefliyor. Bu anlamda çok değerli. Ben özellikle bütün kesintilere, bütün baskılara rağmen bu projeleri hayata geçen değerli belediye başkanımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Kendisi bir halk sağlıkçı olarak, bir doktor olarak değerli belediye başkanımız bu sakinliğiyle o siyaset simsarlarlarının, o siyaset oyuncularının tavırlarına karşı çok dirayetli durdu, çok sakin durdu. İşiyle, emeğiyle ortaya koyduğu mücadelesini çalışmasını."

Erdoğan: "Türkiye'nin en büyük arıtma tesisi"

İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan ise "Şu an içinde bulunduğumuz tesis Türkiye'nin en büyük arıtma tesisi, bir numaralı arıtma tesisi. Hepinizin bildiği gibi daha önce de Torbalı Atık Su Arıtma Tesisinin açılışını gerçekleştirmiştik. İzmir'in ikinci büyük arıtma tesisiydi. Yine önümüzdeki aylarda İzmir'in üçüncü büyük arıtma tesisi olacak. Yazıbaşı, Ayrancılar Arıtma Tesisini hep birlikte açacağız. Bu anlamda bu zor ekonomik koşullarda İzmir'in ilk üç büyük arıtma tesisini hizmeti almanın mutluluğunu yaşıyoruz" dedi.

Konuşmaların ardından butonlara basılmasıyla dördüncü fazın açılışı gerçekleştirildi. Açılışın ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve beraberindeki isimler tesiste incelemelerde bulundu.

Tugay: "İzmir’in sorunlarını çözmede İZBB’ye destek olmalılar"

İncelemelerinin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Tugay, "Dört faz İzmir’in arıtmasını karşılıyor ama bir tane yedek olması ve gelecek yıllardaki ihtiyacı da karşılayabilmesi açısından beşinci faz ihtiyacı var. Bunu geciktirmeyelim, projelendirelim istiyoruz. Benim hayalim görev sürem bitmeden yapılması. İzmir’e dair her türlü projede Hükümetin desteğini bekliyoruz. Bugüne kadar istediğimiz desteği bulamadık. Bundan sonra daha belki de daha yapıcı bir tavır olabilir. Böyle bir umudumuz var. Bize gerçekten önce İzmir’in siyasetçilerin sahip çıkması lazım. Hükümetin temsilcisi olan İzmir’in siyasetçileri, İzmir’in sorunlarını çözmede İZBB’ye destek olmalılar. Elimizen geldiğince pozitif bir diyalog içersinde kavgasız, dövüşsüz bir süreç geçirelim istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Kaynak: ANKA