İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin 42. Olağan Meclis Toplantısı sonrasında kent ve ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Tugay, İzmir’de uygulamaya konulan Süt Kuzusu projesinde yaşanan aksaklıklar ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile ortak işletilen İZBAN’da yaşanan sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tugay, Ankara TUSAŞ’a düzenlenen terör saldırısının ardından güvenlik önlemlerini artırdıklarını ifade etti.
“İSTİHBARATIMIZIN, DAHA DİKKATLİ OLMASI HALİNDE TERÖR GİRİŞİMLERİ ÖNCEDEN KOLAYCA SAPTANABİLİR”
Tugay, şöyle konuştu:
“Genel Başkanımızın Diyarbakır ziyaretinde ben de ona eşlik ettim. Diyarbakır'da bir huzursuzluk hali, normal zamana göre artan bir tehlike, tehdit hali görmedim. Kesinlikle olağan şartlarında devam ediyor. Türkiye'de kimsenin terörden yana olduğunu düşünmüyorum. Böyle olan insanların artık Türkiye'de yaşamadığını düşünüyorum. İstihbaratımızın, emniyetimizin, ilgili güvenlik birimlerimizin daha dikkatli olması halinde bu tür terör girişimlerinin önceden kolayca saptanabileceğini düşünüyorum. Zaten bu yaşanan olay, tahmin ediyorum hassasiyeti arttırdı ve önlemleri arttırdı.
“ŞEHİRLERİMİZDE TERÖR TEHLİKESİ OLDUĞU GÖRÜŞÜNDE DEĞİLİM ŞU AN İÇİN”
Şehirlerimizde terör tehlikesi olduğu görüşünde değilim şu an için. Ama ilerleyen günlerde ne olur bilemeyiz tabii. Biz bu şartlarda bütün olasılıkları göz önüne alarak güvenlik görevlilerimizi bizim birimlerimizde çalışan arkadaşlarımızı daha dikkatli olmaları yönünde uyardık. Ancak açıkçası yaratılmaya çalışılan o tedirginlik ve güvensizlik duygusunun şu an için yapay olduğunu düşünüyorum. Bahçeli'nin çağrısıyla ilgili partimizin üst yönetimi gerekli değerlendirmeleri yapıyor. Ama CHP her zaman teröre, ayrımcılığa karşı durmuş bir partidir. Bizler bu görüşümüzü devam ettiriyoruz.”
“ELİMİZDE SINIRLI SAYIDA SÜT OLDUĞU İÇİN ÖNCELİK SOSYOEKONOMİK AÇIDAN İHTİYAÇTA OLAN AİLELERDE”
Süt Kuzusu projesine bazı ailelere süt gitmediği iddialarına ilişkin projenin ihalesini işaret eden Tugay, şöyle konuştu:
“Geçen dönemin Sayıştay eleştirilerinden birisi, Süt Kuzusu sütlerinin ihale yapılmadan olması olmuş. O nedenle biz göreve geldiğimizde biz ihale yapılmaya ihtiyacı vardı. Elimizdeki işte alabileceğimiz sütlerle ilgili yani o daha önceden yapılmış alım kararının bize sağladığı imkanlar kadar süt alınabildi ve dağıtabildik. Bu süreçte yeni bir ihale yaptı ilgili daire başkanlığı. Ancak ihalenin sonucunda süt üretimiyle pek ilgisi olmayan, bölgemizin dışından birisinin olması nedeniyle bazı soru işaretleri ve itirazlar oldu. Yeniden yapılan değerlendirmede o ihale iptal edildi. Yeniden ihale yapılacak. Tabii biz yerel üreticilerimizin bize süt temin etmesini istiyoruz. Bu şekilde ilerlemeye çalışılacak Sayıştay’ın bize izin verdiği ölçüde. Bu dönemde elimizde sınırlı sayıda süt olduğu için önceliği, sosyoekonomik açıdan ihtiyaçta olan ailelere ve onların çocuklarına vermeye karar verdik. Elimizdeki sütlerin azlığı nedeniyle böyle bir uygulama var. İhale yapıldıktan sonra daha önceden olduğu gibi tüm çocuklarımıza sağlanacak.”
"İZBAN’DAKİ İKİ BAŞLILIK GİTMEDİKÇE BU ŞİKAYETLER BİTMEYECEK"
İZBAN’da özellikle Tepeköy aktarma istasyonunda yaşanan sorunlar ve sorunların çözümü için bölge halkının imza toplaması konusunda tek yetkilinin Büyükşehir olmadığının altını çizen Tugay, şu ifadeleri kullandı:
“İZBAN’la ilgili bütün konularda sıkıntımız, şu anda İZBAN’ın yönetim yetkisinin Devlet Demiryolları’nda olmasından kaynaklanıyor. Belediye olarak biz, istediğimiz her türlü kararı alıp her türlü karar uygulamaya sokamıyoruz. Ben göreve geldiğim ilk haftalarda İZBAN'ın sıkıntılarının farkında olduğumu, bunun giderilmesi için ya bizdeki yüzde 50’lik hisseyi Devlet Demiryolları’nın alması ya da onların hisselerini bizim almamız, dolayısıyla tek elden yönetilmesi gerektiğini düşündüğümü söyledim. İZBAN’daki iki başlılık gitmedikçe bu şikayetler bitmeyecek. Vatandaşlarımızın şunu bilmesini isterim. Şu anda belediye tek başına böyle bir kararı alıp uygulamaya sokamadığı için talepleri yerine getiremiyor. Ulaştırma Bakanlığı ile görüşmeyi bekliyorum. Talebimizi ilettim. Ulaştırma Bakanımızla görüşmeyi umuyorum. Görüştüğümüz zaman hem bu konuyu hem ikinci çevre yolu konusunda hem de İzmir Limanı’nın geleceğini konuşmak istiyorum kendisiyle. Bunlar çözmemiz gereken sorunlar olarak önümüzde duruyor.”