Küresel sıcaklık artışı, kuraklık, sel felaketleri, orman yangınları ve kasırgalar gibi doğal afetlerin şiddetini artırarak milyonlarca insanı etkiliyor. Uzmanlar, iklim krizinin önüne geçilebilmesi için hükümetlere ve özel sektöre acil eylem planları uygulama çağrısında bulunuyor.
2024, TARİHİN EN SICAK YILI OLMAYA ADAY
Dünya Meteoroloji Örgütü’ne (WMO) göre, 2024 yılı şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıl olmaya aday. Küresel sıcaklık artışıyla birlikte buzulların erimesi, deniz seviyelerinin yükselmesi ve kuraklık gibi doğal afetler de artarak devam ediyor. Bu yıl içinde dünya genelinde çok sayıda orman yangını ve aşırı hava olayı kaydedildi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN EN BÜYÜK MAĞDURLARI KİMLER?
Küresel iklim değişikliğinin en büyük mağdurları arasında küçük ada devletleri ve en az gelişmiş ülkeler yer alıyor. Deniz seviyesinin yükselmesi, tarımsal verimliliğin azalması ve kuraklık gibi faktörler, özellikle ekonomik olarak kırılgan ülkeleri tehdit ediyor. Dünya Bankası'nın verilerine göre, iklim değişikliği nedeniyle 2030 yılına kadar 100 milyondan fazla insanın aşırı yoksulluğa sürüklenebileceği belirtiliyor.
FİNANSMAN AÇIĞI 10 YILDA KAPANMADI
Bu yıl Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen İklim Zirvesi (COP29), iklim finansmanı ve küresel ısınmayla mücadele konusunda önemli kararların alındığı bir platform oldu. Zirvede, gelişmiş ülkeler, 2030 yılına kadar gelişmekte olan ülkelere yıllık 300 milyar dolar finansman sağlama taahhüdünde bulundu. Ancak uzmanlara göre bu rakam, küresel ısınmanın olumsuz etkileriyle başa çıkmak için gereken finansman ihtiyacının çok altında kalıyor. Yapılan hesaplamalara göre, dünya genelinde sadece ‘uyum politikaları’ için bile en az yılda 310 milyar dolar gerekiyor.
KÜÇÜK ADA DEVLETLERİ TEHDİT ALTINDA
İklim değişikliğinin en büyük zararını, gelişmekte olan ülkeler ve küçük ada devletleri görecek. Özellikle deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle birçok ada ülkesi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde yaşanan kuraklık, gıda krizi ve su kaynaklarının azalması gibi sorunların daha da büyüyeceği öngörülüyor. Uzmanlar, bu ülkelerin daha fazla finansal destek alması gerektiğini vurguluyor.
FİNANSMAN KARARLARI BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI
Bakü’deki zirvede alınan yeni finansman hedefi ise umulanın çok altında kaldı. Gelişmekte olan ülkeler, karar sürecinde yeterince söz hakkı almadıklarını ifade etti. Özellikle enflasyon dikkate alındığında, taahhüt edilen 300 milyar doların, 10 yıl önce belirlenen 100 milyar dolarlık finansman hedefiyle neredeyse aynı düzeyde olduğu belirtiliyor. Bu nedenle gelişmekte olan ülkeler ve küçük ada devletlerinin, bu hedefin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu belirtiyor.
GELECEĞE YÖNELİK ADIMLAR NELER OLMALI?
İklim Değişikliğine Uyum ve Dayanıklılık Uzmanı Dr. Demet İnteboğlu, iklim değişikliğine uyumun acil eylem gerektirdiğine dikkat çekti. Küresel ısınmanın olumsuz etkilerine karşı direnç geliştirilmesi gerektiğini belirten İnteboğlu, uyum finansmanı konusunda ülkelerin daha somut adımlar atması gerektiğini vurguladı.
Gelecekteki olumsuz etkilerin kaçınılmaz olduğunu ve artık sadece sera gazı emisyonlarını azaltmanın yeterli olmadığını ifade eden uzmanlar, adaptasyon politikalarının hayata geçirilmemesi durumunda 3 milyardan fazla insanın ciddi risklerle karşı karşıya kalabileceği konusunda uyarıyor. Uzmanlara göre, gelişmekte olan ülkelerin finansmana erişimini kolaylaştırmak ve iklim değişikliğine karşı daha güçlü bir dayanıklılık oluşturmak, gelecek nesiller için büyük bir önem taşıyor.