İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sabahın erken saatlerinde yaptığı açıklamada, 2 Nisan için yapılan tüketim boykotu çağrılarına yönelik sert ifadeler kullandı. Saat 03.57’de kamuoyuna seslenen Bakan Yerlikaya, söz konusu çağrıların Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığına yönelik bir sabotaj girişimi olduğunu vurguladı.
"BU ÇAĞRI, EKONOMİMİZE YÖNELİK BİR SABOTAJDIR"
Tüketim boykotuna ilişkin sosyal medya üzerinden yürütülen organizasyonlar hakkında konuşan Yerlikaya, “Bu çağrı, ekonomik istikrarımıza kasteden bir darbe girişimidir,” ifadesini kullandı. Yerlikaya, boykot girişimlerinin toplumda ayrışmaya yol açtığını ve aynı zamanda Türkiye’ye yönelik “işkence” iddiaları üzerinden uluslararası kamuoyunda bir algı operasyonu yürütüldüğünü ileri sürdü.
CHP’YE SERT ELEŞTİRİ
Yerlikaya, boykot çağrılarına destek verdiği öne sürülen Cumhuriyet Halk Partisi’ni de hedef alarak, “Ana muhalefetin sorumsuz çağrılarını keyifle izleyenlerin başında siyonist İsrail’in gelmesi, ibretlik bir tablodur” dedi. Bu açıklamalar, İçişleri Bakanlığı’nın boykot girişimlerini yalnızca ekonomik bir mesele olarak değil, aynı zamanda ulusal güvenlik sorunu olarak değerlendirdiğini gösterdi.
BOYKOT PAYLAŞIMLARINA SORUŞTURMA BAŞLATILDI
2 Nisan tarihli tüketim boykotu çağrıları sonrasında, dün akşam saatlerinde başlatılan soruşturma kapsamında sosyal medya paylaşımları, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ile “nefret ve ayrımcılık” suçları kapsamında incelemeye alındı. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nden gelen ardı ardına açıklamalarda, boykot girişimi “ekonomiye şantaj” olarak nitelendirildi.
İMAMOĞLU’NUN TUTUKLANMASI SONRASI TEPKİLER ARTTI
Boykot çağrılarının temelinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve ardından tutuklanması süreci yer alıyor. Bu gelişmelerin ardından özellikle üniversite öğrencileri sosyal medya üzerinden 2 Nisan'da tüketimi durdurma yönünde çağrılar yapmaya başladı.
"GENÇLER SOKAKLARA ÇAĞRILIYOR, HEDEF İÇ KARIŞIKLIK"
Yerlikaya, protesto çağrılarının gençleri sokağa çekmeyi hedeflediğini belirterek, bu girişimlerin Türkiye’de iç karışıklık çıkarmayı amaçlayan daha büyük bir planın parçası olduğunu öne sürdü. Söz konusu sürecin sadece ekonomik bir eylem değil, ülkenin bütünlüğünü hedef alan bir hareket olduğunu savundu.