Araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu’nun bombalı bir saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin üzerinden tam 32 yıl geçti. Türkiye’de araştırmacı gazeteciliğin simge isimlerinden biri olan Mumcu, 24 Ocak 1993’te arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirdi.
CİNAYETİN ÜZERİNDEKİ SİS PERDESİ HÂLÂ ARALANMADI
Suikastın ardından sorumluluğu İBDA-C ve Hizbullah gibi terör örgütleri üstlendi ancak cinayetin ardındaki gerçekler hala tam anlamıyla aydınlatılamadı. Suikasta ilişkin ilk yargılamalar Mumcu’nun ölümünden 7 yıl sonra başladı.
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok cinayetlerini de kapsayan dava, “Umut” adıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
YARGILAMA VE CEZALAR
Mahkeme, bazı sanıkları yasa dışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu örgütünü kurmak ve yönetmek suçundan, diğerlerini ise örgüt üyeliğinden çeşitli hapis cezalarına çarptırdı.
Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç ve Ekrem Baytap, örgüt kurma ve yönetme suçlarından 12 yıl 6 ay hapis cezası alırken, Recep Aydın, Mehmet Şahin ve Yusuf Karakuş gibi sanıklara 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Anayasa Mahkemesi, gözaltı süreçlerindeki usulsüzlükler nedeniyle bazı sanıkların yeniden yargılanmasına karar verdi.
MUMCU’NUN "DİPSİZ KUYU" YAZISI
Uğur Mumcu, suikasttan kısa bir süre önce kaleme aldığı “Dipsiz Kuyu” başlıklı yazısında, Orta Doğu’daki emperyalist oyunlara ve bu bölgedeki karmaşaya dikkat çekmişti. Yazısında şu ifadelere yer vermişti:
“Orta Doğu, emperyalizmin kol gezdiği, terör örgütleri ile çeşitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oynadığı karanlık dipsiz bir kuyudur. Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler. Kim, kimi, neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı yoktur. Olaylar yıllar sonra aydınlanır. O da bir kısmı!”
ANMA TÖRENLERİ DÜZENLENECEK
Uğur Mumcu, suikastın 32. yılında, öldürüldüğü noktada düzenlenecek törenlerle anılacak.