Kimileri zaman zaman, kimileri sıklıkla onlarca farklı nedene dayandırılan açıklamalarla birilerini veya bir şeyleri ertelemektedir.
Ertelemeyi; "Bazı durumlarda nispeten daha zevkli faaliyetlere öncelik vererek önemli görevleri veya etkinlikleri geciktirme eylemi" olarak ifade eden uzmanlar, bu olgunun tıbbi anlamda bir hastalık değil, davranışsal bir eğilim ya da alışkanlık olduğunu söylemektedir.
Bu tutumun altında; konfor alanından çıkmak durumunda kalmak, doğru zamanı beklemek, yeterince önemli olmadığını varsaymak, "Olacaksa tam olsun" diye düşünmek, kurallara karşı gelme dürtüsü, motivasyon yoksunluğu, öz güven yetersizliği, başarısızlık kaygısı, bilgi eksikliği gibi sebepler yatmaktadır. Yapılan bir tanıma göre ertelemek; zaman yönetimi problemi değil, duygu yönetimi problemidir.
ERTELEME DAVRANIŞIYLA NASIL BAŞA ÇIKILIR?
Sorumlulukları veya yapmak istedikleri konularla ilgili eyleme geçemeyen bireylerin bu alışkanlıktan kurtulabilmesi adına geliştirilen yöntemlerden biri şu şekildedir: Atılması gereken ilk adım, işleri; günlük, haftalık ve aylık olarak sınıflandırmaktır. Daha sonra bu (günlük, haftalık, aylık) işler, kendi içlerinde gereklilik ve aciliyet durumlarına göre sıralanır. Sıralama işleminin tamamlanmasının ardından yapılacak olan görevi de parçalara bölerek en zor kısmından başlamak üzere işe başlanır.
Erteleme konusuyla ilgili kaygı yaşamadan önce Mozart’ın da Don Giovanni Operası'nı, 29 Ekim 1787 günü Estates Tiyatrosu'nda yapılacak olan ilk dinletiden çok az süre önce tamamladığı unutulmamalıdır.