1970 yılında grip olan 16 yaşındaki Edwarda O’Bara, yaşadığı sıradan bir hastalığın ardından bilinçsizce uzun bir komaya girdiğini bilmeden yaşamına devam ediyordu. Florida’da yaşayan Edwarda, 1969’un sonlarında diyabet teşhisi konmuş ve tedavi için ağızdan alınan insülin ilacı kullanmıştı. Ancak grip olduğu dönemde ilacını kusarak vücudundaki şeker oranının tehlikeli seviyelere çıkmasına neden olmuştu. Bu süreç, onu bir daha uyanamayacağı bir komaya sürükledi.

SON SÖZLERİ AİLESİNİ DERİNDEN ÜZDÜ

Edwarda 3 Ocak 1970’te hastaneye kaldırıldığında son bilinçli anlarında annesine "Beni asla bırakma" demişti. Annesi Kaye, gözyaşları içinde "Tabii ki, seni asla bırakmam tatlım" yanıtını vermişti. Ancak genç kızın akciğerleri çökmüş, böbrekleri iflas etmiş, kalbi zayıflamış ve oksijen yetersizliği nedeniyle komaya girmişti.

42 YIL SÜREN BEKLEYİŞ

Ailesi, Edwarda’nın uyanmasını tam 42 yıl boyunca bekledi. Annesi, kızının bakımını üstlenmiş ve onu her iki saatte bir çevirerek beslemişti. Büyük borçlar biriktiren annesi Kaye, 2008 yılında 80 yaşında hayatını kaybetti. Baba Joe ise, kızının tedavi masraflarını karşılayabilmek için üç işte birden çalıştı ancak 1977’de kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.

GERÇEK HAYATTA PAMUK PRENSESİ

Edwarda, yıllar içinde "gerçek hayattaki Pamuk Prenses" olarak tanınmaya başladı. Ünlü isimler, onu ziyaret etmeye ve doğum günü için binlerce insan evine akın etmeye başladı. Ancak bu süreçte Edwarda’nın ailesine karşı baskılar da arttı. Özellikle "Ötanazi Hakkı" savunucusu Hemlock Derneği, Edwarda’nın hayatına son verilmesi için aileye baskı yaptı. 1981 yılında, Edwarda'nın ailesini tehdit eden bir telefon alındıktan kısa süre sonra evlerine ateş açıldı. Neyse ki Edwarda zarar görmedi.

KIZ KARDEŞİYLE SON ANLAR

Edwarda, 21 Kasım 2012’de 59 yaşında hayatını kaybetti. Son sabahında kız kardeşi Colleen, onu yıkayıp saçlarını taradı ve beslenme tüpüyle karnını doyurdu. Bir fincan kahve almak için yanından ayrılmadan önce Edwarda'nın alnına bir öpücük kondurdu ve "Hemen döneceğim" dedi. O an Edwarda, hayatının en büyük gülümsemesini kardeşine verdi. Yüzü ışıl ışıl parlıyor, gözlerinde bir ışıltı vardı. Ancak birkaç dakika sonra gözlerini sonsuza dek kapattı.

Kaynak: Haber Merkezi