Sözcü'de yer verilen habere göre, hakkında yürütülen iki ayrı soruşturma çerçevesinde 4 gündür gözaltında tutulan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, "Kent Uzlaşısı" soruşturması kapsamında ifadesi alındı. Ekrem İmamoğlu, soruşturma çerçevesinde kendisine yöneltilen, "Terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"SORUNUN AHLAKSIZ VE KASITLI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

"Türkiye Cumhuriyet Devleti ve Milleti aşığı bir kişiyim. Öyle bir ailede doğdum büyüdüm, ben hiç kimse ile vatan sevgisi konusunda yarışmam. Çünkü her vatandaşı vatansever olarak kabul ederim. Ama bana göre milletini vatanını ve bayrağını benden çok seven yoktur. Bu soruyu da yukarıdaki soru gibi ahlaksız ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum. Dünyanın en büyük şehirlerinden birini yöneten Ekrem İmamoğlu’na kasıtlı davranışı gösteren ve hayatımı tehdit altında tutan kişiler hakkında en üst seviyede kararlı bir şekilde hukuki haklarımı arayacağımı belirtmek isterim.

"KINIYORUM"

Tanık ifadelerini şiddetle reddediyorum. Tümü ile yalan, iftira, uydurma, bahsi geçen insanların namusuna, şerefine, haysiyetine hakaret içeren seviyesi çok düşük cümlelerle doludur. Yüce Türk yargısının böyle bir gizli tanık yöntemini tercih ederek 3 kez tarihi oy rekorlarıyla İstanbul’da seçim kazanmış, 16 milyon İstanbullunun belediye başkanını bunlarla muhatap etmesini derin üzüntü ile karşılıyor ve kınıyorum.

"CESARETİMİN TARİFİNİ DAHİ YAPAMAM"

Hak yemem, Hakkımı da yedirmeme prensibimi milletimiz çok iyi bilir. Milletimiz de hak yiyeni sevmez, hakkını  yedirmeyeni sever. Bu prensiple milletimizin bu gün itibari ile sorumluluk alarak hak mücadelesini en üst seviyede vereceğine olan inancımla ifade ediyorum ki Milletimiz büyüktür. Bu iftiralar milletimizin bağrındaki duvarlara çarpıp geri dönecektir. Ben ülkemiz için büyük tehdit haline gelen sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağım. Milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini dahi yapamam. Koltuğunu korumak için her şeyi yapmayı kendine hak gören ve milletimize ait olan her şeyin; diplomanın, mülkiyetin, şirketlerin, yeşil alanların, okulların, boğaz kıyılarının kendine ait olduğunu düşünen bu zihniyetten ülkemizin bir an önce kurtulması şarttır. Aksi takdirde insanlarımızın geleceği tehdit altındadır."

Kaynak: Haber Merkezi